Ankara’da 21 yıl önce evinin önüne uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybeden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin görülen davada aralarında tetikçi olduğu iddia edilen Tarkan Mumcuoğlu, eski MAK Alay Komutanı Levent Göktaş ve Enver Altaylı’nın da bulunduğu 6 sanığın tahliye edilmesi üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. Mahkemenin, Mumcuoğlu’nun tetikçi olmayabileceği gerekçesiyle, verdiği kararın ardından hazırlanan itiraz dilekçesinde; Levent Göktaş’ın soruşturma aşamasında yurt dışına kaçtığı, gittiği ülkede sığınma talebinde bulunduğu, Nuri Gökhan Bozkır’ın ise yurt dışındayken hakkındaki kırmızı bültene istianeden Türkiye’ye iade edildiği belirtilerek yeniden firar edebilecekleri ve delilleri karartabilecekleri yönünde yapılan itiraz Ankara 28.Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul görmedi. Soruşturmanın seyrini değiştiren Yerlan isimli tanık sayesinde cinayetin faili olmakla suçlanan Tarkan Mumcuoğlu ile diğer sanıklar serbest kaldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu Sorumlusu Başsavcı Vekili Veysel Kaçmaz’ın koordinasyonunda yürütülen çalışmalar sonucu Hablemitoğlu suikastı,
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi ara kararında, Kazakistan’da görevde olduğunu söyleyen ancak iddianamede telefon görüşme kayıtlarında gizli bir şekilde Türkiye geldiği anlatılan ve tetiği çektiği iddia edilen eski Yüzbaşı Tarkan Mumcuoğlu’nun, Kazakistan’da görevli subay ve astsubayların ifadeleri ve HTS kayıtları değerlendirildiğinde olaydan önce kaçak yollarla Türkiye’ye gelip söz konusu eylemi gerçekleştirdiğine dair bir kısım şüphe sebeplerinin sanık lehine değiştiğini kaydetti. Ara kararda, Mumcuoğlu’nun olmayabileceği, suç vasfının değişmesi ihtimali bulunduğu, bu nedenle tutukluluk halinin devamına karar verilmesinin ölçülü olmayacağı aktarıldı. Bozkır’ın yakalanmasıyla genişleyen Hablemitoğlu davasında tutuklu sanık kalmadı. Soruşturmanın seyrini değiştiren ‘Yerlan’ ‘isimli tanık sayesinde cinayetin faili olmakla suçlanan Tarkan Mumcuoğlu ile diğer sanıklar serbest kaldı. Ankara 28.Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı sonrası bu konuda gerekli eleştirilerimi sunarım inşallah!