Hedef yeni Türkiye mi?

00:003/02/2014, Pazartesi
G: 12/09/2019, Perşembe
Bülent Orakoğlu

Geçen hafta ortalarında İstanbul"da katıldığım bir televizyon programından Ankara"ya dönüşümde uçakta koltuklarımızın yan yana olması nedeniyle genç bir çift ile tanıştım. Yaptığımız sohbet, şüphesiz ki Türkiye"de 17 Aralık darbe girişimi paralel yapı ve dünyadaki yansımaları ile ilgiliydi.Ali, Hatay Samandağlı eşi de Rus uyrukluydu. Moskova"da ikamet ediyorlardı. Yola çıkmadan bir gün önce Putin"in televizyonda Türkiye ve El-Kaide konusunda yaptığı açıklamalardan tedirgin olmuşlardı. Putin El-Kaide"nin

Geçen hafta ortalarında İstanbul"da katıldığım bir televizyon programından Ankara"ya dönüşümde uçakta koltuklarımızın yan yana olması nedeniyle genç bir çift ile tanıştım. Yaptığımız sohbet, şüphesiz ki Türkiye"de 17 Aralık darbe girişimi paralel yapı ve dünyadaki yansımaları ile ilgiliydi.

Ali, Hatay Samandağlı eşi de Rus uyrukluydu. Moskova"da ikamet ediyorlardı. Yola çıkmadan bir gün önce Putin"in televizyonda Türkiye ve El-Kaide konusunda yaptığı açıklamalardan tedirgin olmuşlardı. Putin El-Kaide"nin Türkiye"de çok güçlendiğini ve destek bulduğunu ifade ederek 3-4 yıl sonra Türkiye"de El-Kaide ile karşıtları arasında devletin de müdahil olduğu çatışmaların yaşanacağını açıklamıştı.

Türkiye"nin Suriye politikası üzerinden El-Kaide destek verdiği iddiaları dış basın ve medyada uluslararası kamuoyunu etkilemek ve bu yönde bir algı yaratmak için kara propaganda olarak dillendirilmeye devam ediliyor. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk kılıfı içinde gerçekleştirilmek istenen darbe girişimi öncesinde 5 Kasım"da CNN"de 16 Kasım"da Washington Post"ta Türkiye"nin El-Kaide"ye yataklık ettiği, silah ve eleman temin ettiği yönünde dosyalar yayınlanıyordu.

Paralel Yapı ile organik ilişkileri ortaya saçılan İsrail"in Askeri İstihbarat sorumlusu Tümgeneral Koçavi"nin, Tel Aviv"de düzenlenen güvenlik konferansında Türkiye"de üç El-Kaide üssü olduğu bu üslerde 100 kadar militanın eğitim gördüğü yönünde, Yeni Türkiye"yi hedef alan asparagas haber ve bilgiler ne yazık ki CHP tarafından araştırılmaya değer görülerek bu konuda TBMM"ye önerge bile verilebiliyordu.

Tüm kamuoyunun yakından takip ettiği ve bildiği gibi El-Kaide terör örgütü hakkında kuruluşu, terörü İslamiyet ile özdeşleşmesine yönelik bir algı yaratması ve küresel güçlerin maşası olduğu yönünde bir dizi iddia, şüphe ve kuşku mevcut.

El-Kaide terör örgütünün ortaya çıkışı,1979 yılında Rusların Afganistan"ı işgal ettiği yıllara dayanıyor. Usame bin Ladin ve 43 İslam ülkesinden gelen 35.000 mücahit, Kabil"deki komünist rejimi yıkmak için ABD(CIA) ve İngiliz(MI6 )gizli servislerinin örtülü desteği ile Pakistan İstihbarat Teşkilatı(ISI) tarafından silahlandırılıp eğitildiler. Savaşın bitmesi sonrasında, Soğuk Savaş döneminde başıboş kalan bu güçlü savaşçıları Ladin derleyip topladı. Saddam Hüseyin"in 1991 yılında Kuveyt"e girmesi üzerine Ladin emrindeki kuvvetlerle Irak"ı Kuveyt"ten çıkarmak için Suudi Arabistan istediği izni alamayınca, ABD ve Batılı güçlere cihat ilan etti.

11 Eylül 2001"de İkiz Kuleler"e Pentagon"a El-Kaide tarafından düzenlendiği iddia edilen saldırılar başta ABD olmak üzere dünya kamuoyunda şüphe ile karşılanmış, bu saldırıların arkasında, El-Kaide"yi paravan olarak kullanan ABD Derin Devleti"nin izleri sürülmeye çalışılmıştı. Ne de olsa kendi Devlet Başkanı"na suikast düzenleyebilen bir derin yapı söz konusuydu.

2001"de New York"ta bulunan, Dünya Ticaret Merkezi"ne uçaklarla yapılan saldırılar sonrasında ABD"nin ilan ettiği "''Bush Doktrini"'' yeni düşmanı ve yeni küresel düzeni tanımlıyordu. Yeni düşman terörizm, strateji ise sert güç unsurlarınca, uluslararası hukuk göz ardı edilerek, teröre destek veren ülkelerin cezalandırılması olarak belirtiliyordu.

ABD yetkilileri tüm dünya ülkelerini mutlak bir itaate zorlayarak terörle mücadelede ya bizim yanımızdasınız ya da karşımızda perspektifi ile baskı altına alıyor, terörle mücadele kılıfı altında asıl hedefin El-Kaide ile işbirliği üzerinden düzmece senaryo ve istihbarat operasyonları ile Ortadoğu"daki Müslüman ülkeler olduğu anlaşılıyordu.

Bu stratejinin doğal bir sonucu olarak ABD 2001 yılında Afganistan, 2003 yılında Irak"ı işgal etti. Gerekçe ise El-Kaide ile işbirliği ve kitlesel imha silahları üretme iddiasıydı. Bu iddiaları kanıtlamak için CIA-MI6 gizli servislerinin, çok sayıda üretilmiş sahte belge ve istihbarat raporları hazırladığı, bizzat yıllar sonra dönemin ABD Başkanı Colin Powel tarafından itiraf edilmişti.

Günümüzde de Suriye"de El-Kaide bağlantılı El-Nusra ve Irak-Şam İslam Devleti örgütlerinin Türkiye tarafından desteklendiği ve silah yardımı yapıldığı yönündeki uydurma ve yalan haberlerin "ülkemizi teröre destek veren ülkeler kategorisine" dahil etme amacını da aşan, Türkiye"nin iç ve dış güvenliğini tehdit eden küresel ölçekte bir istihbarat operasyonu ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Üstelik Mart 2013 tarihinden itibaren Suriye–Ürdün sınırındaki kamplarda ABD, İngiltere ve İsrail özel Savaş Eğitmenleri tarafından askeri eğitimden geçirilerek Ürdün Sınırı"ndan Suriye"ye sokulan 10 bine yakın İslamcı savaşçının Özgür Suriye Ordusu yerine El-Kaide uzantılı örgütlere katıldığı yönündeki güvenilir kaynaklardan teyit edilen bilgiler ülkemiz üzerine kurulan kumpas ve tehdidin boyutlarını açıkça ortaya koyuyor.