Yapar mı yapar...

00:0014/04/1999, Çarşamba
G: 9/09/2019, Pazartesi
Fehmi Koru

Her seçimden akılda önemli bir söz, çarpıcı bir sahne kalır: Turgut Özal ile Necdet Calp arasındaki söz düellosu sırasında köprüyü satma üzerine çıkan tartışma 1983 seçiminin zihinlere kazılı anısıdır... 1991''de, her ne pahasına olursa olsun iktidara ulaşmak isteyen Süleyman Demirel, Karadenizli fındık üreticisine, "İktidar ne veriyorsa 5 bin lira fazla" demişti, o cümle de silinmeyecek şekilde belleklere yerleşti.Pazar günü yapılacak seçimden yarına kalacak söz de şimdiden belli: Medya patronu

Her seçimden akılda önemli bir söz, çarpıcı bir sahne kalır: Turgut Özal ile Necdet Calp arasındaki söz düellosu sırasında köprüyü satma üzerine çıkan tartışma 1983 seçiminin zihinlere kazılı anısıdır... 1991''de, her ne pahasına olursa olsun iktidara ulaşmak isteyen Süleyman Demirel, Karadenizli fındık üreticisine, "İktidar ne veriyorsa 5 bin lira fazla" demişti, o cümle de silinmeyecek şekilde belleklere yerleşti.

Pazar günü yapılacak seçimden yarına kalacak söz de şimdiden belli: Medya patronu Aydın Doğan''ın, DYP lideri Tansu Çiller''e hitaben söylediği, "Üç kulhüvallah okusun kendimi Taksim meydanında asarım..." sözü...

Aydın Doğan''ın bu sözünde, Tansu Çiller''in, temel dini bilgilerden yoksun olduğu halde, "Dininizin hâmisi benim" demesine duyduğu tepki yatıyor, bu belli. Ancak, haklı bir tepki mi bu?

Tansu Çiller''in siyasete atılmasından başbakanlığa tırmanmasına kadar geçen kısa süreçte medya belirleyici bir rol oynadı. Aydın Doğan''ın gazetesi Hürriyet''in "Leydi''nin topuk sesleri" manşeti nasıl unutulur? Muhafazakâr bir partinin başına yürüyen kolejli Tansu Çiller, siyasi rakipleri tarafından, özellikle muhafazakâr değerlere bağlılık yönünden sorgulandığında, Doğan Grubu yazarları göğüslerini Çiller''e siper etmişlerdi. Şimdi aynı kişiler, patronlarından aldıkları işaretle, Tansu Çiller''i, dini bilgi yönünden hesaba çekme yarışındalar...

Acaba dini bilgi bakımından hesaba çekilme normal bir işlem haline gelirse, yüzlerce insanı çatısı altında bulunduran Aydın Doğan Grubu gazetelerinin durumu ne olur? Sadece bir örnek vereyim: Geçenlerde, Hürriyet, siyasi parti liderlerinden birinin, bir özel sohbette, "Kur''an''dan hadisler okuduğunu" yazdı. Hadi "Muhabir âyetle hadisi karıştıracak kadar câhildi" diyelim, peki aynı çatı altında bulunan yüzlerce kişi de mi bu vahim hatayı fark etmedi? Milliyet''in Çiller''le ilgili haberini yayın sorumlularını sollayarak savunan Aydın Doğan, yayınla bu kadar içli dışlı olduğuna göre, Hürriyet''teki dini bilgi eksikliğinin giderilmesi konusunu da ciddiye alıyor mu acaba?

Tansu Çiller''in ''dini ve dindarları himaye'' iddiasını dini bilgilerini sorgulayarak boşa çıkarma çabası, Aydın Doğan''ın o tür bir sorgulamada sınıfı geçecek durumda olan siyasilere benzer iddiaları seslendirme şansı tanıdığı anlamına da gelmek zorunda. Oysa, grubuna ait gazeteler, bazı mensupları sadece küçük bir sureyi değil Allah''ın kelâmını baştan sona ezbere okuyabilecek kişileri içinde barındıran partilere karşı da hiç anlayışlı davranmıyorlar... O tür partilerin din dersi sınavından ''yıldızlı pekiyi'' alabilecek durumdaki mensuplarının sözleri de ciddiye alınmıyor... Sırf inançlı oldukları için bazı siyasilere hınç besleyen yazarlar bile var gazetelerinde...

Böyle bir durumda, Aydın Doğan''ın, "Dinin ve dindarın hâmisi benim" iddiasında olan DYP liderine, dini bilgisinin yetersizliği yüzünden karşı çıktığına kim inanır?

Daha önemli bir nokta da, Aydın Doğan''ın "Dine ve dindarlara sahip çıkacak kişi her şeyden önce dinini bilmeli" diye özetlenebilecek olan bakış açısının, gazetelerinin yazarları tarafından bir başka konuda paylaşılmadığı gerçeğidir. Kosova''ya Amerikan müdahalesinin ilk gününden beri, o gruba mensup bazı yazarlar, Kosova''da öldürülen Müslümanların Amerika ve başkan Bill Clinton tarafından himaye edildiğini, bu konuda şüphe izhâr edenleri kınayarak, ısrarla vurguluyorlar. Oysa, Tansu Çiller''in ezberinde olmadığı vehmedilen dini metinleri Clinton''un da bilmediğine eminim. (Tersini iddia edemem; aldığı Amerikan eğitimi sayesinde, Tansu Çiller, Hıristiyanlık hakkında bayağı bilgi sahibi olabilir.) Aydın Bey''in "Okusun üç kulhüvallah''ı, kendimi Taksim meydanında asayım" sözüne sahip çıkan gruba mensup gazeteciler, ABD başkanının "İslâm''ın hâmisi" olabileceğini Tansu Çiller''in ise olamayacağını söylüyorlarsa, bu yaklaşımda çifte standart aramak herhalde hakkımız...

Aydın Bey''in Tansu Hanım ''Kulhüvallah'' okuyabilirse kendisini Taksim''de asacağını söylemesi beni bir başka yönden de tedirgin etti. DYP lideri ''kartelci medya''ya o kadar kızgın görünüyor ki, Aydın Doğan''ın sözünü tutacağı umuduyla, bakarsınız ''İhlâs'' suresini ezberleyip sular seller gibi okuyuverir...