Tarihi çoğu zaman sıradan aklın almayacağı işlere kalkışanlar yazar. Tarihi değiştiren olayları alt alta yazarsanız bunu rahatlıkla görürsünüz. Tarihe iz düşürmüş nice kahraman, sıradan aklın ve düz mantığın mahkemesinde beraat edemez. Bunun sebebi basittir, sıradan akıl ve düz mantık için her şeyi anlamanın tanımlanmış bir yolu vardır. Şurada başlamış bir olayın buraya geldiğinde ne şekil alacağı matematiksel bir kesinlikle bellidir. Tabii iş sıradan akla ve düz mantığa kalırsa… Ama kalmıyor, sık
Tarihi çoğu zaman sıradan aklın almayacağı işlere kalkışanlar yazar. Tarihi değiştiren olayları alt alta yazarsanız bunu rahatlıkla görürsünüz. Tarihe iz düşürmüş nice kahraman, sıradan aklın ve düz mantığın mahkemesinde beraat edemez. Bunun sebebi basittir, sıradan akıl ve düz mantık için her şeyi anlamanın tanımlanmış bir yolu vardır. Şurada başlamış bir olayın buraya geldiğinde ne şekil alacağı matematiksel bir kesinlikle bellidir. Tabii iş sıradan akla ve düz mantığa kalırsa… Ama kalmıyor, sık sık kalbinin sesini dinleyen kahramanlar çıkıyor ve tarihi matematiğin elinden kurtarıyor. Bütün peygamberler böyle mesela… Toplumların peşine takılıp gittiği bütün tarihi lider kişilikler… Bugün insanlığın ortak kabulüne mazhar olan evrensel insani değer ve kavramları zihinlerimize kazıyan örnek kişilikler ve onların ibretlerle dolu hayatları, unutulmaz mücadeleleri… Ömer Muhtar, Jan Dark, Malcolm X, Nelson Mandela ya da Rachel Corrie mesela… Sıradan aklın ve düz mantığın katı çizgisini bir adımda aşıp geçtiler hepsi. Çünkü vicdanları onlara bir insan olarak gitmeleri gereken istikameti gösteriyordu, uydular buna… Uymasalardı, insanlık adına bugün kazanmış olduğumuz cepheleri kazanamayacaktık.
Kötülerin matematiği daima iyidir. Tarihi sıradan aklın ve düz mantığın elinde esir bırakırsanız, daima kötüler kazanır. Neden böyledir? Çünkü hayat için tabii olan iyiliktir. Tabii olanı içinize sindirir ve korursanız felah içinde olursunuz. Kötülük içinse tabii olanı değiştirmek, karanlık fikirler yürütmek, var olanı değiştirecek kirli hesaplar yapmak gerekir. Yani şeytanla dost olmak, ortak olmak… Her kötülüğün ardında böyle bir pratik vardır. Dolayısıyla denklemi genellikle kötülük kurar, iyilere dayatır. Bugünün dünyasında daha bir böyle bu… İyiler, kötülüğün attığı adımlarla baş etmekte güçlük çekiyor. Kirli hesabın taarruzlarına karşı, bir savunma matematiği geliştirmek zaman alıyor. Bu şartlarda geriye bir tek şey kalıyor bu kirli hesabı bozmak için: Cesaret gösterip denklemin dışına çıkmak! Bunu yapabilirseniz, kötülüğün hesabı da şaşıyor.
Mavi Marmara öncülüğündeki gemilerin yaptığı tam olarak budur. O gemilerdeki yüzlerce gönüllü insan, cesaretle attıkları bu adımla kötülüğün masanın üstüne serdiği karanlık hesabı değiştirdiler. Tek hamlede masanın üstünü boşalttılar. Şimdi o masada söz yeniden şekilleniyor.
Aradan sadece bir hafta geçti. İsrail insanlığın vicdanında tarihinde hiç görmediği bir mahkûmiyeti yaşıyor. Hiç olmadığı kadar ağır eleştiriler alıyor. Dünyanın her köşesinden siviller meydanlarda İsrail''in kötülük çarklarına olan öfkelerini haykırıyorlar. Başta BM olmak üzere uluslar kurumlar bağımsız ve adil bir soruşturma yapılmasını ısrarla istiyor. Bazı ülkeler İsrail ülkelerini çekti. Mısır Refah kapısını araladı. Ve nihayet İsrail de ambargoyu hafifletecek kararlar almaya mecbur oldu. Muhtemel ki devamı gelecek bu iyi haberlerin. Ama bu kadarı bile kalp taşıyan o gemilerin tarihi değiştirdiğini göstermeye yeter… Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyleyenler haklıdır. İnsanlığın ortak vicdanı sıra dışı bir hamleyle kötülüğün denklemini bozmuştur. Şimdi vicdanlar da yeniden masadadır.
Gücün çoğu zaman kötülerin elinde olduğu söylenebilir, ama unutulmasın ki haklı olan da daima iyilerdir.
