|
Dijital ekosistem ve avuç içindeki diplomasi

Teknoloji alanındaki gelişmeler sadece süreçleri hızlandırmakla kalmıyor. Aynı zamanda işlerin yapılma biçimine de köklü değişiklikler getiriyor. Dijital diplomasi bunlardan birisi… Diplomasi köklü geleneklere sahip bir alan ve değişimin görece olarak yavaş yansıması bir noktaya kadar anlaşılabiliyor. Dijital diplomasi dalgası başladığında temkinli davranan ülkeler birer ikişer bu alanda varlık göstermeye başladılar ve stratejilerini ortaya koydular. Daha önce sadece Twitter ve Facebook sayfalarından kurulan kısa vadeli iletişimin yerini orta ve uzun vadeli stratejik hedeflere bıraktığını görüyoruz. Dijital diplomasiden beklentiler farklılaştıkça kullanılan araçlar da çeşitleniyor.

Dijital diplomasi klasik yaklaşımla mevcut diplomatik tezlerin konuların dijital ortamdaki muhataplara aktarılarak kalplerin ve zihinlerin kazanılması üzerinden ilerliyor. Bu bakış açısıyla her harici temsilciliğe paralel dijital izdüşüm olduğunda dijital diplomasi faaliyetleri yerine getiriliyor denebilir. Bu tanım yanlış olmamakla birlikte gerçeği tam olarak ifade etmekten uzak kalıyor.

Diplomasi söz konusu olduğunda farklı araçları kullanmak gerekiyor. Bunu tam olarak hayata geçirmek de dijital ekosistemi kurmak ve yeşertmekle mümkün. Dijital ekosistem neyi kapsıyor? Diplomasinin asli aktörleri diplomatlar olmakla birlikte bugün ciddi bir paradigma değişikliği yaşanıyor. Artık farklı alanlardaki uzmanlar veya ilgili kişiler diplomasinin aktörleri haline geliyor. Artan ticaretle işadamları, küreselleşen medya iklimiyle gazeteciler, hızlı bilgi alışverişiyle akademisyenler ve dünyaya kulağını açan üniversite öğrencileri… Tüm bu aktörler yeni nesil diplomasinin ekosisteminde kendilerine yer buluyor.

Nitekim ABD Dışişleri bu ekosistemi dijital araçlarla yönetmek üzere bir mobil uygulama geliştirdi. Diplomasi çalışmalarına dahil olmak isteyen kişilere adım adım rehberlik yapan bu avuç içi bilgisayar uygulaması sadece teknolojik bir kolaylaştırıcı olarak görmek yanılgı olur. Kadroya dahil olmak isteyen hevesli öğrencilerden gönüllü olarak çalışmalara destek vermek isteyen vatandaşlara kadar herkesi diplomasi sürecine dahil etmek isteyen bir çalışmayla karşı karşıyayız.

Diplomasi artık sadece bir "ürün" sunan bir "sektör" olmaktan çok "platform sağlayıcı" konumuna geçiş yapıyor. Türkiye"nin de bu geçiş sürecini dijital araçlarla yönetmek için gerekli hem teknik hem de insan altyapısı bulunuyor. Gerekli olan, potansiyeli enerjiye çevirecek dijital diplomasi sinir sistemini kurmak ve başarılı örneklerle bu sistemi beslemek. Bu sistemin kurulması ülkenin en parlak beyinlerini en özgün düşüncelerini Türkiye markasına destek vermek üzere bir araya getirecektir.

Üzgünüm, sadece sosyal medyada var olmak artık dijital diplomasi için yeterli değil. Sürükleyici bir kurgunuz ve makro hedefleriniz yoksa sosyal medya seviyesi gittikçe düşen bir forum alanı olmanın ötesine geçemiyor. Altyapı kurmadan yapılacak tüm çalışmalar gecekondu mantığının bir yansıması olacak ve kısa bir süre sonra çözümün değil sorunun bir parçası olacaktır. Diplomasiyi avuç içine almak sadece akıllı telefonlara uygulama yüklemek değil çözümü hızlandırmak ve günümüz dünyasının diliyle konuşmak anlamına da geliyor.

Türkiye"nin kendi gücünü ve enerjisini dijital diplomasi alanına taşıması ancak uzun vadeli bakış açısı ve stratejilerle mümkün olacaktır. Türkiye geçirdiği dönüşümü dijital hızda anlatamadığı sürece dönüşüm öncesinin bakış açısıyla değerlendirilmeye mahkumdur ve bu da hak etmediği bir karşılıktır.

11 yıl önce
Dijital ekosistem ve avuç içindeki diplomasi
İbn Sina"nın "Namaz Risalesi"nin hatırlattıkları
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?