|
Vesselam vesselam vesselam

Hepimizin hayalleri var. Benim hayallerimden biri bundan 6,5 yıl önce gerçek olmuştu. Bugün o hayalime “nokta” koyma zamanıdır.

1995 yılında
Yeni Şafak
gazetesinin Ankara Bürosu’nda
Gökhan Özcan
ağabeyi ziyaret etmiştim. Eski hukukumuza güvenerek ondan iş istemiştim de bana,
“Hasan çok para veremeyiz, sen çoluk çocuk sahibisin daha çok para veren yerde devam et”
demişti.

Rabbim Yeni Şafak yolumu uzun kılmıştı..!

1999 yılının Eylül ayına kadar birçok farklı gazetede çalıştım. Her ortamda,
“Falanca yerde çalışıyorum; Yeni Şafak okuyucusuyum”
diyen bendim.

O kadar dostum, arkadaşım Yeni Şafak’taydı ki beni de ne hikmetse hep Yeni Şafak’tan bilirlerdi.

Gün oldu nasip oldu Yeni Şafak’ta yazı işlerinde 1999 ila 2003 yılları arasında çalışma imkânı buldum.

Ak Parti’nin kuruluşuna da şahit oldum, 1 Mart Tezkeresi’nin reddine de…

Albayrak ailesine yönelik kumpası da… Yeni Şafak’a baskını da yaşadım…

Bayrampaşa’daki binayı kurşunladıklarında kurşunun biri tam da oturduğum masanın hemen yanı başındaki cama isabet etmişti de umursamamıştım.

Selahattin Sadıkoğlu’nun yayın yönetmeni olduğu günlerden bir gün odasına girip
“Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik beni istiyor, ne dersiniz?”
diye sorduğumda
, “Aynı yolun yolcusuyuz, git yolun açık olsun”
demişti.
2003’te Yeni Şafak’tan ayrıldığım halde neredeyse
bir yıl oturduğum masa ve koltuğum öylece durdu…

Her ziyaretimde o masada oturmaya devam ettim.

Yıllar geçti…

Ve bir gün
“Gel, Yeni Şafak’ta yaz”
dediğinde
“Şeref duyarım”
demek düştü nasibime.
15 Mart 2016
’dan bugüne
“Türkiye’nin Birikimi”
Yeni Şafak’ta bir damla olmak için çaba sarf ettim.

Bugünse veda zamanıdır.

Safımız bellidir… Yolumuz bellidir.

Büyük ve güçlü Türkiye için…
Milletin inançlarıyla barışık bir ülke için...

Yolumuza devam edeceğiz.

Ama Yeni Şafak’ta bu son yazımızdır.

Yazdım, yazdım, yazdım.

Yazdığım yazıları hep teşvik etti gazete yönetimi.

Okuyucularımız, zaman zaman eleştirdi ama onlar hep cesaretlendirdi bizi.

Ve işte şimdi bu son yazıda…

Başta
Ahmet Albayrak
Beyefendi olmak üzere ve tüm
Albayrak ailesine
Hac yoldaşım, kıymetli kardeşim, sevgili genel yayın yönetmenimiz
Hüseyin Likoğlu’
na…
Bugüne kadar kahrımı çeken
Mustafa Kahraman
ağabeye,
İdris Saruhan
kardeşime ve tüm Yeni Şafak Yazı İşlerine şükranlarımı sunarım.

Ve bugüne kadar bu köşede bizi okuyan, eleştiren, destekleyen kıymetli okuyucularımız da teşekkür ederim.

Herkesin hakkını helal etmesini dilerim.
Benden yana hakkım helaldir.
İlk yazıda “
Bismihi
” diye başlayıp,
“esselam, esselam, esselam”
demiştik.
Şimdi son yazıda cümleten,
“vesselam, vesselam, vesselam”
diyorum.

Rabbim yolumuz boyunca ayağımızı sabit kılsın!

Dostluğumuzu baki kılsın.

Kalın sağlıcakla…

#Yeni Şafak
#Gökhan Özcan
#Ahmet Albayrak
#Mustafa Kahraman
2 yıl önce
Vesselam vesselam vesselam
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti