|
Bay Kemal kasetle değil seçimle gitmeli

Her şeyi açık açık konuşmanın vakti çoktandır geçti. Türk demokrasisi 13 yıldır büyük bir ayıpla iç içe. Türkiye’nin ana muhalefetinin başındaki isme, yani Deniz Baykal’a kaset kumpası kurulmuş ve genel başkan değiştirilmiş. İşbaşına gelen genel başkan da 13 yıldır bu koltuğu işgal etmeye devam ediyor.

ABD’de hapiste ölen sapık milyarder Jeffrey Epstein ile ilgili her geçen gün yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Dünyayı yönetmek isteyen karanlık küreselciler, başta ABD’yi yönetmeye talip başkan adaylarını, dünyanın önemli ülkelerindeki siyasetçileri, karar vericileri, iş adamlarını hâsılı her alanda liderlik vasfı olan kişileri Epstein üzerinden kurdukları iğrençlikler dünyasında avuçlarına alıp istedikleri gibi yönettiler ve hâlâ yönetiyorlar.

ABD’li sapık milyarder Jeffrey Epstein ile ilgili ortaya çıkan skandallara baktığımızda karşımıza çıkan isimler yeterince dehşet verici. Pedofili sapkınlığı başta olmak üzere iğrenç olayların merkezinde ABD başkanları Bill Clinton, Obama, Trump, Biden, İngiltere Prensi Andrew gibi daha açıklanmayan siyasetçiler dışında dünyada ekonomi başta olmak üzere önemli konularda karar veren binlerce isim var.

FETÖ’NÜN 3 BİN KİŞİLİK FUHUŞ ORDUSU!

Sapık milyarder Epstein’ın Türkiye şubesi Fetullah Gülen’dir. Bir dönem FETÖ içinde bulunmuş ve daha sonra örgütle ilgili önemli ifşalarda bulunmuş Çetin Acar, FETÖ’nün bu yüzünü çok çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.

Acar’ın, mahkeme tutanaklarında yer alan şu ifadesi, korkunçluğu fazlasıyla gözler önüne sermiyor mu: “FETÖ’cüler 3 bin kişilik fuhuş ordusu kurmuş. Bunlar bakanların, milletvekillerinin, generallerin koynuna sokuluyordu ve kayıt altına alınıyordu. ‘Zehra’ isminde bir ‘fahişe imamı’ vardır. Okumaya gelen bin civarında kişi, Gülen’in evinde fahişe olarak kullanılıyor.”

Bu sözleri teyit eden başka ifade ve olaylar da var. Yakın zamanda hayatını kaybeden Nuh Mete Yüksel ile ilgili kaseti herkes hatırlar. O kasette yer alan Fetullahçı örgüt sempatizanı kadın, adliyede zabit kâtipliği yapıyordu. Özelikle askeri öğrencileri ağlarına düşürmek için, FETÖ evlerinde kalan kızların mini etekler giyerek buluşmaya gittiklerini anlatan ifadeler de var.

Fetullahçı Terör Örgütü, 17-25 Aralık’tan çok önce operasyon kararı almıştı. 2008-2012 yılları arasında yaptığı yasa dışı dinlemeler dava konusu oldu ama çok ciddi bir şekilde analiz edilmedi. Fetullahçı Terör Örgütü, yargıya yansıdığı için 2008 diyorum; muhtemelen öncesi de vardır. Örgüt, VIP dinleme listesi oluşturmuş ve sahte isimler üzerinden dinlemelere başlamış.

FETÖ’nün VIP dinleme listesinde siyasetçiler, gazeteciler, iş adamları, STK yöneticileri, bürokratlar, askerler yani karar verici, icracı, toplumda karşılığı olan nüfuz sahibi çok önemli şahsiyetler vardı. Bunları dinleyerek gelecekte yapacağı darbeler öncesinde büyük bir dizayn projesini hayata geçirdi.

Sadece bir örnek vereyim –ki bu örnekleri her alanda çoğaltmak mümkün–: VIP dinleme listesinde yer alan isimlerden biri dönemin kudretli Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’tü. Yanlış hatırlamıyorsam Özkök, bir uyuşturucu tacirinin ismi ve TC’si üzerinden dinlenmişti. Hürriyet ile adı özdeşleşen Özkök, o süreçte sessiz sedasız ayrıldı. Yerine MİT TIR’ları kumpasının kuryesi Enis Berberoğlu getirildi.

FETÖ, 2008-2012 yılları arasındaki yasa dışı dinlemelerle istediği dizaynı gerçekleştirdi. Baykal’a yönelik kaset kumpası da o dinlemelerin neticesinde elde edilen verilerle gerçekleşti. Konumuz bu olmadığı için diğer dizayn örneklerini vermiyorum. Ama adı geçenleri bulun; kimlerin nasıl savrulduğunu görürsünüz.

FAHİŞE ORDUSUNUN OLUŞTURDUĞU TEHDİT HÂLÂ DEVAM EDİYOR MU?

MHP’ye yönelik kaset kumpasında da aynı izler var. Sadece şunu sormak istiyorum:

* Kumpaslarda kullanılan kadınlar kimler, bunlar araştırıldı mı?

* Bu kadınlar FETÖ’nün 3 bin kişilik fuhuş ordusunda yer alıyor mu?

* FETÖ’nün fuhuş ordusunda yer alan kadınlarla başka kimlere kumpas kuruldu?

* O kumpaslar hâlâ geçerliliğini koruyor mu?

* FETÖ’nün fahişe ordusuyla oluşturduğu tehdit hâlâ devam ediyor mu?

Seçime bir hafta kala Kemal Kılıçdaroğlu ‘pis işler’den bahsedince dehşete düştüm. ‘Pis işler’den bahsedecek en son insan olan Kılıçdaroğlu bu işlere girdiğine göre tehlike büyük. ‘Pis işler’ dendiği zaman aklınıza hemen FETÖ gelmeli. Eğer ‘pis işler’ olacaksa kesinlikle FETÖ işin içindedir.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybedeceğini anlayanlar ellerindeki kasetleri ortaya çıkarmaya karar vermiş olabilirler. Bir taşla kuş katliamı yapacaklar.

Birincisi, kasetleri iktidar yayıyormuş havası vererek, muhalefet cephesinde büyük tepki oluşturacaklar. Zira seçimi kaybettiklerinde öfkeli muhaliflere ihtiyaçları var.

İkincisi, “Kılıçdaroğlu seçimi normal yollarla değil kaset yüzünden kaybetti” algısını oluşturacaklar. Böylece kasetle getirdiklerini kasetle götürecekler. Ve ellerindeki kasetlerin hâlâ iş yaptığını göstererek ilgililere yani kasetle avuçlarında tuttuklarına mesaj verecekler.

Üçüncüsü, siyaseti yine kendileri dizayn etmiş olacaklar. Doğal yollarla bir değişim olmayacak muhalefette. Gelenleri de kendileri belirleyecekler ve muhtemelen avuçlarında tutabileceklerini işbaşına getirecekler.

Kemal Kılıçdaroğlu ‘seçimde’ gitmeli, kasetle değil! Böylece kasetçilerin hükümranlığını da sandığa gömmüş oluruz.

#Seçim
#Siyaset
#ABD
#FETÖ
#MİT
#Hüseyin Likoğlu
1 yıl önce
Bay Kemal kasetle değil seçimle gitmeli
ABD-İsrail’in iddiaları yalan ama vahşeti gerçek
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit