|
Hayırlı olsun Türkiye!

Bu milleti yenemezsiniz.

Bin yıldır bu topraklarda her türlü entrikayı görmüş bu milleti artık kandıramazsınız.

Yüz yıldır birbirine boğazlatılan, aşağılanan, horlanan bu millet artık meydan okuyor ve siz bunu engelleyemezsiniz.

Kalbiyle, ruhuyla, bütün benliğiyle bağrına bastığı bir lideri, ne yapsanız, ne kadar kirli siyaset yürütseniz de bu ülkeye Başkan yapan bir halkın iradesini kıramazsınız.

Dünkü seçim Türkiye tarihinde bir milattır. Birinci Dünya Savaşı''ndan bu yana devam eden sahne kapandı.

Vesayet rejimi dönemi bitti. Vesayetten beslenen içerideki siyasal söylemin de, kadroların da ömrü tükendi. Osmanlı''yı dağıtıp Anadolu''da kendi denetimlerinde bir rejim ihdas edenlerin bu topraklar üzerindeki hakimiyeti sona erdi. İstiklal mücadelesi veren halkımız ilk kez iktidar oldu, devlet iktidarı üzerinde söz hakkı elde etti.

ONLAR İÇİN TARİHİN SONU GELDİ

Bir tarih periyodu kapandı, yeni bir tarih başladı.

Bundan sonra hala vesayetçi efendilerinin buyruklarıyla Anadolu''yu, Türkiye''yi, milletimizi oradan oraya sürükleyebileceklerini sananlar büyük hayal kırıklığı yaşayacak.

Artık Anadolu''nun, coğrafyanın, İstanbul''un, kadim şehirlerimizin ruhu milletimizi yönlendirecek. O tarihi hafıza, o müthiş kardeşlik, o derin dayanışma bize yol gösterecek. Türkiye''nin özgürlüğü, kelepçelerinden kurtulmuşluğu coğrafyayı da coşturacak.

Doksan dört yıl önce Gazze''de direnen, Kut-ul Amare''de savaşan Anadolu gençleri, onların hafızaları ve hatıraları artık Türkiye''de. Devlet de, millet de ve Türkiye de artık onlar.

Batı başkentlerinden beslenenler, ruhlarını Batı''nın derin yapılarına teslim edenler, onlardan Türkiye ihalesi alanlar, onların istihbarat projelerini bize pazarlayanlar için tarihin sonu geldi. En azından bu ülke yerli olan, değer yargılarımızdan beslenenler dışında hiçbir siyasal söyleme, ortaklığa, organizasyona, kadroya iktidar vermeyecek, devleti ve ülkeyi teslim etmeyecektir.

Soğuk Savaş artığı siyasi partiler tükendi. Türkiye toplumunun büyük değişimine ayak uyduramadı. Kendini yenileyemedi. Hala eski dar çatışmacı söylemlerle ayakta durmaya çalışıyor. Bu yüzden her seçim onlar için daha da erime, tükeniş oluyor. Böyle kaldıkları sürece tükenecekler, ayakta kalamayacaklar.

Dünkü seçim bunu bir kez daha gösterdi. Vesayetçi, derin Batı kaynaklarından beslenmenin bedelini çok ağır ödüyorlar.

ISMARLAMA ADAY, SİPARİŞ CEPHE

Oysa Türkiye tarihinde ilk kez doğrudan bir Cumhurbaşkanı seçiliyordu. Bu fırsatı kullanabilirlerdi. Olmadı, yapamadılar. Tayinle, siparişle, talimatla hareket ettiler. Kendilerine dayatılan ısmarlama bir Cumhurbaşkanı adayı gösterdiler. Hepsi biraraya gelip bir cephe oluşturdu. İki büyük parti ve çok sayıda küçük parti vesayetçilerin ve cemaatin yörüngesine girdi. Yol haritalarını cemaat ve vesayetçileri çizdirdi.

Kaybetti. Çatı çöktü, Enkazın altında kaldı. Birbirlerinden farklı hiçbir siyasi tezleri ve söylemleri kalmadı. Kendilerini tükettiler. Kendilerine yazık ettiler.

Türkiye''de geleneksel muhalefet, geleneksel muhalefetin dışında kalan marjinal siyasi çevreler ve son olarak da cemaat kadroları ve tabanı biraraya getirildi. Cumhuriyet tarihinin en geniş katılımlı cephesi biçimlendirildi.

Yine olmadı. Aldıkları oy ortada. Seçimden önce ne söyledikleri daha doğrusu ne söylemedikleri ortada. Tükenmişlikleri ortada. Gezi ile 17 Aralık''la deviremedikleri Tayyip Erdoğan karşısında tarihi bir hezimet yaşadılar.

Öyle Anadolu insanına sırt çevirmekle, dış destekçiler bulmakla, darbe girişimiyle suçlananların yörüngesine girmekle iktidar olunmuyor. Bir kumar oynadılar ve kaybettiler. Belki de ebediyyen iktidar olma şansını kaybettiler.

Türkiye ilk kez Başkan seçti. Devamı gelecektir. Etnik ve mezhep çatışmasına yatırım yapanlar bu süreci durduramayacaktır. Sıfır hafıza ile iş yürütenler, yüz yıl önce yaşananları bile hatırlayamayanlar sahneden çekilecektir. Artık dış desteğin, rejim değişikliği projelerinin, darbe senaryolarının, örtülü operasyonların Türkiye''de iç siyasi yapıyı dizayn etme yeteneği yok olmuştur.

Ne kadar yerliyseniz o kadar güçlüsünüz. Ne kadar bu topraklardan besleniyorsanız o kadar varsınız. Ne kadar Türkiye iseniz o kadar geleceksiniz.

Küçük ayak oyunları, partizan çıkar hesapları, otuz yıl öncesinin siyaset diliyle bundan sonra hiçbir şey yapamazsınız. Böyle devam ederseniz 20. Yüzyıl''a gömülüp kalacaksınız.

EZBERLERİNİZİ UNUTUN, YENİ BİR TARİH BAŞLADI

Dün bir seçim yapılmadı. Sadece Cumhurbaşkanı seçilmedi. Yeni bir tarihsel süreç başlattı. Yeni bir kuruluş sözleşmesinin, toplumsal sözleşmenin kapılarını araladı. Ulusal sınırların ötesine geçen bir gücü haber verdi.

Devamı gelecek. Türkiye''nin normalleşmesi için ne gerekiyorsa yapılacak. Yeni bir ülke şekillenecek. Coşkulu, birleştirici, kaynaştırıcı, daha özgür ve daha müreffeh bir Türkiye şekillenecek. Ezberler bozulacak, eski söylemler terkedilecek, yeni sözler söylenecek.

Türkiye, yüz yıl sonra bütün önyargılardan, kamburlardan, bağımlılık ilişkilerinden kurtulup o büyük yürüyüşü tamamlayacak. Tarih değişirken, coğrafya değişirken, dünya değişirken yeni bir Türkiye kurulacak.

Korkularından arınmış, büyük idealleri milletçe paylaşılmış bir ülkede; ister söylemi tükenmiş bir siyasi parti olun, ister milleti küçümseyen imtiyazlı azınlık, isterseniz aldığı istihbarat ihaleleriyle rejim değiştireceğini sanan Cemaat olun başarı şansınız yok.

Yapıp ettiklerinizin milletle savaştan öte anlamı yok. Milletle savaşan herkes kaybetmiştir. Sadece dünkü seçime bakmanız bile yeterince ibret vermiyor mu? Bir çatı kurdunuz ve hepiniz o çatının enkazı altında kaldınız. Bundan daha büyük ders olur mu?

Yeni Türkiye''ye hoş geldiniz.

Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.

10 yıl önce
Hayırlı olsun Türkiye!
Rabbine hasım kesilen insan!
Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti
Belirsizlik ‘algılamayı’ öldürür
Reisi’nin manidar ölümü
İran bu sancılı günleri nasıl atlatacak?