|
Ramazan için notlar

Bu Ramazanda yapılabilecek en iyi şeylerden biri, Sezai Karakoç"un Samanyolunda Ziyafet isimli muhteşem kitabını evire çevire, tekrar tekrar okumak olabilir. Niçin? Şundan: "Oruç, insanın katıldığı, her yıl bir ay katıldığı bir

ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiatüstü ziyafet, bir gök sofrasıdır. Yani, Samanyolunda Ziyafet."

Belki biliyorsunuzdur. "Samanyolunda Ziyafet", Karakoç"un 1960"lı yıllardan itibaren oruç, Ramazan ve bayram eksenli olarak yazdığı yazılardan oluşan bir derleme kitap. Sezai Karakoç"a niçin ehemmiyet vermemiz gerektiğinin ispatı olarak birbirinden güzel, birbirinden önemli tespitlerle dolu.

Üstat, "ruh şöleni" diyor oruç için. "İnsanın hayvandan meleğe yükselişi" şeklinde tanımlıyor oruç ayını. Hadi o paragrafı da okuyalım: "Hayvandan meleğe doğru yolculuk; içteki karanlıkların eriyişi, yerini metafizik ışıkların alması oruçla… Gerçek gün doğuşu, gerçek kuşluk, gerçek öğle, gerçek ikindi, gerçek akşam ve gün batışı, gerçek gece ve yatsı oruçla. Gerçek zaman oruçladır."

Ve şu paragrafın gereğini idrak edip uygulayabildiğimiz bir Ramazanımız olsa ne güzel olur değil mi? "Kur"ân sesi, namaz, merhamet… Bütün bunların neticesi olarak iyiliği çoğaltmak, kötülüklere engel olmanın gereği bir kez daha hatırlanır. Orucun Müslümandan istedikleri vardır: Evet, oruç da susar, oruç da acıkır. Orucun susadığı ve âb-ı hayat gibi kanamadığı su, Kur"ân sesi, acıktığı namaz, örtündüğü merhamet, kuşandığı, giyindiği,

Allah adının yükseltilmesi yani cihattır."

*

"Aynı kabusu son 15-20 Ramazandır yaşamaktan bıkmayanlar derneği" kursak Türkiye"nin en etkili STK"larından biri olur. Bizimle "eşit" oldukları fikrine bir türlü yanaşmayan ilahiyatçı taifesi ya da aslında "kahvehane öykücüsü" olacakken dalgınlıkla ekrana çıkarılmış hocalardan ibaret bir Ramazan düzlemi var televizyonlarımızın. İnsan ister istemez tedirgin olup soruyor: Zihinlerimize bolca menkıbenin, bolca hissesiz kıssanın ve maalesef bolca fetvanın boca edileceği bir Ramazan mı yaşayacağız yine? "Diş macunu yemek orucu bozar mı" sorularıyla mı aydınlanacağız? "Sakız çiğnemenin hükmü"nü aşırı romantik müzikler eşliğinde ve neredeyse ağlayarak anlatan hocalarımızı izleyerek cenneti garantileme yolunu mu benimseyeceğiz yine?

*

Açlık, susuzluk, sıcak, migren atakları, tütün özlemi. İtiraf edeyim, oruç beni

oldukça zorluyor. Güçlükle tutuyorum. "Oruç bana hiç dokunmuyor" diyen insanlara da özeniyorum doğrusu. Fakat gene de şöyle düşünüyorum: "Oruç zaten, insanı zorlamak, ona bir şeyler öğretmek için var."

Yanlış anlaşılmasın. Bir şeyler öğrenmek için değil, üzerimize farz olduğu için tutarız orucu. Ancak gene de en öğretici ibadetlerden biridir oruç. Sabrı, mahrumiyeti, acziyeti öğrenir, idrak ederiz oruçla. Zamanı fark ederiz. Ve en önemlisi, dünyadaki 2 milyar açın halinden anlama şansı elde ederiz.

*

"Ramazana en çok ne yakışmaz" sorusuna cevabım çok net: Fakirin olmadığı zengin iftar sofraları ile beş yıldızlı otellerde iftar organizasyonları. Ramazanın tevazu ve mahrumiyet öneren ruhuna ihanet gibi geliyor bana bu sofralar. Hele hele fakirlere "üç kap sulu yemek" göndermeyip kendisine sultan sofralarını layık gören yeni muhafazakar görmemişlikten tiksiniyorum. "Davet ettiler, gitmemek olmazdı" savunmasını da doğru bulmuyorum. Biz o davetlere icabet ettiğimiz için yapılıyor onca israf.

*

Anne babalar. Çocuklarınızı sahura kaldırıp "tekne orucu" tutmalarını sağlamayı unutmayın. Ve tekne orucunun sonunda onları ödüllendirmeyi… Bu şahane Ramazan adetini unutmamak, unutturmamak gerekiyor. Özellikle kendi kuşağım için söylüyorum bunu. Hemen hemen hepimiz tekne orucu ile alışmışızdır Ramazan orucuna. Şimdi sıra bizde…

Yeniden kulak verelim Sezai Karakoç Üstadımıza: "Çocuğun dünyasında orucun yeri bambaşkadır. Evvela Ramazanı bekler. Çevresindeki konuşmalar ona kutlu bir misafirin geleceğini haber vermektedir. Ramazan bütün görkemi ile gelir. Evde bir değişim başlamıştır. Çocuk bu değişime katılmaya çalışır. Sahura kalkar. Büyükleri "uyu" dese de o, dinlemez sahurda uyanır. İftar vaktini sabırla bekler. Kulağı ezan sesinde… Çocuk ve oruç arasında bir iyilik ırmağı akar."

*

Belki haberdar olanlarınız vardır. Bu yıl TVNET ekranında "Ramazan Mübarek" isimli bir iftar programı sunacağım. Doğrusu, senelerdir televizyonlardaki Ramazan programlarını eleştiren biri olarak son derece tedirginim. "Yapılması gereken budur" iddiası taşıyor çünkü Ramazan Mübarek. Fetvalar havada uçuşmayacak, ağlamaklı halde anlatılan kıssalar olmayacak. İslam"ın temel kavramlarının ve medeniyetimizin temel meselelerinin ele alınacağı bir programın derdine düştük Ramazan Mübarek"le. Ancak muvaffakiyet için dualarınıza ihtiyacım var. Eksik etmezsiniz değil mi?

Ramazan mübarek.

10 yıl önce
Ramazan için notlar
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi