|
Tarih ve diğer sosyal bilimler

Tarih ve sosyoloji bilimleri; toplumları, insanlar arasındaki ilişkileri ve sosyal yapıyı ayakta tutan kurumları inceler. Sosyal bilimler, sistematik ve tarihi diye ikiye ayrılır. Sosyoloji, sistematik bir bilimdir; tarihle çakıştığı ve ayrıldığı noktalara işaret edilmiştir. Sosyal olayların kökleri tarihtedir. Dolayısıyla sosyal bilimler incelenirken tarih, tarih incelenirken sosyal hadiseler incelenir. Zaten bunun için Max Weber, 'Sosyoloji, malzemesinin çoğunu tarihten alır.' Demiştir. Fakat, sosyoloji bugünün sosyal olaylarını incelemekle, geçmişten aldıkları somut olayları genel ilkelere oturmakla tarihten ayrılır.



Paul Lacombe, olaylara dayanan tarihle, teorik tarihi birbirinden ayırır. Olaylara dayanan tarih, kısa devrelerde hükmünü icra eder; çapı küçüktür. Orta çaplısı ise daha uzun zaman dilimini içine alır. Bu tür tarih, ekonomik hayatı ve sosyo-psikolojik unsurları ihmal etmez. Olaycı tarih, orijinal, tekrarı mümkün olmayan olayları inceler. Diğer ikisinde tarihle sosyoloji birbirine karışır.



Plevne Savaşı, Bolşevik İhtilali, Birinci Dünya Harbi bir kere olup bitmiştir; gerçekleşme şekillerini tekrar etmek mümkün değildir. Tarihçi araştırır, vesikalara intikal etmeyen boşlukların ne gibi bir seyir takip edebileceğini düşünür, olayı gözünün önünde canlandırır. Bir başka söyleyişle; tarihçi, tekrarlanamayan olaylarla ilgilenir. Sosyoloji ise tekrarlanan, belli bir düzen içinde gerçekleşen, belli ilkelerle izah edilebilen olaylarla uğraşır. Bir tarihi olayın, bir sosyolojik olaya nasıl dönüştüğünü Park Burges şu veciz cümle ile çok güzel açıklıyor: 'Olayların ne zaman ve nerede cereyan ettiğini ettiğini düşünmeksizin, tipik ve temsili özellikleri önemsenerek ele alındığında, o olaylar tarihi olmaktan çıkıp, sosyolojik mahiyet alırlar.'



Tarihçi, tarihe ait olaylar ve unsurları arasında bir illiyet bağı kurunca, sosyal tarihe varmış olur. Sosyal tarihle, sosyolojinin sınırlarını net bir şekilde belirlemek kolay değildir. Bu noktanın özelliğini rahmetli Mehmed Eröz şöyle açıklıyor: ' Sosyolog, tarihçinin sağladığı malzemeyi kullanırken, sosyal tarihin verilerine de başvurur. Tarihçi de sosyolojinin kavramlarına, sınıflandırmalarına muhtaçtır. Toplum ve kurum sınıflandırmalarında, karşılıklı yardımlaşırlar.'



Zeki Velidi Togan, sosyal bilimlerin gelişmesinin ancak dayanışmayla mümkün olabileceğinin üzerinde hassasiyetle duruyor: ' Hiçbir ilim mücerret bir halde inkişaf edemez. Tarih ilmi de birçok ilimlerle müvazi olarak ve onların yardımıyla gelişmiştir… İktisat sistemlerinden haberi olmayan tarihçi, tarihi hadiselerde çevresinde döndüren mihveri, hadiselerde müessir olan asıl ve hakiki amilleri takdirden aciz kalır. İçtimaiyattan haberi olmayan tarihçi de hayatını öğrenmekle meşgul olduğu cemiyetlerin, bünye tiplerini ve arızalarını anlayamaz ve anlatamaz.' Tarih, siyaset bilimi ile de iç içe girmiştir. Haklı olarak ' Tarih geçmiş siyasettir, siyaset ise bugünkü tarihtir' denmiştir. Önce zikrettiğimiz Weber'in, Sosyoloji malzemesinin pek çoğunu tarihten alır.' sözü aslında sadece sosyoloji için değil, bütün sosyal bilimler için geçerlidir.



Unutmamak gerekir ki bir ferdi veya bir toplumu tanımak, onun dinini bilmekle başlar. Bütün sosyal bilimlerin anahtarı teolojidir. Çünkü ferdin tavır ve davranışlarında, sosyal oluşumlarda din asli unsurdur. Tarihi yoğuran en önemli amil telakkidir, zihniyettir. Gerek ferdi tavır ve davranışların, sosyal oluşumların; gerekse telakkilerin ve zihniyetlerin kökleri dinden gıdalanır. Sosyal olayların analizinde dinin etkisini hesaba katmayan, daha baştan o olayla arasında bir duvar çeker. Bunun için sosyal bilimlerle ilgilenenlerin dini donanımlara ihtiyaçları vardır. Aksi takdirde onların nezdinde ferdi ve sosyal olaylar mekanikleşir, şematikleşir; yaptıkları bilim değil, sadece düşünce sporu olur. Onun da hayatla, gerçekle uzaktan yakından ilgisi, yoktur.




#Tarih
#Sosyoloji bilimleri
8 yıl önce
Tarih ve diğer sosyal bilimler
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi