AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, “Biz, havada uçak gördüğümüzde ‘Uçak gördüm’ diye hava atan nesiliz” deyip ekliyor:

“Artık uçak yolculuğu dolmuş yolculuğu haline geldi.”

Duyunca kendi hafıza kaydımı yokladım.

“Öyleydi gerçekten” dedim içimden.

Kendi çocukluğumuzda da, sesini duyduk mu, açık alana koşturup gözden kaybolana kadar izlerdik o uçağı.

Tek tük üstümüzden geçen o uçakların içinde olmaya hayallerimiz bile yetişemezdi tabii.

Kabaktepe ile ilk defa bir ay kadar önce İstanbul’da televizyon programı için bir araya gelmiştik.

İkinci buluşmamız, Sinan Burhan’ın davetiyle Ankara Hamamönü’nde Anadolu Yayıncılar Derneği’nin düzenlediği Anadolu Sohbetleri programında gerçekleşti.

Şubat ayında, Osman Nuri Kabaktepe ismi AK Parti İl Başkanlığı için gündeme geldiğinde, kim olduğunu merak etmiş, yakın arkadaşlarından şu türden bilgiler almıştım:

“Kendisi, 1980 sonrasındaki Milli Görüş hareketinin gençlik organizasyonunu yapan 6-7 kişiden biridir. Düşünce anlamında bir düşünce adamıdır. Entelektüel anlamda iyi bir münevverdir, eylem adamlığında iyi bir eylem adamıdır.”

Aradan 4 ay geçtikten sonra, İstanbullular, Kabaktepe hakkında çok daha fazla bilgi edinmiş oldu.

Kendisi üniversitede ilahiyat okuduktan sonra, felsefe üzerine yüksek lisans yapmış.

Konuşmalarına, seçtiği kelimelere dikkat kesildiğinizde, birbirini tamamlayan böyle bir eğitimin izlerini hemen fark edebiliyorsunuz.

Yaptığı işin en önemli parçası olarak, İstanbul’u, Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarını yakından izliyor.

Esaslı bir muhalefet yapıyor, Ekrem İmamoğlu yönetiminin geride kalan 2 yıllık dönemini güçlü argümanlarla eleştiriyor.

İmamoğlu yönetimiyle ilgili ‘beceri baskısı’ diye bir tabirden söz ediyor.

‘Başaramama endişesi’ anlamına geliyor galiba.

Haziran 2019’un üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçtiğine göre, artık İmamoğlu yönetimi için, “Yeni işbaşına geldiler, biraz kredi vermek lazım” kriterinin bir geçerliliğinin kalmadığı ortada.

Dolayısıyla, geride kalan bu 2 yıla dönük eleştirileri İmamoğlu’nun kendisi ve ekibi daha fazla ciddiye almak durumunda.

Hele hele, gözünü daha yukarılara diktiği, Cumhurbaşkanı adaylığına oynadığı bilindiği için böyle olması kaçınılmaz.

İstanbul’da İstanbullunun gözüne girmeyi başaracaksın ki, bu başarı bütün Türkiye’nin dikkatini çeksin.

Tayyip Erdoğan’ın hikâyesi böyle başlamamış mıydı?

Oysa İmamoğlu’nun iki yılıyla ilgili Kabaktepe’nin getirdiği eleştiriler, kendisini ciddi anlamda zorlayacak türden eleştiriler.

Bazılarını aktarayım:

-İstanbul Belediyesi, 39 ilçe belediyesinin hepsinin birden kullandığı bütçenin toplamının 2,5 katı bütçe kullanıyor. İstanbul’un küçük ilçelerinden birinin bütçesinin bin katına tekabül ediyor bu rakam.

-‘Temel atmama töreninin’ baskısı altında kaldığı için olsa gerek geçenlerde Bahçelievler’de 9 tane eserin toplu açılışını yaptı. Tamam, olumlu ama bunlar nedir diye baktığımızda, bir binanın açılışı var. Onun da yüzde 90’ı Kadir abi (Kadir Topbaş) döneminde bitirilmiş. Bir tanesi trafikte bir kavşağın yerini ileri almışlar. Bizim açılış denince güldüğümüz şeyler bunlar.

-Geçenlerde öğrendik. Yardım kolisinin içine “Kanal mı İstanbul mu” diye Kanal İstanbul’a karşı çıktıkları broşürü koymuşlar.

-Kurbağalıdere’nin ıslahının yüzde 90’ı Kadir abi döneminde bitti. Ama kendisi (İmamoğlu) gitti orada hepsini kendisi yapmış gibi anlattı. Guguk Kuşu siyaseti tabirini ilk defa bu gelişme üzerine kullandım. Hâlbuki AK Parti işbaşında iken Belediye Meclisi’nde CHP’liler bu projeye karşı çıkmışlardı.

-Genç arkadaşlar bir kavram bulmuşlar:

Mışgibi.com,

Ya da,

“Mişgibi.com”

Devamında da işin doğrusunu yansıtacak şekilde şöyle söylüyorlar:

“Gerçekler.com”

-Engelleniyoruz diye bir şey tutturmuşlar gidiyorlar. Bizim dönemimizde CHP, Belediye Meclisi’nde gelen tekliflerin yüzde 29’una “Hayır” demiş. Hâlbuki onların döneminde biz sadece yüzde 2’si için böyle bir tutum sergilemişiz.

Kabaktepe’nin İstanbul İl Başkanlığı’na geldikten sonra izlediği etkili siyaset belli ki, İmamoğlu’nu da tedirgin etmiş durumda.

Bunu nereden çıkartıyoruz?

Öğrendiğimize göre geçenlerde şöyle bir şey olmuş.

Kabaktepe İstanbul’daki Kastamonulular Derneği’ni ziyaret edince, İmamoğlu da hemen ertesi gün aynı derneğe ‘damlamış.’