|
Gazze’yi siyasete alet etmeyiniz!

Gazze kanayan yaramız.

İmtihanımız bizim.

Soykırım aylardır devam ediyor.

Açlık, yokluk ve sefalet cabası.

Sadece dua edebiliyoruz.

Gayrısına gücümüz yok bizim.

Dünyanın her yerinden Gazze protestoları devam ediyor.

Türkiye de bıçak gibi kesildi.

Artık yürüyenimiz yok.

Protestolarımızdan eser kalmadı.

Sadece dualarımıza sıkışıp kaldı Gazze.

Ramazan başlayacak,

Ne yatacak yerleri var ne de yiyecek bir şeyleri.

Biz tıka basa yiyip içeceğiz.

Arada yâdımıza düştüğünde “Ah Gazze!” diyeceğiz.

Avuç açıp dua edeceğiz.

Oysa asıl duaya muhtaç olan biziz biz.

Acınacak halde olan.

Kendi payıma Gazze için hayıflanmıyorum; Gazzeliler acınacak halde değiller.

Nelerini kaybettiklerini biliyorum elbet.

Neleri kaybetmediklerini de…

En önemlisi canları pahasına neyi kazandıklarını da…

Onların yaşadıkları karşısında ağlarken aslında kendimizin acınacak halde olduğunun da bilincindeyim elbet…

Onların şahsında kendi halimize ağlıyorum asıl.

Ölüp gittiğimizde öteye, asıl orada vereceğimiz, daha doğrusu veremeyeceğimiz hesabı düşünerek kendi halimize ağlıyorum.

Öleceğiz bir gün.

Ahiret yurduna inanıyorsak şimdiden sorgu-suale hazırlanalım diyorum.

Biz gücü yetmeyenlerdeniz.

Gözyaşlarıyla ıslanmış dualarımız kurtarır bizi.

Sözüm o halis güçsüzlerimize değil elbet.

Sözüm evvela kendi nefsimedir.

Gazze’yi zamanla unutmaya yüz tutan nefsimedir.

Gazze bizim imtihanımızdı.

Kaybettik.

Gazze bize tutulan aynaydı.

O aynadaki yüzümüz bakılacak bir yüz değil.

Herkes/hepimiz imanımızla ve imkânımızla imtihan edildik.

Ediliyoruz.

Güçsüzlük, güç yetirememek imtihanın dışındaki bir haldir.

Güç ve imkân sahibi olanların imtihanı çetindir elbet.

Hesap gününde söyleyecek sözü olanlara ne mutlu!

Ey Gazze!

Dilimiz var bizim, kalemimiz var bizim, dilimiz de kelamımız da arşı alayı inletti, lakin kâr etmedi.

Buna rağmen sana karşı mahcubuz!

Seni unuttuğumuz her anımız için affet bizi!

Bir yanda yüreğimizde seni kanayan bir yara olarak taşırken öbür yanda yerel seçimlerde sahada olma mecburiyetimiz var.

Her yere gitme ve herkesle ilişkilenme mecburiyetimiz var.

Her gün bir yerdeyiz.

Sabah başlıyoruz gecenin bir vaktine kadar.

Seçimin mecburiyetleri tahtında bazen yüreğimiz ağlarken gülmek veya bir şeylere eşlik etme hali olabiliyor.

Düğüne gidiyoruz, nişana gidiyoruz.

Hayat her gittiğimiz yerde farklı akıyor.

Pusuda bekleyen birileri de senin üzerinden bizi vuruyor ki asıl üzücü olan bu.

Bir düğünden çekilen bir kare üzerinden Gazze duyarlılığı üzerinden Reis’in yol arkadaşlarını vuranları mı istersin, Gazze’yi gündeme getirdiğimizde Gazze’yi kendi siyasetimize alet etmekle bizi suçlayanları mı istersin, türlü türlü insanlarla uğraşmak ne zor!

Gazze’yi kim siyasetine alet ediyorsa yazıklar olsun!

Seçim mecburiyetleri tahtında yapılanları Gazze üzerinden siyasi malzeme yapanlara da çok yazık!

Seçim var diye Gazze’yi unutanlara da yazıklar olsun!

Bizim için hiçbir seçim Gazze’den değerli değildir.

Hiçbir seçim kazanımını Gazzeli kardeşlerimizin tırnağına bile değişmeyiz!

Gazze ve Filistin özgür olsun da bırakınız seçimde kazanmayı canımızdan olmaya razıyız.

Lütfen Gazze’yi seçim arifesinde bu tür yanlış ve üzücü siyasi polemiklerin konusu etmekten kaçınsın herkes.

Gazze’yi kim kendi siyasetine alet ederse kendi değersizliğini ortaya koyar biline!

ULAŞTIRMA BAKANIMIZA

Sevgili Bakanım,

Ankara’nın Haymana ve Polatlı köylerinde seçim çalışmaları için geçen günlerde dolaşırken dikkatimi çekti: Cep telefonları çekmiyor. Baz istasyonları ya yok ya da olan yetersiz. İletişim sıfır.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Haymana’nın Emirler, Çatak vb köylerinde karşılaştığım bu sorunu iletmiştim bakanlık yetkililerine. Ne yazık ki sorunun çözülmediğini görmek ziyadesiyle üzücü.

Başkentimize bağlı yerleşim birimlerinde iletişim sorununun hala yaşanıyor olmasının izahı mümkün değil. Hele de bu çağda. Halkımız bu yüzden haklı bir öfke içinde.

Doğrusu ben de ilettiğim bu sorunun çözüldüğünü düşünerek sevinçle ve gururla gittiğim o köylerimizde aynı sorunun devam ettiğini görmüş olmaktan ötürü hükümetimiz adına üzüntü duydum.

O güzel insanlarımız bu çağda bunu hak etmiyorlar.

Sizden bu sorunu seçim öncesinde çözmenizi o güzel ve asil insanlarımız adına hasseten diliyorum.

İnanıyor ve biliyorum ki siz bu sorunu çözebilecek duyarlılığa fazlasıyla sahipsiniz.

En kalbi muhabbetlerimle.

#Gazze
#Filistin
#Mehmet Metiner
2 ay önce
Gazze’yi siyasete alet etmeyiniz!
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet