|
Gurbette Ramazan… Reis ne demek istedi? Yeni bir AK Parti şart…

Bu yazıyı sahura kalktığımız ilk gece (pazar) Bodrum’dan yazıyorum. Çünkü pazartesi erkenden çıkıp Milas’ın Selimiye beldesinde seçim çalışmalarına gideceğim. Olur ki fırsat bulamaz da yazamazsam diye tedbiren pazar gecesinin geç bir vaktinde yazıyorum.

Gurbette Ramazan zordur. Hele bir de seçim çalışmalarına katılıyorsanız. Gazzeli kardeşlerimizin halini düşününce zorluk kelimesi hem anlamını yitiriyor hem de yüreğime onulmaz bir acı gibi çöküyor.

Çarşamba ve perşembe günü İstanbul’daki tv programlarından sonra cuma sabahı erkenden memleketim Adıyaman’a iki günlüğüne gideceğim. Pazar günü Gaziantep’te olacağım. Pazartesi sabahı erkenden G. Antep’ten İzmir’e uçacağım. Oradan da karayoluyla kaç saatlik yolculuktan sonra söz verdiğim üzere tekrar Milas’a geçeceğim. Seçimin son gününe kadar oradayım inşallah...

Bir yanda Ramazan, bir yanda seferilik, bir yanda tv programları bir yanda da sahada seçim çalışmaları.

Rabbim tahammül versin ve hayırlara tebdil eylesin.

Biz seferle yükümlüyüz. Elimizden geleni yaptıktan sonra gerisi Rabbimize aittir. Kalpleri evirip çeviren O’dur. Zafer O’ndandır.

***

Bir ayı aşkın süredir evimizden uzaktayız. Asla şikâyetçi değiliz. Zinhar birilerinden aferin almak veya bir makam elde etmek niyetiyle de çalışıyor değiliz. Şahıslar kazansın diye çalışmıyoruz. Birilerine makam sağlamak için çabalamıyoruz. O birilerinin kibirden başları göğe ulaşsın, nefisleri daha da azmanlaşsın diye alın ve yürek teri akıtmıyoruz. Sadece ve yalnızca Reis’in başı öne eğilmesin, bayrağı yere düşmesin diye sahalardayız. Çünkü Reis’in şahsında somutlaşan davayadır bizim sevdamız. O malum odakların seçim sonuçları üzerinden kem dilleri Reis’in üstünde uzamasın diye çabalayıp durmamızın sebebi bu.

Sahada olup bitenleri görüyoruz.

Kimlerin ne yapıp ettiğini de.

Kimi kifayetsiz muhterislerin varlığımızdan duydukları rahatsızlıklarının da.

İhanetin ve ayak oyunlarının her türlüsünü not ediyoruz elbet.

31 Mart akşamı sandıklar açıklandıktan sonra bir bir konuşuruz elbet.

Vakti geldiğinde cümlesinin hesabını sorarız elbet.

Yapılan yanlışların da, hilelerin ve ihanetlerin de hesabı sorulur elbet.

Daha seçilmeden kendini devlet yerine koyanları, kendini teşkilatın üstünde görenleri, Reis ve parti sayesinde bir yere geldikten sonra kendi nefislerini partiden büyük görerek afra-tafra satanları, Reis’in gölgesini kendi gölgesi gibi sanıp kibirle dolaşan o siyasi cüceleri, kendilerini haklı çıkarmak için partiye kaybettirmeye çalışan ihanetçileri, Reis’in adını kendi şahsi iktidarları için kötüye kullanıp insanları küstürüp uzaklaştıranları gördükçe Reis’in “Bu benim son seçimim!” sözündeki anlamı daha bir kavrıyorum elbet.

Her şeye rağmen Reis için, Reis’in davası ve hatırı için, Reis’in sözü yere düşmesin diye koşturup durmamızın sebebi bu işte!

Herkes/hepimiz Reis’in hatırı için elimizden geleni yapmalıyız.

Nefsimize ağır da gelse Reis’in o sözlerinde saklı mesajın gereğini yerine getirmeliyiz.

Kim Reis’in o sözlerinden ne anladı bilmem. Ama benim anladığım işte bu sözlerimde saklıdır benim. Anlamak için çok şeyler saklı bu sözlerimde. Şimdilik daha açığını söylemekte yarar yok bilirim.

***

Bilirim elbet.

Reis’in o sözleri bu seçime dairdir. Zira bu seçimin sonuçları mahalli olmanın ötesinde bir anlama sahiptir.

Yoksa o sözler partisinin başından ayrılma veya kendi liderliğine veda anlamında değildir asla.

***

O leş kargaları boşuna heveslenmesinler.

Reis sonrası için hesap kuranlar da akıllarını başlarına devşirsinler.

Reis yaşadığı sürece siyasi hareketimizin lideridir.

Bilmeyenler için bir kez daha bildirelim ki, bizler Reis için ve dahi Reis’ten dolayı AK Partiliyiz. Yoksa partici filan değiliz. Amigo hiç değiliz.

Reis’in olmadığı bir partide bir saniye bile durmayız.

Niçin mi?

Çünkü başkalarını gördük.

Deneyimledik.

Reis’siz AK Parti’nin nasıl bir partiye dönüştürülmek istendiğine tanık olduk…

Başkalarını bilmem ama bizim için ne Reis’in başında olmadığı bir AK Parti’nin ne de Reis’in misyonunu taşımayan bir AK Parti’nin gözümüzde zerre kadar değeri yoktur. Niyetimiz siyasi güç devşirmek veya muktedirlerin katında bulunmak olsaydı bunu geçmişte yapardık. Bizim Erdoğan’ımız Başbakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan değildi. Biz Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğu yani en güçlü olduğu için Erdoğan’ı sevmedik; en güçsüz olduğu dönemlerdeki Erdoğan’ı Reis diyerek sevip sahiplendik. Erdoğan’ı gücünden dolayı sevenler veya sever gibi görünenler ve/ya da yanında hizalananlar bizim Reis’e olan sevgimizi ve bağlılığımızı o yüzden anlamazlar. Veya kendileri gibi anlarlar. Kimileri de güce perestij ettiğimizi veya güçlüye yaltaklandığımızı sanır. Varsın kim nasıl anlıyorsa anlasın. Bizi bilen bilir. Bilmeyen de kendi gibi bilir. O kimilerinin bizi Reis’ten veya Reis’i bizden kopartmaya çalışan ayak oyunlarına da gelmeyiz. Reis’i onlara rağmen de, gerekirse Reis’i kendisine rağmen de sevmeye devam ederiz biz. Dedim ya, bizim için Reis’in varlığı, onun şahsında gördüğümüz ideallerin varlığı anlamındadır. Bir tek o ideallerin yitip gittiğini gördüğümüz gün tavrımız değişir bizim, biline!

***

Reis’in o sözleri ne parti başkanlığına ne de liderliğe vedadır.

Biz o sözün anlamını bildik. Bildiğimiz içindir ki ahdimiz olsun daha çok çalışıp gereği neyse yapacağız.

Bu süreçte o leş kargalarını ve ihanetçileri tanımak da az bir kazanım sayılmaz.

***

Diyeceğim o ki: 31 Mart sonrasında AK Parti’nin Reis’in misyonuna uygun yapılandırılması şart. Zira gördüğüm o ki AK Parti’nin en büyük rakibi AK Parti’dir. AK Parti başkalarına değil kendine yeniliyor.

İnanıyorum ki AK Parti gücü kötüye kullanan kibir budalalarından veya Reis’in adını şahsi ihtirasları ve iktidarları için kullanan kifayetsiz muhterislerden arındırıldığında eskisinden çok daha güçlü olacaktır.

Sadece güce veya güç elde etmeye odaklanmış bir AK Parti giderek ideallerinden uzaklaşmış görünüyor. O yüzden asla rücû etmek siyaseten farz.

Reis’in 31 Mart sonrası asıl yapması gereken bu farzın ifası olmalıdır.

Sahadan çıkardığım sonuç bu. Milletimizin beklentisi de bu yönde.

Yeni bir AK Parti, Reis’imizin bize bırakacağı en önemli siyasi emanet olacaktır.

Ramazanımız hayrolsun.

#siyaset
#Recep Tayyip Erdoğan
#Mehmet Metiner
2 ay önce
Gurbette Ramazan… Reis ne demek istedi? Yeni bir AK Parti şart…
Bir medeniyetin istismarı
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi