|
Anadolu’da bir çınar: İkindi Yazıları

İstanbul, büyüklüğü, konumu, tarihi ve asırlar süren merkezliği sebebiyle pek çok açıdan ülkenin odağıdır, kalbidir ama İstanbul’la yarışacak nice şehirler vardır.

Dahası kasabalar.

Kahramanmaraş için “şiirin başkenti” ifadesi hiç de abartılı bulunmaz.

Uzun yıllar önce Andırın ilçesinde çıkmaya başlayan Andırın Postası gazetesi, bir edebiyat eki verme niyetine girer.

Başarıyla da yürütülür. Tam anlamıyla edebiyat dergisi. Tam anlamıyla bir mektep.

Bu dergi, bir kutlu vakitten alır adını: İkindi Yazıları.

“Bizim yöremiz, sanat coşkusu, sanat birikimi bakımından verimli bir yöre. Bu yöre kökenli birçok şair ve yazar, bugün Türk Edebiyatı üzerinde etkin kişiler arasında. Onlarla, elbette onur duyuyoruz, göneniyoruz. Ancak, bir benzetme de değil amacımız. Amacımız; durağan bir sanat ortamını, (yöresel olma kompleks ve duygularından sıyrılmaya çalışarak) canlandırmak, yeşertmek.”

İlk sayıda dergi imzasıyla verilen bu satırlar, çabaların boşa gitmeyeceğinin işareti.

*

Şaban Abak “İkindi Yazıları’nın yazar ve okurlarından birisi olarak şöyle not düşmüştü: “Bütün harfleri tek tek elle dizilerek basılan dergi, okuyucularının adresine ücretsiz olarak postalanıyordu. Her okur, yeni okuyucuları için referans mektubu gönderiyor, böylece okur sayısı artıyordu. Tirajı 300 olan haftalık Andırın Postası gazetesi, okur sayısı 2500 olan bir ücretsiz ek veriyordu.

Bütün mali ve maddi yükü tek başına göğüslemeye çalışan M. Ali Zengin, herhangi bir yardımı kabule yahut İkindi Yazıları’nın makul bir ücretle satışa sunulmasına yanaşmıyordu.”

Derginin bir fiyatı olması ve parayla satılması gerektiği teklifi karşısında da Mehmet Ali Zengin’den şöyle bir cevap alır dostları:

“Biz bu dergiyi öyle büyük bir emek ve özveriyle çıkarıyoruz ki onu parayla satmamız mümkün değildir, kimsenin de onu satın almaya güce yetmez.”

*

Bu durum İkindi Yazıları’nın nasıl bir itinayla, nasıl bir özveriyle çıkarıldığını anlamak bakımından meraklısına yeterince bilgi verir.

Söz konusu özveri ve çaba olmadan böylesine özgün bir derginin, ülkemiz şartlarında yayınını aksatmaksızın sürdürülebilmesi de imkânsızdır aslında.

Gökhan Özcan da “Hesapsız kitapsız, tam bir güzellik aşkıyla, tükenmez bir yazı ve mürekkep tutkusuyla, adam gibi adamlıkla bir şeyler üretebilmiş insanları tanıyabilmek; oltayı denize atmaktan daha fazla çaba istiyor çünkü. Hayatta tabelası olmayan okullar var ve asıl yaşama bilgisini onlar veriyor. İkindi Yazıları böyle bir okuldu. Diplomasını gururla taşıyorum” diyerek M. Ali Zengin ve İkindi Yazıları’na dair görüşünü dile getirir.

Ayrıca “Bir okul olma işlevini üstlenen derginin, okurlarını geliştirmede, onlara yaşama bilgisini kazandırmada, yazarlığın başlangıç noktasından itibaren onları yetiştirip büyük kent dergilerinde de yazabilecekleri özgüvenini kazandırmada önemli bir sorumluluğu yerine getirdiğini” ifade etmiştir.

*

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, bir süre önce İkindi Yazıları’nın tıpkı basımını yaptı. Büyük boy, 544 sayfa.

Sayfalarını bir ceylan yavrusunu okşar gibi okşadım. Daha önce hiç ceylan yavrusu görmedimse de tahmin edebiliyorum. Şu koca cilt kâfi anlamaya.

Kapakta “Nisan 1985, Ekim 1994” tarihlerini görüyoruz.

Nedim Ali’yi rahmetle anıyoruz. Mevlâna İdris’i rahmetle anıyoruz. Belediye yönetimini ve Duran Boz’u gösterdikleri bu vefadan ötürü gönülden kutluyoruz.

#Kahramanmaraş
#Türk Edebiyatı
#Şaban Abak
#Nedim Ali
#Mevlâna İdris
#Duran Boz
1 yıl önce
Anadolu’da bir çınar: İkindi Yazıları
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?