Avusturya cins bir memleket. Bozkurt işaretini yasaklamış. Bunlar böyle, bazen kafalarına eser tuhaf yasaklar çıkarır, gülünç duruma düşerler.

İşte, dillere düşmüş yasaklardan bazıları:

Avustralya Viktorya’da Pazar günleri pembe pantolon giymek yasak.

ABD-Mississippi’de ana caddede tıraş olmak yasaktır.

Alabama Jasper şehrinde bir erkeğin eşini baş parmağından daha kalın bir sopayla dövmesi yasak.

Arizona’da kaktüs kesmek yasak.

New Jersey’de çorbayı höpürdeterek içmek yasak.

Los Angeles’ta sanık sandalyesinde ağlamak yasak.

Florida’da evli olmayan kadınların, pazar günleri paraşütle atlamaları yasak.

Georgia Gainesville’de, tavuğu çatal bıçakla yemek yasak, elle yemek mecburi.

Alabama, Anniston şehrinin Noble Caddesi’nde blue-jean giymek yasak.

İskoçya’da inek sahiplerinin sarhoş olması yasak.

İtalya’da güvercin beslemek yasak.

Tayland’da araba kullanırken gömlek haricinde bir şey giymek yasak.

İngiltere’de kadınların toplu taşıma araçlarında çikolata yemesi yasak.

Avustralya’da patikada sağ elinin üzerinde amuda kalkarak yürümek yasak.

İskoçya’da pazar günleri balık avlamak yasak.

İsviçre’de pazar günü çamaşır asmak yasak.

Singapur’da -doktordan reçete almadan- sakız çiğnemek yasak.

*

Onlarda öyle de bizde yok mu?

Var tabii.

Çimlere basmak yasak, inşaata girmek hem tehlikeli hem yasak.

Aynı şekilde metro istasyonlarında sarı çizgiyi geçmek yasak.

Hepsinden önemlisi, bizde “Taşları Yemek Yasak”.

Diğer ülkelerin insanlarına garip gelecek başka yasaklarımız da vardır mutlaka.

Yalnız şu Avusturya’nın bozkurt işareti yapmayı yasaklaması çok dikkat çekici.

*

Türkiye’de en çok MHP’liler bozkurt işareti yapar ama sadece onlar değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptı, Kemal Kılıçdaroğlu da.

Başka siyasetçilere de rastladık eliyle bozkurt işareti gösteren.

Avusturya’dakiler buna yasak getirince, orada yaşayan Türkler nasıl davranacak?

Tek elle yapılabilecek farklı işaretleri tercih edebilirler.

Yahut -sırf Avusturyalı yöneticilerin gönlü hoş olsun diye- iki elle de bazı işaretler yapabilirler.

*

Avusturya’dan bir haber daha geldi.

Irak’ın Erbil şehrinden Avusturya’ya uçan bir uçağa bir bülbül girmiş.

Herhalde gülünü ararken yolunu şaşırdı.

Görevliler de büyük ihtimal yakalayamadı.

Viyana’ya kadar gitmiş.

Uçuş boyunca cik cik ötmüştür garibim.

İndikten sonra görevliler hemen yakalamışlar.

Kaçak bülbül.

Pasaportu yok, vizesi yok.

Bilet bile almamış.

Avusturya derhal bir karar almış, bülbül sınır dışı edilecek.

Önce Erbil havalimanına bir mektup göndermek suretiyle kararı bildirmişler.

Sonra bir koliye koyup aynı uçakla Erbil’e yollamışlar.

Erbil’dekiler ne yapmış?

Önce gülmüşler.

Ardından, koliyi açıp serbest bırakacaklarını açıklamışlar.

Serbest bırakma işini ciddiye almak gerekir.

Bando takımı falan hazır bulunmalı, güzel bir tören yapılmalı.

Tabii, Erbil’de Avusturya konsolosu varsa, onu da törene çağırmalıydılar.

Öyle sıradan bir olaymış gibi pırr diye serbest bırakmak yakışmaz.

Ne de olsa Avrupa görmüş bir bülbül bu; boru değil.

Serbest kalınca gülünü aramaya devam edecektir muhakkak.

Iraklılar şimdi kafa yorup, elle yapılabilen bir bülbül işareti bulmalı.