Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir süre önce büyük bir müjde vereceğini duyurdu.

“Şu anda açıklamayacağım. İnşallah önümüze farklı alanlar açılacak ve duyduğunuzda ‘Bu da nereden çıktı’ diyeceksiniz.”

Ne olduğunu merak etmeye başladık.

Acaba ne açıklayacaktı da duyduğumuz anda “Bu da nereden çıktı” diyecektik?

Tahminler yürütüldü.

Bor madeni ile ilgili gelişmedir diyenler oldu.

Toryum konusunda bir ilerleme kaydedilmiş olabileceğini söyleyenler çıktı.

Evvelce açılıp da yeterince petrol olmadığı gerekçesiyle kapanan kuyularda epeyce yüksek miktarda petrol bulunması konu edildi.

İsrail ile yapılan anlaşmanın çok kapsamlı ve büyük boyutlu bir getirisi olabileceğini iddia edenler gördük.

Akdeniz veya Karadeniz’de yeni doğalgaz keşfi ihtimali de dile getirildi.

*

Tabii bir de ayrı yazmayanlar var.

Bu da yerine Buda yazanlar.

Konuşurken pek belli olmaz ama yazıda vaziyet değişiyor.

İmlâ bilmeyen, dikkat etmeyi umursamayan, gereksiz gören, öyle de olur, böyle de olur diye düşünüp de ‘Buda’ şeklinde yazanlar için “Buda nereden çıktı?” sorusu başka bir şekle bürünüyordu.

Buda dedikleri, Gotama Buda olsa gerek.

Budizm’in kurucusu.

Milattan önce 563-483 arasında Hindistan’da yaşamış.

İsmi “Uyanmış kişi” anlamına geliyormuş.

Hayat ve ölüm üzerine kafa yormuş, bir öğreti geliştirmiş. Asya’nın pek çok yerinde heykeli var.

Bahailik’te ise peygamber sayılmış.

İmlâsızlar “Buda nereden çıktı?” diye bir soru ile karşımızda arzı endam edince, “Hindistan’dan çıkmış” cevabını vermek şart.

Hâlbuki mevzu başka.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilirsiniz sık sık müjde verir, alıştık artık.

Ancak böyle büyük önem arz eden konular olduğunda iddialı konuşur.

Çılgın proje örneğindeki gibi.

Doğrusu bendeniz yine öyle çok önemli bir müjde olacağı yönünde beklentiye girdim.

Bor, toryum veya petrolle ilgili gelişme az gelir diye düşündüm.

Doğalgaz ya da bir ülkeyle ortak geliştirilen bir proje o beklentiyi karşılamaz fikrine kapıldım.

Bunlardan biri olacaksa, çok yüksek kapasiteli olması gerekir diye de bir açık kapı bıraktım kendimce.

Ukrayna-Rusya savaşını bir anda sonlandıracak bir gelişme de gönüllerden geçmedi değil.

*

Öyledir, şöyledir, böyledir derken, bir sabah erken, “Son dakika” haberleri geçmeye başladı.

Dediler ki “Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeyi açıkladı...”

“Müjde haberi dünyada ses getirdi.”

“Dünya basınından yankılar: Küresel olarak yılın en büyük keşfi…”

Ardından haber akmaya başladı:

Dünya basınında son dakika koduyla duyurulan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğalgaz müjdesi, yankılarını sürdürüyor. Yaklaşık 150 yıl önce Sultan Abdülhamid tarafından yapılmak istenen Filyos Limanı’nın açılışı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirildi. Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, büyük müjdeyi de açıkladı.

Erdoğan, “Fatih Sondaj gemimiz geçtiğimiz yıl toplamda 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfetmişti. Fatih Sondaj gemimiz yine Sakarya Gaz Sahası’ndaki Amasra 1 kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğalgaz keşfi daha yaptı. Böylece Karadeniz’deki toplam gaz keşfimiz 540 milyar metreküpe ulaştı” diye konuştu.

Erdoğan’ın duyurduğu müjde dünya basınında da geniş yankı buldu. Uluslararası ajanslar ve dış basın haberi son dakika koduyla dünyaya duyurdu ve kapsamlı analizler yayınladı.

*

Elbette güzel haber.

Sevinmemize yol açacak bir gelişme.

Fakat bendeniz daha geniş çaplı, daha yüksek tutarlı bir müjde bekliyordum.

Yeni bulunan miktar, evvelce bulunan 405 metreküplük rezervin tamı tamına üçte biri kadar.

O yüzden ve dolayısıyla hatta binaenaleyh, asıl müjdenin gizlendiğini düşünüyorum.

Belli ki sonradan “açıklanmasında bir sakınca olabileceği” düşünülmüş.

Asla küçümseme, azımsama olarak görülmesin.

Esas müjde başka bir şey olmalı.

Mesela…

Önümüzdeki yıl yapılacak seçimde Kemal Bey’in adaylığının kesinleşmesi gibi.