Hazret buyurdu ki “Biz iktidara gelince, komşularla iyi ilişkiler kuracağız.”

Duyan da kabahat bizde sanacak.

Komşular bizimle iyi geçinmek istiyorlar, hep iyi niyetle yaklaşıyorlar da biz maraza çıkarıyoruz sanki.

Şöyle izah edelim…

Köylünün bir tarlası var.

Dört tarafında dört komşu.

Onlar tarlalarını sürerken, her seferinde bizimkinin tarlasından birer metre kırpıyor.

Köylü Ahmet Amca, mütecaviz komşularla iyi geçinmek için sesini çıkarmıyor.

“Aman bir tatsızlık olmasın” düşüncesiyle, biricik tarlasının yıldan yıla küçülmesini yunus balığı gibi gülümseyerek karşılıyor.

Üç dönümlük tarla, kaç yıl içinde avuç içi kadar kalır?

Hesap uzmanı bir tanıdığınız varsa, sorun ona hesabını yapsın.

*

Bizim dört değil, sekiz komşumuz var.

Bıraksak, kuşa çevirirler.

Sesimizi çıkarmasak, haklarımızı korumasak, komşularımızın komşuları bile çullanır.

Yatacak yer bırakmazlar.

Hem de öyle seneden seneye, ufak ufak, kırpa kırpa değil, bir defada yutmak isterler.

Taviz öyle bir şey ki, vermeye başlayınca sonu gelmez.

Vatan toprağında kimlerin gözü olduğunu bilmeyen varsa, bilenlere danışsın.

*

Amerika’yla da iyi geçinecekmiş.

Niye S 400 almışmışız!

Yanlış yapmışız!

NATO’ya karşı ayıp etmişmişiz!

Baydın, ağzını ödünç vermiş; hazret onun ağzıyla konuşuyor.

Hava savunma sistemimiz olmasa, Baydın’ın keyfi yerine gelecek. Bizimki ondan daha çok mutlu olacak.

“Kim bize saldıracak?” diyor…

“Yunanistan mı, Bulgaristan mı? Suriye mi, Irak mı, İran mı?”

Yakın zamana kadar da PYD’nin saldırmayacağından emindi.

Sonra nasıl olduysa, lütfetti, terör örgütü olduğunu kabullendi.

*

Gandi olarak geldi, Dandi olarak gidecek.

Yumurtlar gibi her gün yeni bir laf ortaya atıyor, gündemde kalmayı başarıyor.

Geçen hafta bir iddia ile ortaya çıkmış ve “Bu konuda Danıştay kararı var” demişti.

Herkes peşine düştü, kimse rastlamadı.

Nerede?

Ah nerede, vah nerede?

Danıştay kararının gizli saklı kalacak hâli yok ya.

Varsa vardır. Bir yerde duruyordur. Yazılmış, çizilmiş, dosyalanmıştır.

*

Acaba gözden mi kaçırdık diye konuya yaklaşanların eli boş kaldı.

İlgilisi yok dedi.

Araştıran bulamadı.

Peşine düşen göremedi.

Eski bakan yok dedi.

Yeni bakan olmadığını söyledi.

Esefle karşıladılar.

*

“Koskoca ana muhalefet lideri yalan yanlış konuşmaz, vardır bir bildiği, biz yanılıyor olabiliriz” diye Danıştay’a sordular.

Danıştay yok öyle bir karar diye cevap gönderdi. Yazılı, imzalı. Kapı gibi belge.

Ne oldu?

Hiç.

Geçti gitti. Geride kaldı. Eskidi. Unutuldu.

Şimdi, konu neydi diye düşünsek, şuydu diyen kaç kişi çıkar?

Hatırlatma dozu şart.