|
Hepsi yalan hepsi dolan, var biraz da sen oyalan

Ekrem Bey “Umudum birdi, bin oldu” diye gönlündekini açık etti. Umut güzeldir. İnsanı ayakta tutar. Kimse umutsuz olmasın. Artık ona hiç kimse “birdir bir” oynatamaz. Onun oyunu bundan böyle “bindir bin” olacaktır.

CHP’li Barış Yarkadaş’tan öğrendik ki son aylarda puan kaybeden Ekrem Bey yakın çevresine “Aralık ayında ibre bana dönecek” demekteymiş.

Ayın tam ortasında, tam dediği gibi bir hareket gördük. Vay ibre vay!

*

Hayata ve gelecek günlere en az onun kadar umutla bakan Meral Hanım, Ekrem Bey’le sarılıp bayramlaşınca, memleket, ceza alması üzerine sevinenleri de gördü. Henüz kesinleşmemesi göz ardı edildi tabii. Yok sayıldı.

Daha önce filmlerde rastlardık böyle şeylere. Cezaevinden çıkan biri, dışarıda rahat edemeyince, gidip tekrar suç işlerdi içeri dönmek, alıştığı hayata devam etmek için. Ekmek elden, su gölden.

Gerçek hayatta da benzer durumların yaşanabileceğine hep beraber şahitlik ettik.

“Mağdurum mağdur, oh oh yaşasın…” pozisyonuydu karşımızdaki. Gaydırı guppak bir vaziyet tam anlamıyla.

*

Meral Hanım, Ekrem Bey’le çektirdiği bir başka fotoğrafın altına bir atasözü yazdı.

Yoksa üstüne miydi, insan alt ile üstü karıştırıyor bazen. Her neyse, ‘yancağzına’ diyelim maraza çıkmasın.

Cümlesi merak etti ve hemen Gogıl’a başvurdu. Herhalde en çok aranan söz olmuştur.

“Kul kurar, kader gülermiş.” Söz bu.

Ne demek istedi diye televizyon yorumcuları bile birbirine sordu. Yeterince açık değilmiş gibi.

Tecessüse kapılıp o sözün anlamını arayanlar, önce Candan Erçetin şarkısı olduğunu öğrendi. Devamı şu şekilde:

“Kul kurar, kader gülermiş

Bazı hikâyelerin sonu mutsuz bitermiş

Ama kadere inat insanoğlu hayal kurmaya

Yazgım değişir diye inanmaya devam edermiş…”

*

Sonraki mısraları da dikkate almak gerekir. Fakat daha önce bir başka Candan Erçetin şarkısına başvurulmalıydı.

“Çok mu fazla bu sitem

Ağır değil mi bu ceza?”

Daha fazla yakışmıyor mu yaşanan duruma? “Cuk” diye bir ses duyuldu Saraçhane tarafından. Diğerine bakalım.

“İnsaf, bu kadar eziyet kim çeker?

Her lafı, her sözü ayrı keder

Özrü kabahatinden de beter

*

Sor, boş duvarlara

Boş kollarına

Neden bu elveda?

Sev, ister mutlu ol

İstersen delir

Umrumda değil

*

Didindim, ah, ‘Yola gelir mi?’ diye yıllarca

Canımdan bezdim ağzını her açtığında

Bakınca maziye hak ettim bunu galiba

Gözün aydın, ben de delirdim bak en sonunda

*

Kapıma dayanma sakın

Yakarım inan, yakarım

Rezil olur ele güne

Aldırmadan hiç kimseye

Yaka paça seni atarım…”

*

Candan Hanım hep iyi şarkılar okumuştur. Hepsi de hayatın -acı tatlı- gerçeklerine dairdir. Devam edelim.

“Sevdim sevilmedim

Seveni sevemedim

Canımdan böyle bezdim aman

Derdin neyse söyle

Buluruz bir çare

Ağlanma, sızlanma…”

*

Bütün şarkılarına işaret etmek isteriz ama yerimiz sınırlı. O yüzden, bir tanesini daha hatırlatıp sözü bitirelim.

“Geri döndüren gördün mü geçmişi

Boşa soldurdun o nazlı gençliği

Bir avuç toprak için yor kendini

Dünyada ölümden başkası yalan…”

#Ekrem İmamoğlu
#Meral Akşener
#CHP
#Barış Yarkadaş
1 yıl önce
Hepsi yalan hepsi dolan, var biraz da sen oyalan
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?
Netanyahu’ya tutuklama tehdidi ve Amerika’nın uluslararası itibarı