Arada bulunan 560 kilometrelik sınır sebebiyle, komşu olduğumuz hususunda mutabıkız, o kadar.
Dost ve kardeş ülke İran’ın “dost ve kardeş ülke” olmadığı anlaşılmıştır.
*
Bugüne kadar yüzünü gizlemekteymiş.
İran’ın maskeyi indirdiği anlaşılmıştır.
*
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in gerçekte zarif olmadığı anlaşılmıştır.
*
Nükleer çalışmalar konusunu hatırlayalım…
Batılı azgınların çifte standartlı tavırları karşısında sıkıntıya düşen İran’ın en zor zamanlarında yanında sadece Türkiye’nin yer alması ve müttefikleriyle ters düşmeyi göze alarak İran’a destek vermesinin de bir kıymetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
*
Aynı dinin mensubu olmanın, Türkiye-İran ilişkilerinde göz önünde bulundurulmasının pek bir anlam ifade etmediği anlaşılmıştır.
*
Bizimle beraber yürümek yerine, büyük şeytana çırak yazılmayı tercih ettikleri anlaşılmıştır.
*
Üstüne titrer gibi göründükleri mezhep konusunu da aslında o kadar önemsemedikleri, aynı şekilde göz ardı ettikleri, Pers İmparatorluğu rüyası görmeye devam ettikleri anlaşılmıştır.
*
Çok hesapçı bilinmelerine rağmen, kendi menfaatlerini bile gözetmekten aciz oldukları anlaşılmıştır.
*
Şiir hususunda epeyce iddialı oldukları hâlde, şiirden anlamadıkları anlaşılmıştır.
*
Büyük şair merhum Bahtiyar Vahapzade’yi sevmedikleri anlaşılmıştır.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hoşlanmadıkları anlaşılmıştır.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan’daki kutlamalara katılmasından epeyce kıllandıkları anlaşılmıştır.
*
Türkiye’nin savunma alanında yaptığı hamlelere, bütün dünyanın övgüler yağdırmasına rağmen, İran’ın bu konuda hazımsızlık çektiği anlaşılmıştır.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şiir okudukça başı derde girmektedir, iyice anlaşılmıştır.
*
Erdoğan, Bakü’deki kutlama törenlerinde Bahtiyar Vahapzade’nin şiirini değil de, Yahya Kemal’in
“Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle…” şiirini okusaydı da İran’ın tepki göstereceği anlaşılmıştır.
*
Amma velâkin…
İran’ın nerede kuyruğuna bastık, ne yaptık da sinirlerine dokundu, anlaşılmamıştır.
Biz de sanıyorduk ki ilişkilerimiz iyi gidiyor.
O sebeple daha karpuz bile keseriz diye düşünmekteydik.
En iyisi, biz bu karpuzu saklayalım.
Çizgiyi aşarlarsa, haklayalım.
