|
İttihadı İslâm’ın son neferi

Barış Manço’nun hala kızı Zehra vardı, benimse arkadaşımın kızı… Zehra Hanım, henüz yedi yaşında olmasına rağmen, haberlere epeyce meraklı.

Bilhassa ülkeler arasındaki ilişkilere kafa yoruyor.

Tabii, merkezde Türkiye olmak şartıyla.

“Biz o yaştayken oyundan başka bir şeyle ilgilenmezdik” diyen annesiyle babası, onun kendiliğinden dış siyasete ilgi duymasına şaşırmışlar.

Ona Zehra Hanım diyorum. Artık, takdir edersiniz ki öyle birine sadece adıyla hitap etmek ayıp kaçar.

*

Zehra Hanım, çok güzel Aliyev taklidi yapıyor.

“Ne oldu Paşinyan? Raks edirdin hani? Hat çekirdin Cebrayıl’a…” deyişini bir görseniz…

Dedesinin de pek hoşuna gitmiş.

Ara sıra takılmak için “Ne yapıyor bizim Paşinyan?” deyince, Zehra Hanım’ın babası itiraz etme gereği duyuyor.

“Öyle söyleme baba… Hiç değilse İlham de, Aliyev de. Zira onun taklidini çıkarıyor.”

*

Türkiye’de üniversite okuyan bir Azerbaycanlı genç, televizyona çıkıp İstanbul Türkçesi ile konuşunca, bizimki yadırgamış.

“Herkesin rahatça anlaması için öyle konuşuyor” diye izah gerekmiş.

Zehra Hanım, Azerbaycan’ı mutlaka gidip görmem lâzım diye tutturdu son zamanlarda.

Şehirlerin, rayonların isimlerini sayıyor.

Karabağ’a hasret duyuyor.

Aynı zamanda Kore’ye büyük sempatisi var.

Hep beraber gitsek diye planlar yapılıyor son günlerde.

“Önce Kore’ye gidelim, dönüşte Azerbaycan’da bir hafta gezelim…”

İyi ki şu günlerde salgın dolayısıyla seyahat kısıtlaması var. Yoksa tutmak zor.

Bir de babasına sitemi var Zehra Hanım’ın.

“Baba, sen Kore malı arabanı niye sattın ki?”

*

Bir başka kahramanımız Yekta Bey.

Bugünlerde sekiz yaşını sürüyor.

O da aynı şekilde dış siyasete yatkın.

Tabii, kendiliğinden.

Herhangi bir yönlendirme olmaksızın.

*

Henüz Azerbaycan-Ermenistan çatışması başlamamışken…

Karabağ henüz işgal altındayken…

İhalar, Sihalar piyasada marifetini gösterip bütün dünya ağzı açık bakmamışken…

Yekta Bey henüz yedi yaşındayken, büyükleri çok şaşırtan bir fikir ileri sürmüştü.

“Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan niye birleşip büyük bir güç olmuyorlar?”

*

Haydi, buyurun bakalım.

Ne diyebilirsiniz?

Basitçe bir cevapla geçiştirilebilecek bir durum değil.

Yekta Bey, büyüklerinin tabiriyle, İttihadı İslâm’ın son neferi.

Rabbim nazardan saklasın.

*

Bu çocuklar büyüyecek. Liseyi, üniversiteyi bitirecekler.

O zaman kim tutar bizi!

Diyeceğim şu ki, bu beylere ve hanımlara güvenelim.

Türkiye’nin geleceği çok daha iyi olacak.

Bugünden apaçık görünüyor.

Değerli Dışişleri Bakanımız Mevlüt Bey, bu çocukları arayıp ara sıra fikir danışsa hiç fena olmaz.

*

Sporda, müzikte çocuklar çok ufak yaşlardan itibaren eğitiliyor.

Yetenekleri ve ilgi alanları doğrultusunda gelişmeleri sağlanıyor.

Bu konularda niye aynı şekilde davranılmasın?

Yoksa şaka mı yaptığımı sanıyorsunuz?

Hiç şakaya gelir mi bu mevzular?

Son derece ciddi, son derece önemli.

#İttihadı İslâm
3 yıl önce
İttihadı İslâm’ın son neferi
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık