Kaknus

00:006/07/2000, Perşembe
G: 12/09/2019, Perşembe
Mehmet Şeker

Kaknus, güzel fakat acaip bir kuştur. Yeri yurdu da Hindistan''dadır. Uzun, kuvvetli bir gagası vardır. O gagada ney gibi birçok delikler bulunur. Yüze yakın delik vardır.Sonra bu kuşun eşi de yoktur; tektir bu kuş! Her delikten başka türlü bir ses çıkar; her sesten de başka bir nağme duyulur. Bütün kuşlar susarlar. Onun sesinin güzelliğinden hepsinin de aklı başından gider.Bir filozof vardı; bir müddet onunla düştü kalktı ve müzik bilgisini onun sesini taklit ederek meydana getirdi.Bu kuşun ömrü

Kaknus, güzel fakat acaip bir kuştur. Yeri yurdu da Hindistan''dadır. Uzun, kuvvetli bir gagası vardır. O gagada ney gibi birçok delikler bulunur. Yüze yakın delik vardır.

Sonra bu kuşun eşi de yoktur; tektir bu kuş! Her delikten başka türlü bir ses çıkar; her sesten de başka bir nağme duyulur. Bütün kuşlar susarlar. Onun sesinin güzelliğinden hepsinin de aklı başından gider.

Bir filozof vardı; bir müddet onunla düştü kalktı ve müzik bilgisini onun sesini taklit ederek meydana getirdi.

Bu kuşun ömrü bin yıla yakındır. Öleceği vakti bilir. Öleceğini anlayıp da kendisinden ümidi kesti mi çalı çırpı toplar, onları çepeçevre yığar. Tam ortasına da kendisi geçer, yüzlerce türlü nağmelerle feryada başlar. Adeta ruhunun her deliğinden başka çeşit bir dertli nağme çıkar. Hem feryad eder, hem de ölüm derdinden gazel yaprağı gibi titrer.

Onun feryadını duyup işiten bütün kuşlar, onun coşkunluğunu gören bütün yırtıcı hayvanlar, karşısında düşüp ölürler. Hepsi onun ağlamasına ağlar; bir kısmı da dermansız, takatsiz bir hale düşüp ölür gider.

Onun bu ölüm günü acayip bir gündür. Gönüller yakan feryadından âdeta gönüllerden kanlar damlar.

Nihayet bir soluk ömrü kalınca şiddetle kanatlarını çırpar. Kanadından bir kıvılcım sıçrar; alev alır, ateşlenir.

O ateş çevresindeki çalı çırpıyı tutuşturur; bu suretle tamamiyle yanar gider.

Külde bir zerre bile ateş kalmayınca o külden başka bir kaknus kuşu meydana gelir.

Hiç kimseye böyle bir şey nasip olur mu? Öldükten sonra doğsun yahut doğursun!

Feridüddin Attar''ın "Mantıku''t-Tayr"ında geçen bu hikâyeyi, Beşir Ayvazoğlu''nun Şeyh Galib''i anlattığı "Kuğunun Son Şarkısı" adlı eserinden aldık. İsteyenler, değerli sanatçı Kemal Sunal''ın vefatıyla bir bağlantı kurabilir.

Herhangi bir bağlantı kurmak istemeyenlerin canı sağolsun.

BİR GARİP SORU

Soyu tükenmekte olan bir hayvan, soyu tükenmekte olan bir bitkiyle besleniyorsa ne yapmalı? (Yavuz Karabulut ve arkadaşı)

Göz imtihanı

Aşağıdaki yatay çizgilere dikkatli bakın ve o çizgilerin birbirine paralel olup olmadığını kontrol edin.

TİLKİ MASALLARI

Tilkiye sormuşlar "Tavuk yer misin?" Tilki gülmüş: "Bana bakın, her gün cömertçe verdiğiniz bu tavuklar, hastalıklı falan olmasın sakın!.."

Harçlık

Annesi ufaklığa harçlık veriyor.

- Al bu parayı ama sakın harcama.

- Madem harcamamı istemiyorsun, neden para veriyorsun?

Postadan gelen davetiye

Arkadaşımız Taceddin Ural''a postadan bir düğün davetiyesi gelmiş. Büşra Hanım ile Haluk Bey evleniyorlarmış.

Zarfın üzerindeki damgadan anlaşıldığına göre, postaya veriliş tarihi 16 Haziran.

Düğün tarihi 22 Haziran. Geliş tarihi ise, 3 Temmuz.

Çıkış merkezinin sadece UN.....ANI kısmı okunuyor. Ortası çıkmamış. Unkapanı olsa gerek.

Bağırsan duyulacak bir mesafeye, düğün tarihinden sonra ulaştığı da oluyormuş demek ki bir davetiyenin.