|
Vali Bey’e yapılan saygısızlık, millete ve devlete karşı yapılmıştır

30Ağustos Zafer Bayramı tüm yurtta, dış temsilciliklerde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde törenle kutlandı. (Güney’i olmayanın kuzeyi de olmaz ya, ona ayrıca bakarız.)

Bu cümleyi yüzlerce defa duyduk diyeceğim, abartılı olacak. Lâfın gelişi işte.

Daha yüz yıl yaşamadık ki. Dolayısıyla yüz tane Zafer Bayramı da görmedik fert olarak. Herkes, kaç yaşındaysa en fazla o kadarını görmüştür. Onun da bir kısmını hatırlamaz.

Törenler bütün illerde (Mühim zat tarzı söylersek: İllerde ilçelerde, illerin ilçelerinde, ilçelerin illerinde, illa ki ilçelerin içinde ve Trakya’nın bütün ilçeleri illerinde) aynı kalıp içinde kutlanır. Konuşmalar, geçit töreni vs.

Akşam olunca da mülkî âmir resepsiyon verir. Tokat’ta da öyle olmuş amma velâkin, bir ufak fark görülmüş.

Resepsiyona (resmî kabul törenine) katılan herkes Tokat Valisi ve yanındaki eşi ile tokalaşırken, subay takımı tokalaşmadan dümdüz yürüyüp geçmişler.

*

Haberi duyunca, “işte” dedim “eski kalıntılardan bir demet.”

28 Şubat kafasının artçı sarsıntıları.

Demek hâlâ bitmemiş. Tam anlamıyla tükenmemiş.

Hâlâ kendilerini bir şey zanneden subaylar var.

O “bir şey”in ne olduğuna karar vermek lâzım. Esasen biliyorum ne olduğunu da söylemek istemiyorum.

Subay kimdir?

Bu milletin içinden çıkan, vatanı savunmakla, milleti korumakla görevli, komutan.

Niye ve nasıl kendilerini birilerinden ve özellikle milletten -herkesten- üstün görebiliyorlar, anlaşılır tarafı yok. Öyle bir taraf bulunamaz.

Biz biliriz, biz anlarız, biz yaparız, biz üstünüz, bizden âlâsı yok…

Hâlbuki “bizden âlâsı çuvaldız”

der eskiler.

Biz’i bilen bilir.

*

Görüntüsünü merak edip baktık. Programa katılanlar, sırayla yaklaşıyor, misafirlerini kapıda karşılayan Vali Bey ve eşiyle tokalaşarak salona geçiyor.

İlk anda Vali Bey’in eşinin başörtülü olabileceğini düşünmüştük, değilmiş.

Sıra subaylara gelince, en öndeki rütbeli cep telefonuyla konuşarak ya da konuşur gibi yaparak -büyük ihtimal sesi de yüksek çıkıyordur, özellikle bağırıyordur, öyle tahmin ediyorum da bu tahmin ters çıksa ne yazar- içeri giriyor, ev sahibi olan Vali Bey ve eşine bakmadan yürüyüp geçiyor.

Peşinden diğer subaylar da onu takip ve taklit ediyor. Bazıları sırıtır gibi yaparak, bazıları parkta tek başına dolaşıyormuş havasında.

Koyunlar da böyledir.

Öndekine bakar her biri. O nereye giderse takip eder. İsterse uçurumdan aşağı atlasın, fark etmez. Diğerleri de sırayla peşinden gider.

Zira öndekinin bir bildiği vardır. Sürü psikolojisi dedikleri bu işte. Sadece koyunlarda değil, insanlarda da var. Bu sürü psikolojisi, çobanlar için bir avantaj demektir. Aksi hâlde yüzlerce koyunu bir arada tutmak zor olur.

Subaylarda aynı tavrı görmek, üzücü.

*

Gerekli temizlik yapıldı sanıyorduk, tam anlamıyla başarılamamış demek.

Demokrasi denen şeyin, halkın iradesine saygı demek olduğunu kavrayamayan bu subaylar görevden alındı. Haklarında soruşturma başlatıldı.

MSB’den yapılan açıklama şöyle:

“30 Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle Tokat ilinde düzenlenen resepsiyonda meydana gelen ve hiçbir şekilde kabulü mümkün olmayan olaya karışanlar idari tahkikatın selameti bakımından derhal görevden alınmış, idari tahkikat heyeti oluşturularak olay tüm yönleriyle incelenmiş, değerlendirilmiş ve söz konusu personel haklarında gerekli işlem yapılmak üzere Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmiştir.

TSK bünyesinde disiplin yani yasalara, kurallara uymak esastır. Aksi davranışlar asla kabul edilemez. TSK binlerce yıllık tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi, mesleki değerlerimizden aldığı ilhamla milletinin emrinde, görevinin başındadır.”

Olması gereken olmuştur.

Bu nahoş olayı “artçı sarsıntı” diye değerlendirdik ama inşallah “öncü sarsıntı” değildir.

*

Vali Bey o rezillik karşısında efendiliğini korumuş.

Bir tatsızlık çıkmasın diye düşünmüştür. İyi de yapmış.

Fakat öyle birini tanıyorum ki, o akşam 30 Ağustos Zafer Bayramı resmî kabulünde, hele 2022 Türkiye’sinde, tokalaşmadan, telefonla konuşarak, avara kasnak gibi oradan geçip giden subaylar onun huzurunda öyle yapsaydı, yani valinin yerinde olsaydı, o edepsizlik karşısında nezaketi falan bir yana bırakır ve sıranın önünde gideni “Gel lan buraya” diye seslenerek çağırırdı. En azından “Gel bakayım sen buraya” derdi. Kesin.

Belki siz de tanırsınız.

#28 Şubat
#Tokat
#Numan Hatipoğlu
2 yıl önce
Vali Bey’e yapılan saygısızlık, millete ve devlete karşı yapılmıştır
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?