|
Zam üstüne zam

Benzin, mazot, gaz fiyatları arttıkça, şehrin trafiği azalıyor.

Araçlar her gün biraz daha noksanlaşıyor.

Bazı günler zam yapılmadığına şahit olsak da çoğu gün fiyatlar yükselişte.

Zamlar da hep gece yarısı devreye girmeyi âdet edinmiş.

Nadiren küçük indirim uygulandığını, bazen de yapılan zammın geri çekildiğini gördük.

O kadar nadir ki, kimse farkında değil.

Böyle giderse, yollarda kimse kalmayacak.

Bir vali, belediye başkanı, birkaç da holding patronu arabasıyla çıkar ancak.

Tabii bir de Cem Yılmaz.

O zamların farkında değilmiş.

ÂRİF ŞENTÜRK

O türkü söylemeye başladığı zaman, Balkanlar’dan esen rüzgâr evimize kadar ulaşırdı.

O türkü söylemeye başladığı zaman, eğer uzaktaysam, annem veya babam seslenirdi: “Gel, amcan çıktı.”

Radyoda veya televizyonda sesini duymak, Rumeli türkülerini yürekte hissetmek demekti.

“Bulut gelir seher ile / Çiçek açar bahar ile / Herkes sarılmış yâr ile

Yağma yağmur / Esme bre deli rüzigâr / Yârim yoldadır…”

Veya “Aman bre deryalar / Kanlıca deryalar / Biz nişanlıyız

İkimiz de bir boydayız / Biz delikanlıyız…”

*

“Evlad-ı Fâtihan” denilen fâtihlerin çocukları, yüzyıllarca yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldıklarında, geride büyük acılar bırakıp gelmişlerdi.

Kumanovalı Arif Şentürk de onlardan biriydi.

50’lerin sonunda gelmiş, Zeytinburnu’na yerleşmişler.

Beş yüz yıldır orada kök salmış, Rumeli topraklarını vatan bilmişlerdi. Gerçek anlamda barış ve huzur içinde yaşamaktaydılar.

Ne zaman ki devlet çatırdamaya yüz tuttu, o zaman göçler başladı.

Acılı kervanların ucu buralara uzanıyor, sonu ise görülmüyordu.

Tarla tapan, ev bark, koyun kuzu orada bırakıldı.

Burada yeni bir hayata adım atmak bir mecburiyetti artık.

Muhacir olunuvermişti.

*

Ârif Şentürk de ailesiyle birlikte yola çıkan gençlerden biri.

Zeytinburnu’nda bir berber dükkânı açmış, çalışmaya başlamış.

Kendisinin haberi yoktu, ben ona “Ârif Amca” derdim.

“Bir evler yaptırdım mori Ramizem, sazdan samandan

İçine girılmez mori Ramizem, tozdan dumandan…” dediğinde, o ev, tozuyla dumanıyla gözümün önünde belirirdi.

Hele Dramalı Hasan türküsü yok mu? Alır götürürdü uzak diyarlara.

“Drama Köprüsü bre Hasan, dardır geçilmez

Soğuktur suları da Hasan bir tas içilmez

Anadan geçilir Hasan yârden geçilmez

At martini de bre Hasan dağlar inlesin

Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin

Mezar taşlarını Hasan koyun mu sandın

Adam öldürmeyi de Hasan oyun mu sandın

Drama mahpusunu Hasan evin mi sandın…”

*

Tekirdağlı bir arkadaşı saz almış fakat babası kızdığı için evine götürememiş.

Getirip Berber Ârif’in dükkânında duvara asmış.

Arada bir gelip çalıyor, Ârif Şentürk de o güzel sesiyle türküler söylüyormuş.

Bir gün TRT İstanbul Radyosu’ndaki imtihan olduğu haberi gelir.

Radyoevine gittiğinde, türküler söyler ama Nida Tüfekçi itiraz eder.

“Niye Anadolu türküleri söylüyorsun? Sen kendi yörenden oku.”

İşte o zaman “Bulut gelir seher ile” diye başlar.

*

Bir gün Unkapanı’ndan bindiği dolmuşun radyosunda o türküyü duyar ve hayatının en muhteşem anlarından birini yaşar.

Sonra hayat Rumeli türküleriyle devam eder.

“Çalın davulları” der, “Gostivar kızları” der, “Kara Yusuf” der, “Rodop dağları” der…

“Abre Sülmanaga, Alişimin kaşları, Estergon Kalesi, Vardar Ovası”nı söyler.

Son günlerine kadar Rumeli’den kopmaz ve hep o muhteşem türkülerle yaşar.

15 Şubat 2022’de son yolculuğuna çıkan büyük ustayı rahmetle, hürmetle, sevgiyle anıyoruz.

Mekânı Cennet olsun.

#Cem Yılmaz
#Arif Şentürk
#Trakya
2 yıl önce
Zam üstüne zam
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı