|
İşleri güzellikle yürütün!

Küresel bakım ürünlerinde dünyanın neredeyse 1 numarası ve genelde en beğenilen 10 dünya şirketinden biri olan 65 milyar dolar ciroluk Johnson & Johnson (J & J) Türkiye genel müdürü Cemil Birdinç''e soruluyor: Neden gençler sizinle çalışmak istiyorlar? Cevabı şu:

“J&J iş yapma modeli bu tercihte çok önemli. İnsan sağlığını ilgilendiren konularda çalışıyor olmamız, uzun vadeli bakış açımız ve merkeziyetçi sistemden uzak yapımız gençlerin tercihinde etkili olabilir. Genel Merkezimiz bütün kararları alarak bize uygulayın demiyor. Biz önemli kararları yerel şartları inceleyip, yerel ilkeleri göz önüne alıp sonra uygularız. Şirket olarak Credo adını verdiğimiz bir andımız var. Değerlerimizi teşkil eden bu ant ile içgörümüzü harekete geçiririz. Merkeziyetçilikten uzak yapımız çalışanlara yeni şeyler üretme imkanı tanıyor ki bence bu da çok önemlidir. Çoğu şirkette bu saydıklarım yoktur. J&J''da insana yatırım yaparız. Bizimle çalışmak üzere başvuran arkadaşlarda tutkulu ve sonuç odaklı olma özelliklerini ararız. Günümüz gençlerinin daha atak olmaları gerekiyor. Oysa okulu bitirip işin ayaklarına gelmesini ve hemen genel müdür olmayı istiyorlar. Staj yapmalı ve kişisel ilişki ağlarını kurmalılar.” (Günseli Özen Ocakoğlu, Zaman, 11 Aralık 2008.)

Şimdi birkaç asır geriye gidip bir Osmanlı düşünürüne, Kınalızade Ali Efendi''ye kulak verelim: Devlet reisi (ve her türlü yönetici) evvel emirde himmet yüceliğine sahip olmalıdır: “Himmet yüceliği, hem din hem dünya işlerinde fazla gayretli olmak, halkı gözetmek, işleri güzellikle yürütmek ve herkesin saadetini temine çalışmaktır. Himmet ve gayretin bütün hedefi, ülkenin emniyeti, adalet ve siyaset dengelerinin kurulmasıdır.”

Çağdaş yönetim bilginlerinin üzerinde en fazla durdukları husus, liderliğin bir nitelikten çok, bir olay veya süreç olduğudur. Himmet, gayret, güzel amel.. süreklilik gerektirir. Eylemlerimize süreklilik kazandırmadan, lider olamayız. Lider akıbet-endiş olmalı, yani davranış ve işlerinin sonunu önceden kafasında canlandırabilmelidir. Nasır-ı Husrev, hükümdarlara yüzyıllar öncesinden bu ilkeyi sıkı sıkıya öğütlüyordu: “Her işinde ipin ucunu sıkı tut. Bir yere girmek istediğin zaman, oradan nasıl çıkacağını da düşün. Hangi işe girişmek istersen iste, işin başından sonunu gözet.”

Himmet ve gayretiyle örnek oluşturmayan, güzel davranışlarıyla da takipçilerine itimat telkin etmeyen yöneticinin otoritesi olmaz; otoritesiz insan da lider olamaz. Max Weber, iktidar ile otoriteyi şöyle ayırıyordu: İktidar, insanları itaat etmeye zorlama gücüdür. Otorite ise, insanları gönüllü itaate yöneltme yeteneğidir. Böyle bir sistemde, astlar üstlerinin buyruklarını meşru kabul ederler.

Kınalızâde''ye geri dönersek, liderin “işleri güzellikle yürütmesi” ve herkesin mutluluğunu temine çalışması gerekir. İşleri güzellikle yürütmek, düşünebileceğimizden çok anlamlı bir ifadedir. Çağdaş yönetim psikologlarından Karl Weick''e göre, bütün örgütler “anlamyapan sistemlerdir”. Kesintisiz biçimde kendileri ve çevrelerine dair kavramlar/anlayışlar geliştirirler. Anlam yapmak, yorumdan öte bir şeydir. Örgüt üyeleri boyuna bu anlayışları hazmeder, birbirlerine doğruluğunu teyit eder ve yapılması gerekeni yapmaya koyulurlar. Weick''in örgüt yöneticilerine 7 temel öğüdü şunlardır:

1 Kargaşa karşısında panik yapmayın. Düzensizlik ve müphemlikle ilgili enformasyonun elde edilip, bu durumlarla başa çıkılabilmesi için, bir nebze kargaşa afet değil, rahmettir!

2. Kaotik eylem, düzenli eylemsizliğe yeğdir. Biri “Ne yapayım?” diye sorduğunda, “Bilmem, bir şeyler yap işte!” diye cevap alıyorsa, iyi bir öğüttür bu.

3. En önemli kararlar çoğu kez en az göze çarpanlardır. Dosyalara, veritabanlarına, hatta kişilerin hafızalarına neyin konacağı, müstakbel eylemlere temel sağlar. Bu gibi kararlar göze çarpmayabilir, fakat kendisinden geleceğin doğacağı geçmişe hayat verirler.

4. Çözüm yoktur. Tıpkı hayatta basit cevapların olmaması gibi, improvizasyon (anında çare uydurma) ve müsamaha edilebilir bir makuliyet düzeyinde yaşamayı öğrenin.

5. Faydayı bir yana atın. Faydaya aşırı yoğunlaşma, gelecekteki fayda kaynaklarının mahvına yol açabilir. Bugünkü verimlilik pahasına bile olsa, sistemde bir nebze gürültü ve çeşitlilik barındırın ki, önünüze taze eylem repertuarları açılabilsin.

6. Yurdunuz haritanızdır. Yöneticinin neye neyin sebep olduğuna dair geçmiş tecrübelerden edinilmiş haritası geleceğe yüklendiği zaman, onun yönetim yurdu olur. Basitleştirme de olsa, böyle bir harita, üzerinde, hiçbir ürün üzerinde olmadığı kadar çalışılmış olduğu için, sahip olunabilecek en iyi rehberdir.

7. Örgüt şemasını yeniden çizin. Alışılmış formların mahkûmu olmayın. İşleri olurken, insanları da çalışırken görün. Şemayı işlemekte olduğu biçimde düşünün. Mesela, şemada başkan yazılı yere “tereddüt” yazın (öyle görüyorsanız), genel müdüre ise “iddiacı”. İnsanlar gözünüze nasıl gözüküyorsa, şemanızı ona göre yeniden çizin!

15 yıl önce
İşleri güzellikle yürütün!
Uzman olarak atananlar makam tazminatı alabilir mi?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!