Politikasız kültür, kültürsüz politika olmaz.

Hafta sonu yapılacak seçimlerde benim oyum kültürden yana.

Dünyada olduğu gibi Türkiye''de de kültürler arasındaki savaş hız ve yoğunluk kazanıyor.

Dayatmacı kültür dünyanın her ülkesinde geriliyor.

Dayatmacı yönetimler, demokrasiyi, karşılarına çıkan en büyük engel olarak görüyor.

Onlar yönetimlerin seçimlerle değişmesini değil, seçimlerin yönetimler tarafından değiştirilmesini istiyor.

Önümüzde seçimlerde herkes oyunu kültürden yana kullanırsa, yönetimle birlikte dayatmacı yapı da büyük ölçüde değişecek.

Toplumun merkezinde, partiler değil, kültür var.

Ekonomik yapıyı olduğu kadar, siyasal yapıyı da kültür belirliyor. Bunun için benim oyum kültürden yana.

Bizim kültürümüzün kaynağında İslam var.

İslam taklitçi değil, tebliğci bir kültürdür.

İslam kültürün ırk, renk, zenginlik ya da yoksulluk ayrımı değil, inananlar ve inanmayanlar ayrımı vardır. Ancak kimse inancından dolayı kınanmaz.

Bu seçimlerde Anadolu insanı oyunu sağa sola ya da yoksula ve zengine değil, kültüre verecek. Çünkü kültürü sığ olanın herşeyi sığ olur.

Ekonomide kapitalist sosyalist çatışması gibi, zengin ve yoksul çatışması da büyük ölçüde anlamını yitirdi.

Seçimlerde kendi kültüründen yana olan partilerle kendi kültürüne karşı olan partiler yarışacak.

Bu ülkenin kültürüne karşı olanların başında sekülerliği bir din haline getiren partiler geliyor.

Onlar güç odaklarını da arkalarına alarak, Türkiye''yi otuzlu yıllara taşımak istiyorlar.

Bu ülkenin kültürünü savunanlar ise, demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlüklerin dünya standartlarına çıkarılmasını istiyorlar.

Onlar biliyorlar ki, özgürlüklerin olmadığı yerde, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişme olmaz.

Seçimlerde Anadolu insanı ağırlığını kültürden yana koyacak.

Merkezi Anadolu insanının kültürü oluşturuyor.

Kültüre oy verenler merkeze oy veriyorlar.

Merkezde dayatmacılara kesinlikle yer yok.