Koalisyon görüşmeleriyle seçim öncesi hükümeti yeniden kurmaya çalışmak, dayatmacı baskı ve şiddet politikalarının değişmeden devam etmesini istemektir.
Dayatmacı güçler, Tek Parti Döneminin yasakçı politikalarını, ikibinli yıllara da taşımak istiyorlar. Oysa, bütün dünya yeni bir dönemin arifesinde olduğumuzu tartışıyor
Yeni dönemler, yeni politikalar gerektirdiği için, uzmanların gelecekte izlenmesi gereken stratejiler üzerinde yaptığı tartışmalar hız ve yoğunluk kazanıyor.
Rowan Gibson, dünyanın önde gelen uzmanlarıyla, "Geleceği Yeniden Düşünmek" adı altında yaptığı konuşmaları kitaplaştırdı.
John Naisbitt''den Lester Thurow''a kadar onaltı uzman, örgütlerin, ekonomilerin, ülkelerin ve dünyanın geleceğini tartışıyor.
Türkiye''deki politikacılar ise geleceği değil, geçmişi tartışıyorlar.
Siyasi partiler geçmişlerindeki kavga kültürünü aynen bugüne taşımak için birbirleriyle yarışıyorlar.
Dünün birbiriyle kavga eden politikacıları, bugün el ele vererek, başka politikacılarla kavga ediyorlar.
Türkiye geçmişteki kavgaları, bugüne taşıyarak, yarına hazırlanamaz. İster özel, ister kamu olsun, bütün kurum ve kuruluşlar, geleceği yaşanır kılmak için, eğitimden politikaya kadar herşeyi yeni baştan düşünmek zorundalar.
Sözü geçen kitaptaki uzmanların vurguladığı gibi: "Gelecek geçmişin tekrarı olmayacağı gibi, devamı da olmayacak."
Siyasi partilerin Türkiye''nin geleceğini kurtarabilmeleri için, önce geçmişlerini geride bırakmaları gerekir.
Tek Parti Döneminin paradigmasıyla, gittikçe şeffaflaşan dünyaya ayak uydurmaya çalışmak, akıntıya karşı kürek çekmektir.
Şeffaflaşan dünyaya paralel olarak şeffaflaşmayan partilerin ortaklıkları uzun sürmeyeceği gibi, yeni politikalar geliştirmesi de beklenemez.
Türkiye''de siyasi partiler geleceği değil, geçmişi tartışıyorlar.
Geçmişin kavgalarını bugüne taşıyanlar, Türkiye''nin geleceğini kurtaramazlar.