Belli ki ekonomide büyük sıkıntılar mevcut. Ama biz sorumluları getirip gene baş köşeye oturttuk. Ecevit Başbakan. Oysa herkes ağız birliği etmişçesine vergi reformunun bu durgunluğa sebeb olduğunu yazıyor.

Rakamlara bakıyoruz, 1999''un ilk çeyreğinde, vergi gelirlerindeki artış, bir önceki yılın aynı dönemine göre, sadece % 43 düzeyinde. Enflasyondan arındırılınca, reel olarak vergilerde bir gerileme söz konusu.

Vergi reformu yapmışsınız ve bunu icraatınızın temel taşlarından biri olarak ortaya koymuşsunuz. Lakin gelirler gerilediği gibi ekonomi de tam anlamıyla felç.

Bununla birlikte, sözde tehlikeye düşen laik cumhuriyeti kurtarmak maksadıyla, Türkiye''yi ekonomik krize sokan kadroya, yeniden iktidarı teslim ediyoruz. Bu kadronun ilk icraatı, bir hanım milletvekiline "Dışarı" diye bağırıp tempo tutmak oluyor. Laik cumhuriyet kurtuldu, ama ekonomi batıyor.

Bilmem Time dergisi gözünüze çarptı mı? 100''üncü yıl dolayısıyla asra damgasını vuran dünyanın en önemli devlet adamlarını, sanatçılarını, kahramanlarını, okurlarının iştirakiyle seçen dergi, "Kahramanlar ve semboller" kategorisinde, Rosa Parks''a yer veriyor.

Türk basınının yoğun çabaları, Atatürk''ü, asrın devlet adamı seçtiremedi ama Rosa Parks, bir insan hakları savunucusu olarak Time dergisinde yerini aldı.

Rosa Parks''tan, daha önce de söz etmiştim. Bu sene başında, Clinton''ın elinden, Kongre''nin altın madalyası ödülünü aldı. 1996 yılında da, Cumhurbaşkanlığı hürriyet madalyasına layık görülmüştü.

Rosa Parks, 1955''te Alabama eyaletinde, zencilere uygulanan ayırımcılığa karşı tavır koydu. O tarihlerde, Amerika Birleşik Devletleri''nin güney eyaletlerinde, mesela otobüslere, zenciler beyazlarla ayrı kapıdan ancak binebiliyor, bir beyaz ayaktayken, bir zenci oturamıyordu. Beyaza yerini vermek mecburiyetindeydi. Günlerden bir gün, otobüse binen beyaz adam, ayakta kalınca, şöför, zenci kadını, yerini beyaza bırakması için uyardı. O zenci kadın Rosa Parks''tı; yerinden kalkmadı. Tutuklandı, hapse girdi. Bir yıl boyunca, bütün zenciler otobüse binmediler. Her yere yürüyerek gittiler. Bu protesto eylemleri bir yıl sonra meyvasını verdi. Amerika Federal Mahkemesi, otobüsteki uygulamayı yasakladı. Ama Rosa Parks, Alabama''da beyazlar tarafından taciz edildiği için Kuzey''e gitmek zorunda kaldı. Aynı tarihlerde Alabama valisi, zencileri üniversiteye sokmama gayreti içindeydi. Büyük olaylar patlak verdi.

Mücadelenin sonunda, kazanan, Rosa Parks''a, "Dışarı, dışarı" diye bağırıp, onu otobüsten indirmeye çalışanlar olmadı.

Başörtüsünü tehdit gibi algılayanlar, hatta koskoca bir partinin kapatılmasını buna dayandırmaya çalışanlara bir tavsiyem de dünyaya açılmaları. Dijital sistemi takip edenler bilirler, bu suretle 100 - 150 seçenekli bir yayın akışı imkânı elde ediliyor. Mısır''dan Ürdün''e, Dubai''ye kadar. Çok sayıda Arap kanalını da alabiliyorsunuz.

Bu kanalları, biraz da o ülkelerdeki hayat tarzını anlamak için seyrediyorum.

Başörtüsünü, İslam devletini kurma aracı gibi görüp mesele yapanlara seslenmek isterim. Özellikle, Milli Güvenlik Kurulu üyelerine. İran, Suudi Arabistan ve Afganistan hariç, başörtüsünün sorun haline geldiği Müslüman ülke yok.

Mesela Mısır. Üstelik, Mısır, medeni hukukta şeriat ilkelerini uyguluyor. Buna rağmen, eğlence programlarında, başı açık kadınlar şarkı söylüyor. Gene başı açık eşleriyle birlikte lokantaya gelmiş kadınlı erkekli bir topluluk, sanatçıyı dinliyor. Hatta, genç hanımlar arasında ayağa kalkıp göbek atanlar bile var. Dubai''de, Ürdün''de hep benzer görüntüler.

Reklam filmlerinde, başı açık veya başı örtülü her nevi kadın kullanılıyor. Bakıyorsunuz, başı kapalı bir kadın, Orkid reklamı yapıyor, başı açık olan şampuan reklamına çıkıyor.

Başörtüsüne karşı laik cumhuriyeti koruyan kollayanlar yok bu ülkelerde; zaten bu yüzden de böyle bir tartışma yaşanmıyor.

Dünkü yazımda, Savcı Vural Savaş ile Egesel''i birbiriyle karşılaştırmıştım. Güneş gazetesi yazarı Ahmet Çavuşoğlu aradı; mukayese ederken telefoncu Ayten''i unuttuğumu söyledi. Hemen hatırladım. Egesel de, mahkemeye delil olarak, Menderes''in bazı telefon konuşmalarını sunmuştu; bunları telefoncu Ayten kanalıyla elde ettiği meydana çıktı. Sonradan Adalet Partisi''nin Turizm Bakanlığı''nı yapan Barlas Küntay, o tarihlerde gözü pek bir delikanlıydı; telefoncu Ayten''in peşine düştü. Onun, Egesel ile ilişkisini öğrendi. Ayten ile Egesel''in telefon bantları ve aşk dedikoduları bilahare gazetelere yansıdı. Egesel ava giderken avlanmıştı.

Fazilet Partisi''nin kapatılması davasında, yasa dışı yollarla elde edilmiş telefon kayıtlarını yüksek yargıya teslim eden Vural Savaş''ın, Egesel ile bir benzerliğini daha böylece ortaya koymuş oluyoruz.

Hey gidi günler hey. Nasıl da unutmuşum telefoncu Ayten''i. Mamafih, demokrasinin yüz karası olanlar çabuk unutuluyor. Mesela Rosa Parks''a "Dışarı" diyen otobüs şöförünün ismini kim biliyor ki! Ama, Rosa Parks ödül üzerine ödül alıyor. Egesel, sadece, bir olumsuz misal olarak gündeme geliyor. Oysa Menderes''in ismi meydanlara, bulvarlara verildi. Onun hatırasına anıt mezar yapıldı.

Halimize bakın. Sırf laik cumhuriyeti, başörtüsüne karşı koruyup kollayabilmek için, ekonomiden sabıkalı (1978 - 1979 yıllarını hatırlayınız) Bülent Ecevit''e ülkeyi teslim ettik. Aynı Ecevit 1989 yılında, Zaman gazetesine verdiği demeçte, "İdeolojik bile olsa, kızlar başını örtebilir, tarikatlar da yaşamalıdır; bu demokrasinin gereğidir" diyordu. Bu defa laikliği kurtarmak için geldiğinden, ilk icraat olarak Merve Kavakçı''ya "Haddini bildirdi." Baktık kabineye hiç hanım alınmamış. Demek, laikliğin bir gereği de, hanımları, sadece hadleri bildirilecek mahlûklar olarak görmek!

Ecevit, hayali ve ayağı yere basmayan projeleriyle, 1978 - 1979 yıllarında yarattığı ekonomik krizle, bugünkü ekonomik enkaza sebebiyet veren "vergi reformuyla", bir de Meclis''in açılışında, kürsüde yaptığı o öfkeli ve çılgın konuşmasıyla hatırlanacak. 40 yıllık bir politikacı için hiç iyi bir rekor değil.

Türkiye''de rejim normalleştiği zaman, asra damgasını vuranlar diye Time dergisinin yaptığına benzer bir anket düzenlense, "laik cumhuriyetin bekçisi" Ecevit orada yer alamaz, ama, Merve Kavakçı''nın, tıpkı Rosa Parks gibi, adı, hak mücadelesi yapan kahramanlar arasında geçebilir.

Türkiye elbet bu vehimlerden ve hayali tehlikelerden bir gün kurtulacak. Kadının başörtüsü ile uğraşan 5 ülke var. İran, Suudi Arabistan, Afganistan (Zorla örttürüyorlar) Tunus ve Türkiye (Zorla açtırıyorlar)

Hani Türkiye laik bir cumhuriyet ve aynı zamanda demokratik bir hukuk devleti idi?

FP Genel Başkanı Recai Kutan''ın zaman zaman okuduğu, Arif Nihat Asya''ya ait bir dörtlük bugünleri anlatıyor:

"Sessizce düşünsek duyacaklar bir gün / Olmazları olmuş sayacaklar bir gün / Onlar bu vehimle ellerinden gelse / Rüyalara sansür koyacaklar bir gün"