Haziran ayı sonunda Washington"dan gelen haberler Beyaz Saray"a yönelik bir atağın büyümekte olduğunu aktarıyordu; "ABD"de Cumhuriyetçiler Başkan Obama"yı koltuğundan edebilecek bir girişim başlattı. "Azil" kelimesini kullanmaktan kaçınsalar da Cumhuriyetçilerin son dönemde bu seçenek üzerinde durduğu biliniyor..." (Obama"ya azil yolu göründü", HT, 27/07)

Başkan"a yönelik politik kuşatmanın ilk adımı; Obama"nın Kongre"yi atlayarak ülkeyi yönettiği iddiasına yaslanıyordu ve açılacak bir dava Obama"yı koltuğundan edebilirdi. ("İlgisiz" noktaları birleştiriniz!", Yeni Şafak, 12/07) Gelişme, o dönemde politik bir hamle olarak değerlendirildi ve "tutmayacağı" yönünde daha çok değerlendirme yapıldı...

Temmuz ayının sonunda ise daha netameli haberler gelmeye başladı; "ABD Temsilciler Meclisi (ABD Kongresi"nin iki kanadından biridir.) Amerikan askerinin Kongre"nin onayı olmadan Irak"a gönderilemeyeceğini onayladı." Yani, Başkan"ı budadı ve bağladı...

Daha ilginci bu karar Cumhuriyetçiler kadar Başkan"ın kendi partisi Demokratlar"dan da yüksek destek gördü; 370"e 40! (Bu yasanın hayata geçmesi Kongre"nin ikinci kanadı Senato"nun onayına bağlı. Alır, almaz ayrı konu ama "girişimin çapını" anlattığı açık.)

Üçüncü vaka "saldırının" Beyaz Saray"dan nasıl göründüğünü anlatıyor. Obama"nın Başdanışmanı Dan Pfeiffer; "Bu azil yolunda açılmış bir kapıdır!.."

Böylece Obama yönetimi üzerine geleni alenileştirmiş oldu; Temsilciler Meclisi"nin Barack Obama"yı azil suçlamasında bulunabileceğini kabul etti...

Son bir alıntı daha yaparak "kelepçenin ciddiyetini" tamamlayalım; "ABD"de Demokrat Parti"nin sponsorlara gönderdiği mesajda, Cumhuriyetçilerin meclis soruşturmasıyla tehdit ettiği ABD Başkanı Barack Obama"yı desteklemeye çağrıldığı bildirildi. Beyaz Saray, dün verilen dilekçenin Başkan Obama"ya karşı meclis soruşturmasına yol açabileceğini açıkladı. The Washington Post gazetesine göre bu siyasi bir hileden daha fazlası. Bu, Başkan Obama"nın iki kez seçilmesine yol açan demokratik sürecin meşruiyetini sorgulayan güçlü bir saldırı". (Voice of Russia, 27/07)

Durum herhalde anlaşıldı...

Şu da anlaşıldı mı; "Cumhurbaşkanı" adayı Tayyip Erdoğan"ın, "maalesef görüşemiyoruz" dediği "Başkan" budur! Peki, bölgedeki gelişmeler değerlendirilirken, İsrail-Filistin-Gazze olayları, Sisi diktatörlüğü, IŞID, Körfez, Irak, Suriye, Erbil, enerji, İran dengeleri/etkileri hesaplanırken, bunlar da akılda tutuluyor mu?.. Tutmayarak yazanlar, bilin ki tutulmuştur!

İsrail"in Gazze"ye saldırılarının sona erdirilmesi için 26 Temmuz"da Fransa"da düzenlenen uluslararası toplantının ardından, Türkiye"nin Paris Büyükelçiliği"nde ABD, Katar ve Türk dışişleri bakanlarının içtikleri yorgunluk kahvesi daha anlamlıdır.

Diplomaside tarafların verdiği "resim" önemlidir. Bir soğuk savaş geleneğidir ve "ehil okuyucular" tarafından yapılırsa işe yarar! Kimileri Fransa"daki toplantıyı Bakan Kerry"nin bacak atışı üzerinden okur, kimileri de büyükelçiliğimizin bahçesindeki ahşap masanın etrafında oturanların rahatlığına bakarak...

Dış politikayı anlamada "zaviye" önemlidir. Her gün Türk-Amerikan ilişkilerinin ne kadar kötü olduğunu iç politikaya yansısın diye ballandırarak anlatanların bacaklara bakması normaldir...

"Washington"un, Katar ve Türkiye"yi Hamas-Filistin-İsrail denklemine ana oyuncu olarak tazelemesi, Mısır ve İsrail"e rağmen bir harekettir"...

Böyle bir hareket organize akıldan muaf olabilir mi? Acil gündemle toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi "derhal ve koşulsuz ateşkes" çağrısında bulunuyor, saat farkıyla öncesinde Beyaz Saray, daha önce ateşkesi reddeden Netanyahu"yu arayıp, "hemen insani ateşkes yapın" diyor.

Açık, İsrail"in yaptıkları Washington"u da rahatsız ediyor çünkü ona da "içeriyi etkileyebilecek", daha doğrusu "de-stabilize" edebilecek bir fatura çıkarıyor!

Obama ateşi tutarken Kerry"i maşa olarak kullanıyor ama İsrail de Obama"ya vururken Kerry"i maşa tutuyor. Tel Aviv"in, Türkiye ve Katar"ın oyunda bulunmasına, ABD"nin de bunu desteklemesine delirdiği biliniyor; "Adı açıklanmayan İsrailli bakanlar Kerry"i Hamas"ın bütün isteklerine boyun eğmekle suçlarken "Bakan"ın en basit meseleleri bile halletmekten aciz olduğunu" öne sürdü." ("Kerry Hamas"a teslim oldu.", 28/07, Milliyet.) Aynı durumu ABD"nin etkin gazetelerinin analizlerinde de bulabilirsiniz, tekrarlamıyorum. Ama "basit mesele"yi gülümseyerek düşünelim.

Amerika-Türkiye ilişkileri tabaka tabakadır. Hangisini eleştirip hangisini desteklediğinize, hangisini anlayıp hangisini gördüğünüze göre Washington"un aklını okumanız değişkenlik gösterir. Örneğin, Amerikan sözcülerinin Ankara"yı eleştiren kimi sözlerini bu kadar parlatırken, Rusya-İran-Suriye-Filistin-Mısır-Petrol-Erbil"de nasıl bir ittifak/cephe oluşturulduğuna ışıkları kapatırsanız, kimin sizi dövdüğünü göremezsiniz! Morluklar da 10 Ağustos"tan sonra ortaya çıkar!

Belki, mübarek bayramların huzurla kutlanmasında Ankara dış politikasının katkıları daha çok düşünülmeli. Ramazan bayramınızı tebrik ediyorum. Nicesine...