Cumhuriyet Halk Partisi ve liderinin, Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri arasında gelişen ilişkilere yönelik ağır eleştirileri bir yanıtı hak etmediği gibi, ciddiye alınması da gerekmiyor. Bu gelişmeye herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının eleştirisinin değeri varken, CHP ve Kılıçdaroğlu’nun bulunmuyor…
Öyle ki, vasatlık nedeniyle sık eleştirilen tartışma programlarına katılan sıradan bir uzman, CHP dış politika temsilcilerini kolaylıkla mahcup edebilir ve sıkça ediyorlar da…
Peki bu, Türkiye-BAE ilişkilerinin tazelenmesini kritik etme ihtiyacını ortadan kaldırıyor mu?
Kaldırmıyor.
***
BAE, İran’la da yeni ilişki formu aramakta. Tahran en yetkili ağızlarından, “yeni bir sayfa açma konusunda anlaştık” açıklaması yapıyor. Keza, BAE, Afganistan/Taliban ile de görüşmeler gerçekleştiriyor. BAE-Arabistan ilişkilerindeki dönüşüm de aynıdır…
BAE değil, BAE’yi Ankara’ya getiren konjonktür, adı geçen ülkelerle ilişkilerimizde yeni bakışları teşvik edecek midir? Mümkün. Ama hepsiyle ve aynı hızda değil. Suriye politikası olabilir. S. Arabistan politikası belki. Ama İsrail ve Mısır düzlemleri, bizden de kaynaklanmayan handikaplar barındırıyor.
BAE örneği için de öyle midir?
***
ABD’nin bölgeden soğuması, tahmin edilenden ağır korkular yaratıyor. Bunları Arap Baharı kaygılarla yarıştırabiliriz. Baskı zihin altındaki ‘taht’lara yapılıyor.
Bu ülkelerin ekonomileri de durgun dönemdeler. ABD’nin ardından, Japonya, Çin, G. Kore, Hindistan gibi ülkelerin ellerindeki stratejik petrol rezervlerini piyasaya sürmesi, fiyatları kısaltıyor, üreticileri bunaltıyor. OPEC+’ın ve bizzat BAE’nin verdiği reaksiyondan darlanmayı izlemek mümkün. Sadece ekonomik değil, politik bir atak görüyorlar.
***
İşin vahim yönü, ABD’nin bölgede azalmaya devam edeceğinin hissedilmesidir. Büyük oyunculara teslim güvenlik ve dış politika üretme anlayışı inşallah bu sefer ders olmuştur. Bir de ABD-Çin arasında ezilme ihtimali var. İki süper güç kavgasından yükselen tsunaminin bölgeyi basması bekleniyor. Sığınacak yer aranması biraz da bundan…
Normalleşmelere dönersek; uzlaşı iklimi yaratabilir! Afganistan’dan Suriye’ye, Türkiye ve İran’dan Yemen ve Afrika’ya kadar! Batı Asya dünya için hâlâ stratejik değer. Yollar yeter. Ama nasıl yönetilecek?
ABD, petrol üreticilerini yönetemiyor. İsrail’in İbrahim Anlaşmaları topallıyor. Akdeniz’de malûm ittifaklara menfi yansımalarının olacağı tahmin ediliyor. İran nükleer anlaşmasının sonucu önemle merak ediliyor!
***
Öte yandan, Türkiye’ye bir kadar kötülük yapmış ülkenin ‘affedilmesi’ karşısında gelen eleştirilere ne diyeceğiz?
‘Reel politik’ üzerinden verilecek yanıt, ‘devletin/ülkenin çıkarları her şeyin üzerindedir’ kabulü tartışmayı dondurabilir. Ama Türkiye dış politikada uzun zamandır ‘moral-politik aklın’ tarafında. Bu doğru yerdir. İstisnanın boyutluca izah edilmesi rahatlatıcı olabilir…