Şans faktörü

00:0030/12/2010, Perşembe
G: 4/09/2019, Çarşamba
Osman Özsoy

Her yıl bugünlerde gazete ve televizyonların büyük bölümünde, 31 Aralık akşamı çekilecek Milli Piyango''da verilecek büyük ikramiye ile neler alınabileceği ile ilgili haberler yer alır.Bu arada, şans oyunlarında daha önce büyük ikramiye kazanan insanların geri kalan yaşamlarında akıbetlerinin ne olduğu konusunda da haberlere denk gelmek mümkün olur.''Şans faktörü'' tüm toplumlarda inanılan bir olgudur. Kimi insanların şanslı, kimlerinin şanssız olduğuna inanılır. Aslında şanslı gibi görülen mi şanslıdır,

Her yıl bugünlerde gazete ve televizyonların büyük bölümünde, 31 Aralık akşamı çekilecek Milli Piyango''da verilecek büyük ikramiye ile neler alınabileceği ile ilgili haberler yer alır.

Bu arada, şans oyunlarında daha önce büyük ikramiye kazanan insanların geri kalan yaşamlarında akıbetlerinin ne olduğu konusunda da haberlere denk gelmek mümkün olur.

''Şans faktörü'' tüm toplumlarda inanılan bir olgudur. Kimi insanların şanslı, kimlerinin şanssız olduğuna inanılır. Aslında şanslı gibi görülen mi şanslıdır, yoksa şanssız gibi görülen için en hayırlısı olan o mudur, bu da ayrı bir tartışma konusudur.

Hertfordshire Üniversitesi bilim adamlarından Richard Wiseman, şansın insan hayatındaki rolünü araştırmak üzere 8 yıl süren kapsamlı bir araştırma yapar. Wiseman''ın vardığı sonuç şudur:

- İnsanlar şanslı ya da şanssız doğmazlar. Düşünceleri, hisleri ve davranışlarıyla iyi ve kötü şansı kendileri yaratırlar.

Şansın, psişik güçlerle ya da zekâyla bir ilişkisinin bulunmadığını, ilahi bir hediye ya da sihirli bir değnek olmadığını vurgulayan Wiseman, araştırmalarının ortaya koyduğu sonuçtan yola çıkarak, insanın kendi şansını kendisinin oluşturduğunu savunur. İç sesini dinlemenin, gelecekte iyi şans beklemenin ve talihsizliklerin üzerinde durmamanın şans için önemli olduğunu vurgular.

Richard Wiseman, şanslı bir hayat için; insanlarla iletişim kurmak için yoğun çaba harcanmasını, hayata esnek ve sakin bakılmasını, yeni deneyimlere açık olunmasını, sezgilere güvenilmesini ve içsesinin dinlenilmesini tavsiye eder.

Başarı şansı düşük olan isteklerin elde edilmesi için bile çaba gösterilmesini, karşılaşılan zorluklara göğüs gerilmesini, hayal kurarken hep iyi kaderin canlandırılmasını, kötü şansın bile iyi taraflarının olabileceğinin düşünülmesini, karşılaşılan talihsizliklerin uzun vadede en iyi şekilde sonuçlanacağına inanılmasını ve gelecekte kötü şansı engellemek için yapıcı adımlar atılmasının önemini vurgular.

Kuşkusuz bunlar yerinde öğütler. Üstelik insanın yaradılıştan gelen kendi iç potansiyelini harekete geçirmesini sağlayarak özgüven sağlayan unsurlar.

Yeri gelmişken bir iki örnek vermekte de yarar var. Hollywood yapımcısı George Miller, 1979 yılında çektiği, Mad Max filminde oynatmak üzere savaşçı görünüşlü, yüzünde yara izleri olan, sert ifadeli bir oyuncu arar.

Rüyalarını, bir gün sinema yıldızı olmak düşüncesi süsleyen adaylardan biri, elemelerden bir gece önce sokakta bir grup sarhoşun saldırısına uğrar ve ağır bir dayak yer. Fakat yine de, yara bere içindeki haliyle elemelere katılmaktan vazgeçmez. Yönetmen George Miller, rolü anında bu gence teklif eder. Şans verdiği kişi, o güne kadar adı hiç duyulmamış, fakat daha sonra dünya sinemasının ünlü isimlerinden biri olacak Avustralyalı aktör Mel Gibson''dır.

Mauren Wilcox adındaki Amerikan vatandaşı, 1980 yılının Haziran ayında hem Massachuset''teki, hem de Rhode İsland''daki çekilişler için piyango bileti alır. Her iki ikramiye de Mauren''in biletindeki numaralara vursa da, tek kuruş alamaz. İlginçtir, Massachuset piyangosunda kazanan numara Rhode İsland biletindeki numaranın, Rhode İsland piyangosunda kazanan numara da Massachuset biletindeki numaranın aynısıdır. Numaralar doğru, biletler farklıdır. Mauren Wilcox''in bu konudaki en önemli şansı, herhalde bu olaydan sonra aklına mukayyet olabilmesidir.

Şans bir insanın yüzüne kaç kez güler? Bir, iki, üç, dört beş?

Amerikan vatandaşı Donald Smith ise Wisconsin piyangosunu 1993, 1994 ve 1995 yıllarında üst üste üç kez kazanır. İstanbul Cağaloğlu''nda ayakkabı boyacılığı yapan 62 yaşındaki Mustafa Savgan''a da şans defalarca gülmüş, ama yaşlı adamın yüzü hiç gülmemiş. Çünkü aldığı biletlere defalarca şimdiki değeri ile 50 Milyon (eski parayla 50 trilyon) ikramiye vuran Savgan, kazandığı paranın tümünü harcayıp ayakkabı boyacılığı yaptığı aynı köşeye geri dönmüş. Şans oyunlarından defalarca büyük ikramiye kazanan yaşlı adamın şimdilerde hayali artık, ömrünün son demlerini geçireceği hayırlı bir eş, başını sokacağı bir evmiş.

En büyük şans, nefes alıp verebilmektir. Çıkmamış candan umut kesilmez sözünde olduğu gibi, insan yaşadığı sürece, üstün gayret ve çabası ile Allah''ın izniyle istediklerini elde edebilir. Burada önemli olan, isteklerinin kendisi açısından hayırlı olması ve helal yolla elde edilmesi konusunda Allah''tan dilekte bulunulmasıdır. Yani dua edilmesidir.

Kenan Sofuoğlu''nun, isminin kullanılması karşlığında şans oyunlarından düşen kendine düşen parayı ''helal değil'' gerekçesi ile reddetmesi de, herkes örnek olmalıdır.

Bu 2010 yılının son yazısı idi. Herkese 2011 başta olmak üzere geri kalan ömürlerinde sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyorum. Rabbim bugünlerimizi aratmasın.