“Güldürmeyen, ağlatmayan, sinsi bir ok, öldürmeyen…” bir şarkı sözünden fazlası. Bu dizeler ruhumuzu kemiren bir düşünceyi, içten içe yıpratan bir duyguyu ya da görünmez bir acıyı ifade ediyor olabilir. Bastırılmış öfke gibi, kapanmayan bir yara gibi, unutulmak istenen ama unutulmayan bir anı gibi enflasyon da böylesine bir his bırakıyor.
TÜİK tarafından açıklanan Ocak 2025 enflasyon oranları, hem rakamla hem yazıyla 5’in üzerine kurulmuş bizi izliyor. Yıllık enflasyonun %42 seviyelerine gelmiş olmasının sevinci süründürüyor ama öldürmüyor gibi bir duyguya sürüklüyor vatandaşı. Özellikle konut kiralamada sözleşme yenileme zamanı gelenler için %56,35 oranı kontratlardan dökülen bir damla yaşa dönüşüyor. Her ay biraz daha kemiren, biraz daha can sıkan, biraz daha hayatı zorlaştıran bir enflasyon varlığı çaresi olmayan bir yara duygusunu veriyor. Enflasyonun kendisini bu kadar derinden hissettirdiği bir dönemde, sadece rakamlar değil, yaşanan gerçekler yüksek sesle konuşuyor.
Yıllık enflasyon düşüş eğiliminde olsa da, aylık artış devam ediyor; yani acısa da öldürmüyor. 2024’ün ortalarında zirve yapan enflasyonun gerilemesi olumlu bir gelişme olarak dile getiriliyor. Ancak, aylık bazdaki katılık, enflasyonun tekrar yükselme riskini artırıyor ve yıl sonu tahminlerinin yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor. Özellikle eğitim, konut ve sağlık gibi temel harcama kalemlerinde enflasyonun ortalamanın üzerinde seyretmesi, fiyat baskısının devam ettiğini gösteriyor. Geldiğimiz noktada temel hizmetlerdeki fiyat artışlarının sürmesi, enflasyonun gerilediğini ancak tam olarak çözülmediğini ortaya koyuyor. Bu noktada, TÜİK’in enflasyon hesaplamalarını titizlikle yürüttüğünü ve güncellenen fiyat hareketlerini hassasiyetle takip ettiğini bu kez de rakamlar üzerinden görüyoruz. Daha önce, ayakta tedavi hizmetleri kaleminin enflasyon hesaplamasında düşük gösterildiği iddialarına karşılık, TÜİK kamu hastanelerinin daha çok tercih edildiğini ve yıllardır muayene katılım paylarının değişmediğini açıklamıştı. Ocak ayında yapılan muayene katılım ücreti artışları, enflasyona tek başına 0,59 puanlık etki etmiş görünüyor. Üstelik bu zamlar ay ortasında geldiği için şubat enflasyonuna da etkisinin olması bekleniyor. Fiyat değişimlerinin şeffaf bir şekilde izlendiği bir ortamda sürekli TÜİK’e sallama seansları yapmaktan vazgeçilir mi şüpheli. Varlık sebebi TÜİK’i hedef alma olanların perdelediklerini sandıkları ideolojik destekli huylarından vazgeçmelerini beklemek biraz iyimserlik barındırıyor belki ama hidayete ermek de herkese nasip olmuyor.
Şehirde yürüyüş yapıp kitap okumanın eğlence ve kültürü simgelediği, Erzurumluların en sevdiği fırına kartol atıp ekmek arası küflü peynir yemenin dışarıda yeme içmenin yerini aldığı, miras kalmadıysa boşuna hayal kurmanın gereksiz olduğu bir dönemdeyiz. Devlet okulları candır mottosu yeniden yükselirken, kişisel harcamalar israfa kaçıyor, sağlık söz konusu olduğunda ise “Doktora gitmeye gerek yok, bol bol su iç” tavsiyesi altın değerinde. Ekonomik dalgalanmalar arasında hayata devam eden milyonlar, hızlı fiyat değişimlerine, artan maliyetlere ve değişen tüketim alışkanlıklarına uyum sağlamaya çalışıyor. Bu süreçte, enflasyonu uzun vadeli olarak düşürebilmek için yapısal reformların ve sürdürülebilir ekonomik politikaların önemi daha da artıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.