|
Çeşitlemeler

Gittiği yeri bilmek

Tehditle, şantajla, iftirayla, fitne ve fesatla bir yere gidilemez demiyorum. Gidilebilir. Ancak böylesi olumsuz ve yasadışı argümanlarla ulaşılan yerde uzun süre kalınmaz. Kalınsa da eninde sonunda oradan atılır.

**

İnsanın kimliği

Kimseye akıl verme konumunda görmüyorum kendimi. Ama akıl almaktan gocunmam. İnsanın kimliği yerine göre yoldaşlarıyla da belirlenir.

Şimdi kendimizi sınama günü. Hoşgörü hep başkasından mı beklenmeli, yoksa onun gereğine kendimiz mi uymalıyız?

Benim hayal âleminde gezdiğimi düşünenler çıkabilir. Ben gagamdaki iki damlacık suyu fitne yangınının üstüne dökeyim de varsın bana hayal âleminde geziyor desinler.

*

Gelin

Birkaç ayak izi...

Uzakta onu, onları bekleyen sakin deniz. Duru. Mavi.

Bu el ele tutuşmuş koşan çocuklar... Onlara kendi çocukluğunu anımsatıyor... Ve kendi geleceklerini... Bir umudu...

Gece çekilen perde, günün ilk ışıklarıyla bir daha çekiliyor. Güneş!

İki el birbirini tutuyor. Avuçlarında insanlığın geleceğini tuttuklarını düşünerek...

**

İlk adımı atmak

Bu adımı ilk kim atarsa barış ve huzur gününün sahibi o ilan edilir.

Uzatılan barış elini havada bırakmayanın barışa katkısı da unutulmaz.

**

Bir duyarlığı incitmek

Duyguların doruk yaptığı bir sırada o duyarlığı incitecek cümleler kurmanın münasebetsizliğini bilmek gerekiyor. Ama hamaset korosuna alkış tutarak bir yere varılamayacağını da...

**

“Cambaza bak!” demek

Hamasi koroya alkış tutmak da var...

Olan bitene dışardan bakmak da...

Aferin bekleyene onu hissettirmek kolay...

Bunun için koroya tempo tutmak yeter: cambaza bak dersin olur biter…

Ama sınav başarılmış olur mu, başka…

**

Kırılan nesne

Öyle bir kırılma noktası var ki, kırılan nesne temelde aynı bütünün iki parçası olsa bile, o iki parça birbirine tümüyle yabancılaşmış halde kalır. İki parçadan her birine mensubiyet duyanlar birbirini tanımaz ve kabul etmez olur. Aradaki kan uyuşmazlığı asla giderilmez.

**

Adalete inanmak

Adalete inanmak başka, kişilerin adil olup olmadığına inanmak başka. Kişilerin elinde adalet dengesini koruyan yasalar bulunabilir, ancak o yasayı uygulayacak yetkilinin adil davranacağına ilişkin güven bulunmuyorsa işin rengi değişir.

Adaletin temeli çürümüşse, onun yer aldığı zeminde statükoyu entrikayla, dalavere ile ayakta tutmanın imkânı kalmaz. Orada suni payandalar işe yaramaz.

#İnsan
#Kimlik
#Adalet
3 yıl önce
Çeşitlemeler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…