Türkiye''deki 30''lu yıllar, bunalım ve iktisadî açmazların yıllarıdır. İktidarda tek bir parti var: CHP!
Yedi yıldır İsmet Paşa, "Başbakan"dır. Mustafa Kemal Paşa, "tek adam" olarak, her şeyi Çankaya''dan izler. İsmet Paşa''ya alternatif üretmek ister. CHP''nin halk katmanındaki ilgi ve sevgisini ölçmek ister.
Ali Fethi Okyar''ı arar, bir parti kurmasını ister. O da, tek şef, tek lider olarak, "tarafsız" olmasını beklediğini söyler ve bu garantiyi alır.
"Serbest Cumhuriyet Fırkası" kurulur.
Fakat bir kaç ay içinde, Ali Fethi Bey''in partisi çok geniş bir alana yayılır. Yerel seçimlerde, büyük başarı kazanır.
"Liberal" bir görüntü verir Fethi Bey''in partisi...
Amma, CHP''nin "militan" kurmayları, bundan rahatsız olur ve Ali Fethi''nin durumunu, Fransız İhtilali''nin önderlerinden Danton''a benzetirler. İsmet Paşa''yı da Robespiyer olarak görür, Mahmut Esad Bozkurt!
Bozkurt''a göre, "Atatürk ihtilali"nde asla "gericiler af edilmemelidir. Bunlara göz yummak ihtilale kıymak demektir" der...
Lakin, yeni fırka dur-durak bilmiyor.
Anadolu''da geniş bir muhalefet doğuyor.
İzmir''de büyük bir törenle karşılanıyor Ali Fethi Bey!..
Bu durum, 9 Eylül''de İzmir''e girişin aksine bir durum...
İsmet Paşa ve CHP''den öyle bıkmış ki halk, "kurtar bizi Fethi Bey!" diye İzmir halkı bağırıyor!
Hatta bir adam, oğlunu kurban (?) etmek için, Fethi Bey''in önüne çıkıyor...
Bu durum, yer yer "irticaî görüntülere" sebeb oluyor.
Görülüyor ki, devrimler oturmamış, geniş bir muhalefet kitlesi var!
Bir de Menemen''de bir "derviş Mehmet olayı" zuhur eder...
Bunu da, iktidar çevreleri Fethi Bey''e ve partisine mal ederler!
İşin kötüye vardığını, CHP''nin iktidardan uzaklaşacağını görenler, hemen Ali Fethi Bey''in önünü kesmek isterler!
Hatta, Serbest Cumhuriyet Fıkrası kurucularından olan Ahmet Ağaoğlu, "Yarın" adlı gazetesinde yaptığı yayınların, bir müddet sonra "Sen bir sığıntısın!" diye horlanmasına vesile olur!..
Ve SCF, yukardan gelen emirle kapatılır ve demokrasi yolunda, "muhalefet" diye bir vakıaya, 1946''ya kadar izin verilmez!
FP davasının karar saatlerinde, böyle bir yazı yazdık işte
