Mutaassıp CHP

00:0025/11/2008, Salı
G: 2/09/2019, Pazartesi
Taha Kıvanç

''Bir isim nedir ki?'' diye soruyordu Shakespeare ''Romeo ve Juliette''te... Bir yönüyle öyle olsa da, bir isim, bir sözcük, bir sıfat, bir kavram bazen her şey olabiliyor...Kendisini mütedeyyin insanlara da cazip hale getirme çabasındaki CHP için hangi ismi, düne kadar uzak durduğu halde sergilediği açılım sebebiyle CHP''ye şimdi ilgi duyanlar için hangi sıfatı kullanacağız?Günlerdir yalnızca ben değil pek çok kişi bu soru üzerinde kafa yoruyor...Buldukları sıfat ''mutaassıp demokrat''... Ak Parti

''Bir isim nedir ki?'' diye soruyordu Shakespeare ''Romeo ve Juliette''te... Bir yönüyle öyle olsa da, bir isim, bir sözcük, bir sıfat, bir kavram bazen her şey olabiliyor...

Kendisini mütedeyyin insanlara da cazip hale getirme çabasındaki CHP için hangi ismi, düne kadar uzak durduğu halde sergilediği açılım sebebiyle CHP''ye şimdi ilgi duyanlar için hangi sıfatı kullanacağız?

Günlerdir yalnızca ben değil pek çok kişi bu soru üzerinde kafa yoruyor...

Buldukları sıfat ''mutaassıp demokrat''... Ak Parti kendisini ''muhafazakâr demokrat'' diye tanımlıyor ya, CHP de buna yakın bir sıfatı artık hak ediyor. Kendisinin siyasi yönelişi ''taassup'' oluyor... Güneri Cıvaoğlu''nda
: NTV''deki mutat tartışmalarında, Mehmet Barlas ''Eh, CHP de böylece ''mutaassıp demokrat'' oldu'' deyince, Emre Kongar, ''Maalesef öyle'' demekten öte bir şey söyleyememiş...

Hayatı kitaplar arasında geçmiş bir dostum, daha ilk günden, ''taassup'' ve ''mutaassıp'' sözcüklerinin CHP için kullanılmasından rahatsız. ''Adamlara haksızlık ediliyor'' diyor. Bugüne kadar okuduğu kitaplarda hep küçültücü ve suçlayıcı sıfatlar olarak çıkmış karşısına bu sözcükler; ''Neredeyse hakaret gibi bir şey'' dedi bana... Kendisi ''taassup'' sözcüğünü ''kör-inanç'', ''mutaassıp'' sıfatını da ''kör-inançlı'' olarak tercüme edermiş...

Sözcüklerin öyle bir itici anlamı var tabii, ancak olağanüstü olumlu kullanıldığı anlamları bulunduğunu da hatırlar gibiyim. Böyle durumlarda hep yaptığım gibi kendimi ''ıstılahlar'' (kavramlar) üzerine yazılmış sözlükler ve ansiklopedilerin sayfalarına bıraktım. Karşıma her anlama kullanılabilen çok yönlü bir kavram çıktı.

Tarih meraklılarının başvuru kitabı Mehmet Zeki Pakalınlar''ın üç ciltlik ''Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü'' hiç beklemediğim genişlikte yer ayırmış sözcüğe... Belli ki, sözlüğün yazıldığı dönemde, üzerinde sıkça tartışma çıkan bir kavrammış ''taassup''... Yoksa bazı terimleri iki satırla geçiştiren Pakalınlar, ''taassup'' maddesi için altı koca sayfa ayırmazdı (c. III, s. 363-368).

Ona göre, sözcük, aslında ''akraba ve mensup olduğu kavmin fertleri hakkında yardım ve taraftarlık'' anlamına geliyor. Buradan hareketle ''din, ahlâk, âdet vesâireden lüzumlu - lüzumsuz taraftarlık ve gayretkeşlik göstermek'' gibi bir anlamı da var.

İlk anlamları açısından hiç de ''kötü'' durmayan bir sözcük işte...

Pakalınlar Sözlüğü''nün en önemli özelliklerinden biri, özellikle ihtilâflı konularda, yazarından daha bilgili kişilerin hakemliğine başvurmasıdır. Bu maddeyi irdelerken iki tanığa başvurmuş yazar: Ebüzziya Tevfik Bey''in (ölümü 1913) tamamlayamadığı ''Lügat-ı Ebüzziya'' adlı eseri ile Muhammed Abdüh''un (ö. 1905) Mehmet Akif Ersoy (ö. 1936) tarafından Türkçeye çevrilmiş ''Taassup'' başlıklı makalesi...

Barlas-Kongar atışmasından beri bu sıfatın altında boğulur gibi olduklarını hissettiğim CHP''lilere bir müjdem var: ''Taassup'' sözcüğü, evet, küçültücü anlamda da kullanılabiliyor, ama her iki tanık da o sözcüğe kötü anlam yüklenmesine karşı çıkıyor. Ebüzziya Tevfik Bey, ''Bu kelime en fazla yanlış tefsire ve hatalı kullanıma uğratılmış kavramlardandır'' diye dışa vurmuş öfkesini...

Muhammed Abdüh ise, kendi döneminde çok kullanıldığını söylediği sözcüğün yıpratılarak asıl anlamından uzaklaştırıldığından şikâyet ediyor. Muarızları, karşılarına çıkan herkese ''mutaassıp'' diye saldırılarmış. ''Her kimde olursa olsun kendi meşreplerine aykırılık görürlerse onu mutaassıp sayarak kaşlariyle birbirine gamzederler; kadrini küçültmek istedikleri adamın ismine Frenklerin ''fanatik'' lâfzını eklerler'' demiş Abdüh...

Mehmet Akif''in diliyle konuşturulunca Muhammed Abdüh sözcüğü hiç de kötü bulmuyor: ''Taassup ''asabiyet sahibi olmak'' mânâsınadır. (..) ''Asabe'' ise bir adamın mensup olduğu kavimdir ki, onun zatî kuvvetini teyit eden, şahsını zulüm ve tecavüzden koruyan hep odur. O halde taassup insanın ruhuna ait bir sıfattır ki, insanın kendisine münasebeti olanları koruması, haklarını müdafaaya kalkışması hep bu sıfatla anılmasından ileri gelir.''

Hiç de kötü sayılmaz, değil mi?

Ebüzziya Tevfik Bey sözcüğü daha iyi anlamamız için bir de örnek vermiş: ''Meselâ bir Müslüman itikad ettiği Şer''i meselelerden birinin taarruza uğradığını gördükte taassup izharı ile o meseleyi sahiplemeye mecburdur. ''

Bundan böyle ''yeni CHP'' bizi şaşırtmaya devam edecek demektir.

Sözcük üzerine araştırmamı Ebüzziya''nın bağlayıcı cümlesiyle tamamlayayım: ''Bir şeyi mücerret eskiden kalma olduğu için iltizam etmek nasıl beyhûde bir taassup ise bir şeye mücerret yeni çıktığı için taraftar olmak dahi onun gibi ve fakat ondan muzır bir taassuptur.''