|
Çok iyi gidiyor!

Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk siyaset gezegenimize renk kattı. Ekranlarda sıkça sahne alıyor, peş peşe röportajlar veriyor. Nevi şahsına münhasır bir siyasi kişilik olarak kaldığı yerden ''bomba''lamaya devam ediyor!

Laf cambazlığını da pek seviyor.

Hüsamettin Bey''in bu hızla devam etmesini çok istiyorum…

Hele de Güniz Sokak''ı ziyaret edip üstadı Demirel''e bağlılıklarını bildirmesi yok mu, beni çok mutlu etti…

“Muhteşem İkili”nin kartlarını açıktan oynar hale geldiği bir dönem yaşıyoruz:

Süleyman Bey, Mehmet Haberal için aprona yanaşmıştı; Hüsamettin Bey de apar topar siyasete döndü, DP''nin başına geçti.

Hüsamettin Cindoruk''u ekran turlarında izlemek, birbiri ardına röportajlarını okumak o kadar keyifli ki…

En başta, her fırsatta Ergenekon davasına karşı tavır ortaya koyuyor olmasıyla yakından ilgileniyorum; çünkü bu gözbağcı çizgisini son derece açıklayıcı/aydınlatıcı bir durum olarak görüyorum…

“Darbeci olsam darbeciler beni yargılar mıydı?” diye soran, ya da…

“Benim gibi demokrat bir adama darbeci diyenler akılsızdır ya da satılmıştır!” diyen Hüsamettin Bey…

Ergenekon yapılanmasının deşifre edildiği bir süreçte “darbeci örgüt”ün üzerine gidiliyor olmasından neden rahatsızlık duyuyor, acaba?

“Ergenekon sanıklarının tutuklanmasına karşı değilim, inandırıcı gerekçelere ihtiyaç var” diyor Cindoruk; böylelikle bugüne kadar gün ışığına çıkarılan sayısız bağlantıya/pek çok sarsıcı belgeye, tanıklığa/çarpıcı itiraflara gözlerini nasıl da yumduğunu gösteriyor.

Mesela, Danıştay- Ergenekon bağlantısını hiç duymamış ya da böyle bir gerçek hiç yokmuş gibi davranıyor.

Hüsamettin Bey''in…

Darbe Günlükleri döneminin Ergenekon davasına dahil edilmiş olmasına neden ısrarla kayıtsız kaldığını da izah etmesi gerekiyor; ama hayır, ''cinliğinin doruğundaki bir sima olarak'' beş yıl önceki darbe girişimleri dönemine de gözlerini kapatıyor.

DP''nin lideri, söylediği gibi her daim darbe karşıtı ise Ergenekon konusuyla ilgisini neden sadece davanın işleyişine yönelik eleştirilerle sınırlı tutuyor?

Yaşadığımız bunca kaçışı olmayan-sarsıcı hadiseden sonra hâlâ Ergenekon adlı darbeci bir yapılanmanın var olduğuna inanmıyor mu yoksa, Cindoruk?

Türkiye''nin, Ergenekon Davası eliyle…

Darbelerin/darbe girişimlerinin/ muhtıra hazırlıklarının/ suikastların/ provokasyonların/suikastların perde arkasıyla yüzleşmesini istemiyor mu, Hüsamettin Bey?

*

İki yıl önce “Çok ağır şartlar oluşmadıkça asla siyasete dönmem” diyen Cindoruk, 76 yaşında birdenbire siyasete dönme ihtiyacı hissetti ve üstadı Süleyman Demirel''in büyük desteğiyle DP''ye genel başkan oldu.

Hüsamettin Bey, “Devlet tehlikede, o yüzden döndüm” diyerek izah getirmeye çalışıyor, bu duruma…

DP Genel Başkanı gibi değil, CHP lideri gibi konuşuyor.

Statüko''nun merkez sağda “Truva Atı” işleviyle yıllar yılı istihdam ettiği Cindoruk''un “tehlike” diye andığı husus, aslında hep o sözünü ettiğim “Gizli Devlet” yapılanmasının hakimiyetini yitirmesiyle bağlantılı bir konudur.

Cindoruk''un derdi, Statüko''nun kaybetmiş olmasıdır.

Devlet veya rejim tehlikede olmadığı halde, Hüsamettin Bey''in böyle bir ''tehlike''den söz etmesi, kendisinin “Truva Atı” konumunu kamufle etmekle de alakalı olmasın?

Şöyle bir düşünün…

Cindoruk, neden darbeci Ergenekon örgütünün aleyhine tek kelime etmiyor?

15 yıl önce
Çok iyi gidiyor!
Orta yol doğru istikameti gerektirir
Korksak mı?!
Londra izlenimlerim, beklentiler ve riskler
Türkiye’nin enerjisi
Komprador entelektüel ve siyasi işlevi