|
Kalemi neden kırıldı?

12 Mart Muhtırası"nın ardından rejimin "Kadrolu" elemanı Demirel, bir süre sonra yeniden gelmek üzere "şapkasını alıp" gitmişti.

Onun yerine başbakanlığa getirilen Nihat Erim"in kurduğu iki hükümet de uzun ömürlü olmamıştı.

12 Eylül darbesine kadar uzanacak "koalisyonlar dönemi" başlamıştı.

"Senaryo" gereği böyleydi…

Siyasal istikrarsızlığın kilometre taşları gizli devletin (Üst Yapı) eliyle döşenmiş, sağ-sol çatışmaları "itina ile" kurgulanmış, binlerce genç hayatını kaybetmiş, "anarşi ve terör" zirveye tırmandırılmış…

Arzu edilen darbeye "zemin" hazırlanmıştı.

12 Eylül darbesine koşar adım giden yolda sarsıcı suikastlardan birisi de 1980 yılının 19 Temmuz günü eski başbakanlardan Nihat Erim"in öldürülmesiydi.

Erim Suikastı, Dursun Karataş"ın lideri olduğu Dev-Sol"a ihale edilmişti.

Dev-Sol, gizli devletin talimatlarıyla kurulan "kontra" terör örgütlerindendi.

***

Nihat Erim de rejimin "mutemet" adamıydı.

Ne var ki…

ABD-NATO"nun emir komutası altında gizli bir konsorsiyum olarak ülkeyi yöneten "derin yapı" kendi çizgisine bağlı bir eski başbakanı dahi "bir kalemde" ortadan kaldırabilecek kadar acımasızdı.

Erim"in "kalemini kırmalarının" nedeni…

"Üst Yapı"nın gizli anayasası hükmündeki "Kırmızı Kitap"ta yer alan kimi maddelerin içeriğini çok yakın bir arkadaşına anlatmış olmasıydı!

***

Belli mi olur?

Bu dehşet sahne, gün gelir Kozmik Oda"dan çıkabilir.

Turgut Özal"ın "zehirlenerek infaz edilmesine" dair "gizli devlet kararı" da (vefatından tam bir yıl öncesine ait) yine Kozmik Oda"dan çıkarsa şaşırmamalıyız.

***

Hiram Abas, Turgut Özal"a yakın bir istihbaratçı olduğu için, 26 Eylül 1990"da suikasta kurban gitmişti.

Abas Cinayeti"nin tetikçisi de Dev-Sol"du.

1989"un Ekim ayından itibaren Dev-Sol liderlerinin hapishaneden kolaylıkla kaçabilmiş olması, aslında "derin örtülü" bir salıverilmedir…

1990, "laik aydın" cinayetlerinin zirveye çıktığı bir yıldı!

***

30 Mart 1994"de Dev-Sol"un partileşme kararı alması ile DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi) kurulmuştu.

9 Ocak 1996 tarihindeki Özdemir Sabancı Suikastı da DHKP-C adlı bu "sol bayrak gösteren" örgüte ihale edilmişti.

Vaktiyle, Fehriye Erdal"ı kimler saklamıştı?

***

Son dönemde yeniden "uyandırılan" DHKP-C adlı "kontra" terör örgütü, geçtiğimiz 1 Şubat günü ABD"nin Ankara Büyükelçiliği"ne yönelik "canlı bomba" eylemiyle yeniden sahne aldı.

"Canlı Bomba"nın bağlı olduğu örgütün kısa süre zarfında ortaya çıkarılması, örgütü sahneye çıkaran güç merkezinin algısal oyununu bozmuştur.

Bu durumu, elçiliğe saldırının gerçekleştiği günkü Milliyet"in manşetine bakarak da anlayabiliriz!

Manşet haberde "Bin Ladin"in Damadı Ankara"da Yakalandı" deniliyordu.

Taşeron örgüt olarak DHKP-C kullanılmıştı ancak El Kaide çağrışımı yaptırabilmek için psikolojik harekât da devreye girmişti.

"Ellerinde Bin Ladin kalmadığından" bu defa damadını vermişlerdi!

"OTUR, SIFIR!"

İlk haber Milliyet"te çıkmıştı ama asıl Hürriyet çok ilgiliydi, Bin Ladin"in damadı ile…

Amerikancı tezlerin daimi takipçisi olan Hürriyet"in 5 Mart 2013 tarihli "Bomba Diyalogu" manşetinde şöyle deniliyordu:

--ABD elçiliğini vuran canlı bomba saldırısının hemen ardından iki El Kaide yöneticisi arasındaki ilginç konuşma dinlemeye takıldı ve olayla bağlantılı dört kişi tutuklandı.

Yani?

"Siz şu DHKP-C üyesi canlı bomba Ecevit Şanlı"yı bir kenara bırakın, El Kaide"ye bakın!" demeye getiren bir manşetti, bu!

Devamı da geldi…

Hürriyet"in 7 Mart"taki "CIA, Bin Ladin"in damadını Ürdün"den Kuveyt"e geçerken paketledi" manşetini…

9 Mart"taki "Son Durak Ground Zero" manşeti takip etti…

Bin Ladin"in damadı Süleyman Abu Ghaith…

11 Eylül (Kurgusal) Saldırıları"nın yaşandığı Sıfır Noktası"nın sadece bir buçuk kilometre uzağındaki bir mahkemeye götürülmüştü!

***

Peki…

El Kaide"nin, "CIA Operasyonu"nun Kod Adı" olarak kurulmuş bir terör örgütü olduğu gerçeğiyle…

Veya…

Bin Ladin"in 2007"de böbrek yetmezliğinden öldüğü hakikati ile de yüzleşmesi mümkün müdür, Hürriyet"in?

El Cevap: Değildir!

11 yıl önce
Kalemi neden kırıldı?
Çözüm Süreci, şiddet ve Kürtlerin tüketilen potansiyeli
Rabbine hasım kesilen insan!
Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti
Belirsizlik ‘algılamayı’ öldürür
Reisi’nin manidar ölümü