|
Pusula

Ergenekon soruşturması boyutlandıkça ulusalcı çevrelerin korkusu büyüyor.

Darbeci Ergenekon yapılanmasının üzerine kararlılıkla gidiliyor olması, belli kesimleri panikletmiş durumda…

O yüzden de, "Ergenekon operasyonunun siyasallaştığı" savıyla ve "Laiklik elden gidiyor" illüzyonuna başvurarak kirli propaganda yapıyorlar.

Ergenekon kapsamında gözaltına alınan veya tutuklanan isimlerin "Atatürkçü, laik" olmalarından dolayı başlarına bu hadiselerin geldiği yalanını tekrarlayarak hakikatin üzerini örtebileceklerini sanıyorlar.

*

Ergenekon, tam teşekküllü darbeci bir örgüttür.

Türkiye''deki askeri müdahale süreçleri, darbe hazırlıkları ve girişimlerinin tamamı birebir Ergenekon yapılanmasıyla irtibatlıdır.

Hal böyleyken, "laiklik adına" Ergenekon operasyonuna karşı çıkanların, darbelerin/darbe girişimlerinin arka planının gün ışığına çıkarılmasından korktukları-rahatsızlık duydukları ortadadır.

Ulusalcı, laikçi kimi simalar -özellikle şu son günlerde- darbelere karşı olduklarını veya darbecileri kendilerinin de sevmediklerini öne sürüp duruyorlar.

Madem, hepsi darbe karşıtı; öyleyse neden ısrarla, canla başla darbeci Ergenekon örgütünü destekliyorlar?

Soruşturma genişledikçe, Ergenekon yapılanmasının sarsıcı provokasyonlarla/kanlı eylemlerle/darbe hazırlıklarıyla ilişkili olduğu her geçen gün iyiden iyiye ispatlandıkça neden telaşa, korkuya kapılıyorlar ve Ergenekon destekçiliğini, taraftarlığını, korumacılığını sürdürüyorlar…

Neden, acaba?

*

Ergenekon operasyonuna karşı çıkanlar "Hiç saygın üniversite hocaları darbe yapmaya kalkışır mı?" ya da "83 yaşındaki bir adam nasıl olur da gözaltına alınır?" veya "Basın mensubundan darbeci mi olurmuş?" gibi gözbağcılıklarla

Ergenekon davasını lekelemeye, küçük düşürmeye ve de toplumu yanıltmaya çabalıyorlar.

Özden Örnek ve Mustafa Balbay günlükleri; üniversite rektörlerinden medyanın kimi apoletli mensuplarına, sivil toplum kuruluşlarından sendikacılara kadar geniş bir "ağ"ın darbe hazırlığı sürecinde nasıl harekete geçirildiğinin sayısız örnekleriyle dolu değil mi?

Mesela, Danıştay Saldırısı ile Ergenekon örgütü arasındaki bağlantı -kaçışı olmayan bir biçimde- kanıtlanmışken, hala ısrarla bu gerçeği yok farz ediyor; Ergenekon adlı derin bir örgütün varlığını bunca ispata, deşifreye, tanıklık, bilgi ve belgeye rağmen inkara kalkışıyor, Ulusalcı-Laikçi Cephe…

Anıtkabir''e yürüyüp Ergenekon soruşturmasını protesto eden kitleler; Türkiye''nin yakın tarihindeki darbeler, darbe girişimleri, provokasyonlar, sarsıcı suikastlar ve kanlı eylemlerin perde arkasının gün ışığına çıkarılmasını istemiyorlar mı?

Yıllarca Türkiye''nin canına kast etmiş "Alacakaranlık Kuşağı" dizisinin derin şifreleri çözülecek diye mi korkuyorlar yoksa?

''Laik rejim tehdit altındadır'' veya ''Ergenekon Operasyonu karşı devrimin ürünüdür'' illüzyonları darbe süreçlerinin arkasındaki derin sırları örtbas edebilmek uğruna gösterime girmiş olsa da; Ergenekon gerçeğinin tepeden tırnağa açığa çıkarılması engellenmesi mümkün olmayan bir süreçtir.

*

12. Dalga''nın ardından kimi liberal yazarların "Ergenekon''un pusulası şaşıyor" yollu gerçeği yansıtmayan yorumları beni hiç şaşırtmadı. Bu tür değerlendirmeler, hâlâ büyük resmi göremeyişlerinden kaynaklanıyor.

Liberal sağ ve soldaki kimi simalar, hâlâ hadisenin arka planını çözebilmiş değiller ve "Ergenekon soruşturmasının ardında ABD''nin desteği olduğu" hurafesine de inanıyorlar. Yani, Ergenekon olayında ''temel''den yanılıyorlar.

Ergenekon Operasyonu, ABD-NATO''ya ve o eksenin Türkiye''de yıllar yılı istihdam ettiği "işbirlikçi" güçlere karşı "devlet kurumlarının ortak iradesiyle" yapılıyor.

Soruşturmanın ardında böylesine bir irade olmasaydı veya Ergenekon''daki büyük resme ulaşılamamış olsaydı; zaten devasa bir operasyon da yapılamazdı, dava da başlayamazdı.

Hadisenin püf noktası burada saklıdır.

Netice itibarıyla, henüz başlangıç safhasındaki Ergenekon Davası''nın bütün bir karanlık resmi deşifre edecek, aydınlatacak şekilde sonuna kadar gideceğini öngörebiliriz.

15 yıl önce
Pusula
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi