|
Sakallı Bebek’ten çıktık yola…

Bir asparagas şaheseri olarak medya tarihimize geçen “Sakallı Bebek” haberi; otuz iki yıl sonra bir kere daha “gezegenimize” isabet etti!

Şu son CHP gündeminde “Ekmek Arası Köfte” olarak sahne aldı!

Rahmi Turan “Sakallı Bebek manşetini atan ben değilim. Ben o sırada Tan’ı değil, Günaydın’ı yönetiyordum” deyince; Ahmet Hakan da Turan’ın gazetecilik sicilini pardon kirli çamaşırlarından bir demeti sütununa döküverdi…

Doğrusu, Rahmi Turan’ın malum sicilinden otuz iki ciltlik “Asparasgaslar Ansiklopedisi” bile çıkar!

Şayet, medyamızda, çeyrek yüzyıl öncesinin acımasız
“Ansiklopedi Savaşları”
devam ediyor olsaydı; böylesi pespaye bir ansiklopedi de o akla ziyan promosyon savaşına dahil edilirdi!
HAVUZ PROBLEMİ

Rahmi Turan, Sözcü’deki (27 Kasım 2019) köşesinde; 1 Ağustos 1987 tarihli Günaydın ile Tan gazetelerinin künyelerini paylaştı:

“Sakallı Bebek” manşetinin yer aldığı Tan gazetesinin Genel Yayın Müdürü Tevfik Yener; aynı tarihli Günaydın’ın Genel Yayın Müdürü de Rahmi Turan’dı…

Haliyle “Kara Murat” Rahmi de “Sakallı Bebek” haberiyle benim uzaktan yakından bir alakam yok diyordu!

Orada, ilginç bir detay dana dikkat çekiyordu:

Tevfik Yener’in ismi, 1 Ağustos 1987 tarihli Günaydın’ın künyesinde de “Yayın Koordinatörü” diye geçiyordu!

Bir nevi havuz problemidir: Günaydın ile Tan aynı yayın grubunun gazeteleriydi. Rahmi Turan Tan’ın ilk Genel Yayın Müdürü olduğuna göre; bu durumda, aynı tencereden çalışan ekipte “Sakallı Bebek” asparagasının fikri kimden çıkmıştı acaba?

OFİS BOY

O nüshada künyede adı Genel Yayın Müdürü olarak geçtiği için, olaylı “Sakallı Bebek” haberinin faturası kaçınılmaz olarak Tevfik Yener’e çıkıyor…

Uzun yılların gazetecisi Tevfik Yener’i; henüz yirmisinde bile değilken Tuncay Güney’i Sabah’ta “ofis boy” olarak işe alan isim diye de hatırlıyoruz.

Tevfik Yener, Milliyet’e geçip televizyon eki çıkardığında, Tuncay Güney aynı serviste “grafik işleri” yapıyordu!

KİMLERİ
YAZAR YAPTI?

Rahmi Turan, “Sakallı Bebek” münakaşasında sadece Ahmet Hakan’a değil Ertuğrul’a da bozuk çaldı…

“Hürriyet’e yayın yönetmeni olduğumda, onu ben yazar yapmıştım” dedi!

Çetin Emeç’in yerine Hürriyet’in kaptanlığına getirilen Rahmi Turan sadece birkaç ay kaldığı bu görevde hem Ertuğrul’a, hem de Emin Çölaşan’a köşe açan genel yayın yönetmeniydi…

Rahmi Turan, Hürriyet’i yönetirken, Ertuğrul Ankara Temsilcisi’ydi. Çetin Emeç de Hürriyet’te köşe yazarı olarak devam ediyordu…

7 Mart 1990 tarihinde, Çetin Emeç bir Gladyo Suikastı’na kurban gitti: Kaderin cilvesidir; o gün, Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni, kendisinden önceki Genel Yayın Yönetmeni’nin cesedini teşhis etmeye gitmişti...

***

Bir ay kadar sonra, Şişli’nin “Çiçeği Burnunda Belediye Başkanı” Fatma Girik’in Gaziantep’teki SHP mitinginde “Türk Bayrağını vücuduna sarmış” fotoğrafını Hürriyet’in birinci sayfasına yerleştiren Rahmi Turan, beklenmedik bir şekilde İsviçre’deki patronu Erol Simavi’nin müdahalesiyle karşılaştı!

Sayfayı bağladıktan sonra bir görüşme için Ankara’ya uçan Turan’ı havaalanında Ertuğrul karşılamıştı…

Cinnah Caddesi’ndeki ofise vardıkları vakit, “şehir baskıları” da önlerine gelmişti: Ne ki, Fatma Girik fotoğrafı sayfada yoktu!

Turan; ertesi gün İstanbul’a döndüğünde Erol Simavi’nin Kara Kutusu Doğan Hızlan’a “Söyleyin o patrona, benim yaptığım bir sayfayı bozamaz!” diye seslendi: hemen ardından da
istifa etti…
1990’ın Nisan’ında Hürriyet’ten ayrılan Rahmi Turan’ın yerine
Ertuğrul getirildi!

Medya tarihinin en pespaye asparagaslarının mucidi Rahmi Turan’ın yerini; medyamızın “gelmiş geçmiş en büyük çürütücüsü” Ertuğrul Ö. “işte bu ameliyatla” almıştı…

Yirmi yıllık Hürriyet kaptanlığının üzerine, bir on seneyi de “köşe yazarı” olarak ekleyen Ertuğrul Komprador Burjuvazi’nin medya masasındaki gizli teknik direktörlüğünü itina ile sürdürüyor!

DOLAYLI TAŞLAMA

Rahmi Turan, 28 Kasım 2019 tarihli Sözcü’de “Ankara’da iş ve siyaset çevrelerinde tanınan bir okuyucusunun” e-postasını paylaştı…

Okuyucusu Salim Bey, “Taş yakından gelir. Taş atanların şeceresi dökülecek olsa Yeşilçam’a 80 yıl yeter de artar bile!” diyerek şu +18’lik örneği veriyordu:

Ekmek yediği masanın üstünde sekreteri ile halvet olurken, karısı tarafından basılan gazeteci; sonunda bu sekreteri köşe yazarı yapmadı mı?
HEDONİST REJİSÖR

“Asparagasların Efendisi” Rahmi Turan’a Ankara’dan yazan okuyucusunun yazdıkları mı; kesinlikle “asparagas” değildi!

Bahsi geçen hadisenin başrolünde; Cinnah Caddesi’ndeki bürosunda “Dilek Taşı” adlı filmi çeken ve “sonraki yıllarda çok meşhur olan” bir Medya Rejisörü vardı!

#Rahmi Turan
#CHP
#Sözcü
#Hürriyet
#Erol Simavi
4 yıl önce
Sakallı Bebek’ten çıktık yola…
Kanalizasyon kapıda…
​Coronavirüslü günlerde adalet ve Kaşıkçı davası ​
Bir bardak su, bir varil benzin!
Yenilenebilir enerjinin potansiyeli
İnsaf!