|
İTO"dan sanayinin fotoğrafı

ABD''nin tetiklediği ve uluslar arası finans dünyasından başlayarak dalga dalga yayılan küresel dalgalanmanın etkileri KOBİ diye isimlendirilen Küçük ve Orta Boy İşletmelere kadar ulaştı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 1980 yılından bu yana yaptığı İstanbul Küçük Sanayi Kapasite Kullanım Araştırması''nın 2007 yılını kapsayan sonuçlarını dün açıkladı.

İTO''nun araştırması, Oda''ya kayıtlı 9 bin 228 küçük sanayici firma içinde 282 firma tarafından ankete verilen cevapların değerlendirilmesi ile gerçekleştirildi.

İstanbul, Türkiye ekonomisinin neredeyse yarısını içinde barındırırken diğer yarısıyla da sıkı bağları olduğu için İTO''nun yaptığı araştırma gösterge olması açısından büyük önem taşıyor.

Araştırmaya bu açıdan Türk ekonomisinin fotoğrafı olarak bakmak lazım.

* * *

İTO araştırmasında ortaya çıkan verilere bir göz atalım;

Talep yetersizliği ve finansman güçlüğü kapasite kullanımını bir yılda 10 puan aşağı çekmiş.(Yüzde 82.69-yüzde 71.11)

2007''de en yüksek kapasite kullanımı yüzde 91.22 ile cam, taş ve toprağa dayalı sanayi sektöründe gerçekleşirken en düşük kapasite kullanımı yüzde 45.36 ile demir-çelik sektöründe görülüyor.

Mamul maliyeti de yüzde 16.26 yükselmiş.

Firma sahiplerinin sıkıntılardan kurtulma yolundaki önerileri ise yıllardır hemen hemen hiç değişmiyor; İşgücü maliyetlerindeki yüklerin azaltılması.

Bütün dünyada artan enerji maliyetleri ve enerjide dışa bağımlılık maliyetlerin azaltılmasına bir süre daha izin vermeyecek

* * *

Verilere göre, firmalar geçen yıl makine ve teçhizat yenilemeyi tercih etmişler.

Tam kapasite ile çalışamama nedenleri arasında ilk sırayı yüzde 34.2 ile talep yetersizliği almış.

Bunu yüzde 16.9 ile finansman güçlüğü takip ederken işçilerle ilgili sorunlar yüzde 4.4 ile en az etkileyen faktör.

Bu ilginç bir veri.

İşveren açısından işçi ile ilgili sorunların en düşük faktör olması çalışanların halinden memnun olduğunu mu gösteriyor yoksa yaşanan ağır işsizlik ortamında çalışanların işsiz kalma korkusunu mu?

* * *

Pazarlama sorunlarının geçen yıla göre önemli oranda artış göstermesi de küresel ekonomiye geçişin ve üretimden çok, artık satışın önemli hale geldiğinin ispatı.

Firmaların yüzde 57.7''sinin üretim, yüzde 58.8''inin satış, yüzde 47.6''sının kapasite kullanımı, yüzde 31.3''ünün mamul stokları, yüzde 28.2''sinin ise hammadde stok seviyeleri artmış.

Anket sonuçlarına göre küçük işletmelerin dünyadaki ve Türkiye''deki değişen ekonomik hayata uyum konusunda zorlandıkları ve daha uzun süre zorlanacakları gözüküyor.

Testere ve nalıncı keseri

Firma sahipleri işgücü maliyetlerinin azaltılmasını, kayıt dışının önlenmesini ve iç talebin canlandırılmasını önermişler.

Ancak bu sıkıntıların çözümü ne sadece hükümetin ne de sadece iş dünyasının elinde.

Tek kalıcı ve uzun ömürlü çözüm, devlet-sanayici-üniversite ve çalışan işbirliği. Eskiler bunu testere ve nalıncı keseriyle açıklar.

Nalıncı keseri hep bir tarafı yontar.

Testere ise ortadan ayırır.

Yukarıda saydığımız devlet-sanayici-üniversite ve çalışan nalıncı keseri olmaktan vazgeçecek ve testere gibi olacak.

Gerisi hikaye.


Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir. Montesquie
16 yıl önce
İTO"dan sanayinin fotoğrafı
“Barış” yalanıyla sakil bir sihirbazlık gösterisi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir