Liseli Elif, Google Bilim Fuarı"nda finalde

Gezi Parkı eylemlerini ülke çapına yayarak heyecanlı maceracı gençliğe her türlü illegal kanunsuz eylemlerini hoşgören sözde uzman ve sanatçı ve siyasetçi takımı memleketi Gezi Parkı"nda yakılan darbe ateşiyle yakıp kavurdular.

Gezi Parkı"ndaki gençlerden Y kuşağı çıkarmaya çalışan medyatik akademisyen, siyasetçi ve sanatçı takımı boşuna uğraşmasın, halkı da kendilerini de kandırmasınlar; Orada Y kuşağı yok.

Ye-iç, dağıt, söv kuşağı var.

Neden?

Çünkü bu gençlerin çapulculuğa methiye düzen böyyüük abi ve ablaları var.

Gençlerin şiddetini taşkınlık, polisinkini orantısız güç diye sürekli göze sokan, çapulcuları kahraman gibi gösteren medyaları da var.

Çapulcuları alınlarından öperek, "Devam edin hakkınızı arayında nasıl ararsanız arayın, ben hükümeti silkeleyemedim, siz Tayyip"i devirin" diyen siyasi liderleri de mevcut.

"Çapulcuyum" diyen sermaye sahibi büyük işadamlarını da unutmamak gerekir

*

Onlar Gezi Parkı"nda Y kuşağı ararken, 16 yaşındaki lise öğrencisi Elif Bilgin, "Muz kabuğundan biyoplastik" projesiyle Google Bilim Fuarı"nda finale kaldı.

Biliyorsunuz kılavuzu karga olanın burnu b…… kurtulmaz.

Biz Y kuşağının gerçek temsilcisini dinleyelim, diğer gençlere de bir an önce kılavuzlarının gerçek yüzlerini görmelerini dileyelim;

Plastiklere oranla çevreye duyarlı ve kısa sürede yok olabilen biyoplastik maddesinin nasıl üretildiğini merak ettim.

Araştırdığımda patatesten yapıldığını öğrendim ve patatesin içerisindeki nişastanın önemli rol oynadığını fark ettim.

Tükettiğimiz ve ihtiyacımız olan bir maddenin kullanılması yerine atık olan bir malzemeden yapılabilir mi diye araştırmaya başladım.

İçinde nişasta ya da selüloz olan maddelere baktım. Çünkü bunlar biyoplastikte çok önemli hammaddeler. Muz kabuğunda çok yüksek miktarda bu ikisinden de bulunduğunu öğrendim.

Söz konusu projeyi tamamladıktan sonra projeyi yollayabileceğim yarışmaları araştırdım.

Google Science Fair"i buldum. Kurallarını okuduktan sonra da yarışmanın benim için uygun olduğuna karar verdim.

Daha sonra yarışmaya yolladım ve bir kaç ay sonra 90 finalist açıklandı.

Aynı yaş grubundaki 30 kişi arasından seçildiğimi öğrendim.

Seçildikten sonra çok mutlu oldum. Daha sonra son 15 finalistten biri oldum. Jüri Özel Ödülü"nü aldım, Scientific American"ın sponsorluğunu yaptığı 50 bin dolarlık "Science in Action" ödülünü kazandım.

Finale kalan 15 kişi Google"ın ABD"deki merkezine davet edildi.

23 Eylül"de yapılacak finalde birinci açıklanacak.

Elif Bilgin, biyoplastiğin, bilim çalışmalarında yeni bir alan olduğunu vurgulayarak, gelecekte ABD"de tıp eğitimi almak ve araştırmalara ağırlık vermek istiyor.

İşte Y kuşağı böyle.

Günün sözü: Artık altındaki kemik kırıldı, tedavisi uzun sürecek. Ama altın her zaman güvenli liman olma özelliğini koruyacak. İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı Özcan Halaç

Ziya Paşa"nın "Âyînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz" diye bir bercestesi vardır. "Lâfla peynir gemisi yürümez!" sözü, halk arasındaki aşağı yukarı bunu karşılar. Rivayete göre bir zamanlar İstanbul"da, Edirneli Aksi Yusuf adında bir peynir tüccarı var imiş. Madrabaz ve cimri birisi olup Trakya"dan getirttiği peynirleri İstanbul"da satar, artanını da deniz yoluyla İzmir"e gönderirmiş. İzmir"de peynir fiyatları yükseldikçe elinde ne kadar mal var ise gemilere yükletir ama navlunu peşin vermek istemeyerek, kaptanları yalanlarıyla oyalar durur,

"Hele peynirler sağ salim varsın, istediğin parayı fazla fazla veririm" diye vaatlerde bulunurmuş.

Birkaç kez aldanan tüccar gemi kaptanlarından birisi, yine İzmir"e doğru yola çıkmak üzere iken diklenmiş:

-Efendi, tayfalarıma para ödeyeceğim. Geminin kalkması için masarifim var. Navlunu peşin ödemezsen Sarayburnu"nu bile dönmem.

Aksi Yusuf her zamanki gibi,

-Hele peynirler salimen varsın... demeye başlar başlamaz gemici:

-Efendi, lâfla peynir gemisi yürümez. Buna kömür lâzım, yağ lâzım.

Aksi Yusuf parayı ödemiş. O gün akşama kadar şu bir tek cümleyi sayıklayıp durmuş:

-Lâfla peynir gemisi yürümez ha!?..

Kaynak: (İki dirhem bir çekirdek-

İskender Pala)