|
Albaraka Yayınları’nın, düşünce ve kültür hayatımıza yaptığı öncü katkı…

Kitapsız bir dünya kurulamaz. Bir dünya kurulacaksa bu -mesela- Silicon Vadisi’nden değil yine Harvard’dan, Şikago’dan, Princeton’dan, UCLA’den (University of California, Los Angeles) kurulacak.

Oxbridge’ten (Oxford + Cambridge), Sorbonne’dan, Bologna’dan filan kurulacak, oradan Silicon Vadileri vesaire doğacak… Üniversiteden kurulacak teknolojik dünyalar da.

KİTAPSIZ DÜNYA KURULAMAZ: BİR DÜNYA KURULACAKSA, ÜNİVERSİTE’DEN KURULACAK!

Dikkat ettiyseniz, İslâm dünyasından hiçbir üniversiteden sözetmedim. Edemezdim, çünkü yok böyle bir şey artık.

İslâm dünyası, Müslümanların yaşadıkları toprakları yeniden İslâm yurdu (dâru’l-islâm), selâm yurdu (dâru’s-selâm) ve insanlık yurdu (dâru’l-insan) yapacak fikriyatı geliştirecek “üniversite”lerinden mahrum.

Sadece İslâm dünyası değil elbette.
Bütün dünyada üniversite, kapitalizmin şuh fahişesi,
bütün kirlerinin üstünü örten, üstelik de cilalı imaj devrinin hızla devridaim etmesiyle bunu gerçekleştiren
liberalizmin
düşünceyi yok eden ve
düşünmeyi felçleştiren
yıkım yerleri olsa da,
bir dünya kurulacaksa, yine üniversitelerden kurulacak.

Elbette mevcut liberal / postmodern üniversite hem kapitalizmin semirdikçe semirmesene hem de dünyayı sömürdükçe sömürmesine, hakikati izafileştirdikçe yok etmesine yol açıyor ama yıkıcı da olsa bütün “ruhsuz” bilimin, “barbar” teknolojinin geliştirildiği yerler üniversiteler.

Yapıcı ya da yıkıcı fikriyatı geliştiren mekânlar üniversiteler: Fikriyatı ve külliyatı.
Zira fikriyat olmadan külliyat,
külliyat olmadan medeniyet inşa edilemez.
Elbette
üniversite kriz yaşıyor: Düşünce’yi değil de düşüş’ü üreten tohumları ekiyor postmodern liberal üniversite çünkü.

Düşünce, kültür ve sanat hayatı, pazar’a sürüldü, pazar’da üretiliyor artık.

Üniversiteli veya üniversitesiz, postmodern cilalı imaj çağı, hükmediyor
kitap yayıncılığının dünyasına da.

Sadece Batı’dan sözetmiyorum: Bütün dünyada böyle artık.

Batı’da akademi içinde ve dışında sürdürülen kitap yayıncılığı birbirini besliyor aslında. Bizde
akademide yayıncılık
neredeyse yok denecek kadar berbat durumda:
Bilgi Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi dışında.
Maalesef böyle.
Sakarya Üniversitesi,
Sabahattin Zaim ve İbn Haldun
gibi üniversitelerde bir kıpırdanma var, inşallah patlama yapar

bu yayıncılık çabaları önümüzdeki süreçte…

Türkiye’de kitap yayıncılığında da bir patlama yaşanıyor: Çok
büyük bir endüstri oluştu.
Pazar büyüdü. Azdı:
Saçma sapan popüler, bayağı, döküntü yazarlar ve kitaplar piyasayı kapladı.

Bunlar okuyucu mu artırıyor, okumaya, kitaba ilgiyi mi tırmandırıyor yoksa ayartıcı postmodern dromokratik kültürü mü yaygınlaştırıyor, büyük muamma!

İŞ BANKASI›NDAN YAPI KREDİ’YE KİTAP YAYINCILIĞINDA PATLAMA…

Her neyse bendeniz burada konuyu bankaların kitap yayıncılığına ve Albaraka Yayınları’na getireceğim.

Her şey,
Enis Batur’un “çılgın” girişimiyle başladı:
Yapı Kredi, hem nicelik hem de nitelik olarak büyük bir kitap -ve dergi- yayıncılığı atağı başlattı yaklaşık yirmi yıl önce.
Elbette
İş Bankası,
bütün ezberleri bozarcasına kaliteli ve çaplı bir kitap yayıncılığı yapıyordu ama tekti, yalnızdı neredeyse.
İş Bankası›nı hem kaliteli, seviyeli hem de ekonomik açıdan kitap fiyatları çok uygun yayıncılık yapmasından ötürü kutluyorum.
Yapı Kredi için de Enis Batur’u ve ardından gelen ekipleri kutlamak kadirşinaslık olarak değerlendirilmeli.

İki bankanın yayınları hem entelektüel hayatımıza hem de kültür hayatımıza küçümsenemeyecek katkılar sundu.

İslâmî kesimler, yıllarca katılım bankalarından da kültüre ve kitap yayıncılığına el atmasını beklediler. Bankaların işi mi kültür dünyasına, kitap yayıncılığına ve entelektüel hayata mesafe kazandırmak, diye sorulabilir haklı olarak…

Üniversiteler, cemaatler, kültür faaliyeti yapan yüzlerce STK ne işe yarar,
diye devam edilebilir bu soru faslına yüksek sesle…
ALBARAKA YAYINLARI ÇIĞIR AÇTI…
Sonunda
Albaraka Türk
’ün başına -sıkı bir entelektüel de olan-
Melikşah Utku
kardeşim getirilince, banka, kitap yayıncılığında nefis bir çığır açacak, hatta
s
essiz bir devrim
yapacak bir adım attı:
Ahmet Faruk Çağlar
’ın editörlüğünde kitap yayıcılığına girdi:
Hem birinci sınıf kitaplar yayımladı entelektüel açıdan; hem de dizgisi, özenli indeks çalışması, dili katletmeyen nefis çevirileri ile de birinci sınıf kitap yayıncılığının nasıl yapılabileceğini gösterdi Ahmet Faruk kardeşim.
Haklı olarak iktisadî düşünce tarihiyle ilgili öncü kitapları birer birer yayınlamaya başladı yayınevi:
Başka İslâm iktisat düşüncesi olmak üzere, Japon, Çin, Avrupa iktisat tarihlerine ve düşüncelerine dâir nefis kitapları okuyucuyla buluşturdu.

Böyle bir yayınevinin sadece iktisadî düşünceyle sınırlı bir yayıncılık yapması, kendini, imkânlarını,

ülkedeki İslâmî entelektüel birikimin ulaştığı gözardı edilemeyecek düzeyi ıskalaması, sınırlandırması anlamına gelirdi.

Bu gerçeği göz önünde bulunduran yayınevi
Türk Müziği
konusunda,
Türk Halısı
üzerinden bizim sanat aura’mızın çapı ve derinliği konusunda,
İslâm düşüncesinin ve Batı düşüncesinin özgün yorumları konusunda öncü metinler yayınladı.
Ve gerek seçilen kitapların ve yazarların çapı, gerekse başka yayınevlerine de örnek ve model oluşturacak kaliteli yayıncılık teknikleri konusunda
bir çığır
açmış
oldu
şimdiden.
Kitapları ve yazarları burada zikretmedim: Hangi birini zikredeyim ki!
Bütün kitapları birbirinden değerli ve güzel bir kütüphane kurdu şimdiden Albaraka Yayınları.

Görece kısa sürede ülkemizin düşünce ve kültür hayatına çok güzel bir derinlik ve boyut kazandırdı Ahmet Faruk Çağlar kardeşim Albaraka Yayınları’yla.

Albaraka Türk yönetimini de, Ahmet Faruk kardeşimi de bu öncülüklerinden ötürü tebrik ediyorum. Ülkemizin kültür, sanat, düşünce hayatına kendilerine yaraşan katkıyı sürdürmelerini diliyorum.

Vesselâm.

#Albaraka Yayınları
#İş Bankası
#Yapı Kredi
#kitap
2 yıl önce
Albaraka Yayınları’nın, düşünce ve kültür hayatımıza yaptığı öncü katkı…
Efendimiz’in (sav) İtikâfı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?