Büyük İsrail Devleti veya İmparatorluğu hazırlıklarına dikkat!

04:0029/12/2025, Pazartesi
G: 29/12/2025, Pazartesi
Yusuf Kaplan

Gazze, insanlık tarihinde bir milat olarak işlev görecek, demiştim. Artık bir “Gazze’den öncesi,” bir de “Gazze’den sonrası” var. Şu an tarihin yapıldığı bir zaman diliminin tam ortasından geçiyoruz bütün insanlık olarak. GAZZE: EN BÜYÜK ŞİFRE ÇÖZÜCÜ VE PUTKIRICI Gazze, insanlığın hem ne durumda olduğunu hem de nereden gelip nereye doğru gittiğini gösteren bir ayna tutuyor. Ve bir şifre çözücü olarak da işlev görüyor. Hatta Gazze, çağımızın en büyük ve en sarsıcı şifre çözücüsü olarak bu fonksiyonunu

Gazze, insanlık tarihinde bir milat olarak işlev görecek, demiştim. Artık bir “Gazze’den öncesi,” bir de “Gazze’den sonrası” var. Şu an tarihin yapıldığı bir zaman diliminin tam ortasından geçiyoruz bütün insanlık olarak.


GAZZE: EN BÜYÜK ŞİFRE ÇÖZÜCÜ VE PUTKIRICI

Gazze, insanlığın hem ne durumda olduğunu hem de nereden gelip nereye doğru gittiğini gösteren bir ayna tutuyor. Ve bir şifre çözücü olarak da işlev görüyor. Hatta Gazze, çağımızın en büyük ve en sarsıcı şifre çözücüsü olarak bu fonksiyonunu yerine getiriyor.

Gazze, sadece basit bir ayna, sıradan bir şifre çözücüsü değil, ezberlerimizi bozan bir put-kırıcısı olarak tarihi yapan, tarihin akışını değiştiren tarih-kurucu bir aktör olarak rol oynuyor.

Gazze’nin çözdüğü en büyük şifrelerden biri, Yahudilerin dünya üzerinde belirleyici, kilit bir rolleri olduğu gerçeğini gün ışığına çıkarması oldu. Gazze’den önce dünyadaki Yahudi gücünden Yahudilerin dünya üzerindeki etkilerinden söz eden herkesin suratına şak diye “komplocu bu” yaftası yapıştırılıyordu. Başta Amerika akademyası olmak üzere dünya akademyasına Yahudi hegemonyası damgasını vuruyordu; o yüzden Yahudilerin güçleri ya mitlerle, efsanelerle abartılıyor, Yahudilerin başa çıkılamaz, baş edilemez oldukları imajı üretiliyordu ya da Yahudilerin ne kadar güçlü olduklarını söyleyen herkes komploculukla itham edilerek aforoz ediliyordu.

Bu aforoz işlemi henüz sona ermiş değil; Gazze’deki soykırımdan sonra aforozcuların gücü azalmış gibi görünse de, akademik kurumlara da, küreselleştirilen finansal ve stratejik kuruluşlara da hâlâ Yahudiler hâkim olduğu için Yahudi gücü ile ilgili cümle kurmaya kalkışan herkes aforoz edilmeye devam ediliyor hâlâ! 

Yahudiler, insanlığın gözünde yaptıkları vahşice soykırımdan ötürü çok büyük değer ve saygınlık kaybına uğramış hatta kınanarak dışlanmış olsalar da, dünyadaki güçlerinden hiçbir şey kaybetmiş değiller!

Birileri Yahudilerle ilgili ne kadar açık ve seçik bir gerçeği dile getirirse getirsin dünyanın en kilit kurumlarına hükmeden, çeki düzen veren Yahudilerin, Yahudi oligarkların hışmına uğramaktan, aforozu yemekten kurtulamıyor.

Bunun en son örneklerinden biri Harvard Üniversitesi’ndeki yetenekli, dünyaca ünlü ve saygın tarihçimiz Cemal Kafadar’ın üniversitedeki görevine son verilmesi oldu.

Adamlar hem suçlular hem de güçlüler!


BU DÜNYA BÖYLE GİTMEZ!

Bu düzen böyle gitmez. 

Bu dünya böyle girmez. 

Dünya Yahudilerin her alanda nasıl insanlığın temel kurumlarını ele geçirdiklerini ve insanlığın zenginliklerini, hatta “kanını” nasıl emdiklerini gördü.

Hem soykırımcı İsrail’e hem de onun küre ölçeğindeki ekonomik, siyasî, stratejik, askerî, medyatik ve kültürel güç ağına kuşkuyla hatta nefretle bakıyor. Bu kesin. 

Ama şu da kesin: şu an dünyayı yöneten, dünyaya siyasî olarak, ekonomik olarak, stratejik olarak, askerî olarak ve tabiî medyatik ve kültürel olarak şekil ve yön veren bütün belli başlı büyük kurumlar, Yahudilerin kontrolünde olduğu için Yahudilere karşı kitlesel, küresel ölçekte takınılan bu tavrın bir etkisi ve karşılığı çok fazla olmuyor, olamıyor, ne yazık ki.

Ama bu durum, geçici olarak böyle devam edebilir bir süre daha. Zira belli bir noktadan sonra Yahudi gücünün bu aşağılayıcı rolünden bütün belli başlı güçler / ülkeler şikâyet etmeye ve Yahudilerin bu haksız, zorba hegemonyalarından kurtulmanın yollarını aramaya başlayacaklar. 

Yahudilerin zorla, imaj yoluyla, kendilerine acındırarak elde ettikleri itibarı Gazze soykırımından sonra hızla kaybetmeye başlamaları, bu küresel kurumlardaki güçlerini ve konumlarını kaybetmelerine de yol açacak zamanla.


BÜYÜK İSRAİL İMPARATORLUĞU HAYALİ!

İşte tam bu noktada İsrail, dünyanın bütün askerî, stratejik ve finansal kurumlarına şu ya da bu şekilde hâkimken veya diş geçirebiliyorken Ortadoğu’daki devlet gücünü bir imparatorluğa dönüştürme savaşı veriyor; hatta İsrail imparatorluğa dönüşmek üzere...

Böyle giderse, yani Yahudilerin küresel kurumlardaki güçleri, hâkimiyetleri bu şekilde devam ederse, İsrail, çok da uzun olmayan bir süre zarfında bölgenin hem askerî-teknolojik bakımdan hem de ekonomi-politik bakımdan bölgenin en güçlü ülkesi hâline gelebilir.

İster “Büyük İsrail” deyin, ister “İsrail İmparatorluğu” deyin, ne derseniz deyin, en fazla önümüzdeki yarım asır içinde İsrail, adım adım arz-ı mev’ud (vadedilmiş topraklar) hayalini gerçekleştirmek için savaşacak, bütün bölge ülkelerine kan kusturacak, bölgedeki İsrail terörü yepyeni bir boyuta taşınacak, (Türkiye dâhil) bütün İslâm dünyasını köleleştirecek.

Hedefleri çok ürpertici bu soykırımcı barbarların. Ona göre hazırlanmak zorundayız.

Bu arada şunu da kaydedelim. Laik Türkiye, Osmanlı yıkılarak bölgede İsrail’in rahatça kurulabilmesi için kurulmuştu. Bu gerçek, Türkiye’deki “İslâmcı” Erdoğan iktidarıyla büyük darbe aldığı için İsrail soykırımcısı Netanyahu Türkiye›yi tehdit eden açıklamalar yapıyor, Osmanlı imparatorluğu hayalleri kurmayın boşuna diye zırvalayıp duruyor.

Laik Türkiye, İsrail kurulduktan sonra da İsrail’in uydusu olarak işlev görüyordu aslında. Darbelerin gerisinde Amerika’nın değil, Amerika’daki Yahudi gücünün olduğunu özenle, altını çizerek hatırlatmak isterim. İsrail’in önünü tıkamayacak, hatta İsrail’in önünü açacak ve İslâmsız Türklük, İslâmsız Kürtlük ve İslâmsız İslâm olarak tanımladığım bu ülkede millet olma, toplum olma ruhunu yok edecek, toplumu laik dindar diye ikiye bölerek birbirine düşürecek ve düşman edecek haince bir projeyi adım adım hayata geçirerek Türkiye’nin İslâm’la ilişkisini bitirecek bütün adımları atacak, Türkleri, Kürtleri, İslâm’dan uzaklaştıracak bütün kurumları kuracaktı.

Büyük İsrail imparatorluğu, Filistin’i haritadan silmeyi, Beyrut’u, Şam’ı da kendi kontrolü altına almayı ve Arapları kölesi yapmayı ve Türkiye’yi bölmeyi ve kan kusturmayı hedefliyor. Hazırlıklı olmak zorundayız.

Vesselâm.


#israil
#Ortadoğu
#yusuf kaplan