|
Salgına karşı topyekûn mücadele..

Salgın durumlarında insan davranışlarında pek çok değişiklik gerçekleşir. Bu değişikliklerin sosyal değerleri zayıflatması değil, aksine daha da güçlendirmesi gerekir. Salgınlarda “sosyal mesafe” kuralı stratejik bir savunma aracıdır. Tıp biliminin kuralları çerçevesinde fiziksel teması sınırlamak en temel kuraldır. Böylece hem “farkındalık” artacak, hem “duygudaşlık” korunacaktır.

Salgına karşı topyekûn mücadelede hanelerimiz, evlerimiz birer “Hattı müdafaa”dır. “Sathı müdafaa” ise bütün bir yurttur. Bu iki savunma hattının kaderleri biribirine bağlıdır, biri olmadan diğeri ayakta kalamaz. Herhangi bir hanedeki zafiyet diğer hanelerin savunmasına zarar verebilir. Bu bakımdan salgına karşı en savunmasız durumdaki insanlarımıza yardım etmek için teyakkuz halinde olmalıyız. Normal zamanlarda pek hoş görülmeyen “tarassut”, yani biribirini gözetleme, salgın durumlarında yararlı bir sosyal davranış olarak kabul edilir.

Komşularımızın, akrabalarımızın, hısımlarımızın ne durumda olduklarını bilmeliyiz. Gözümüz biribirimizin üzerinde olmalı. Fiziksel teması sınırlamak diğerlerine karşı sorumluluğumuzu ortadan kaldırmıyor. Bu tür tarassutlar hem hayat kurtarır, hem salgının yayılmasını kısıtlar. “Kur’an-ı Kerim’imizde haksız yere bir insanın hayatına kastedenin bütün insanları öldürmüş gibi olacağı, bir canı kurtaranın ise bütün insanları kurtarmış gibi olacağı vurgulanıyor. Bu Yüce Tavsiyenin idrâkinde olur isek salgının yayılım hızını sekteye uğratabiliriz.

Salgının yavaşlatılması veya durdurulması uyumlu bir ortak eylemle gerçekleştirilebilir. Salgınlar birer “meydan okuma”dır. Bu meydan okumaya halk olarak hep birlikte, kolektif bir cevap vermek zaruriyeti vardır. Halkın küçük bir kesiminin bile bu ortak eyleme iştirak etmemesi virüsün daha hızlı şekilde yayılmasını sağlayacaktır. Bu savunmada biribirimize sırt çevirmek değil, tam tersi biribirimize sırt vermek mecburiyetindeyiz. “Sosyal dayanışma” bir diğerimizle aramızdaki en muhkem köprüdür. Bu köprüyü koruyup daha da tahkim etmeliyiz.

“Ortak İyilik”, kaderimizin biribirimizle sıkı sıkıya bağlantılı olduğunu idrak etmekten geçiyor. An itibariyle bütün insanlık salgın ve salgından kaynaklı ekonomik kriz gibi “ikiz kriz” ile yüzleşiyor. İkiz krize karşı en etkili savunma “sosyal dayanışma” ile mümkün olabilir. Sosyal dayanışma devletten halka, haneden haneye, bireyden bireye doğru gerçekleşir. Belki de normal zamanlarda pek de kıymetini bilmediğimiz ortak değerlerimizi yeniden keşfediyoruz. Böyle zamanlar kim olduğumuzu, birlikte olmanın ne anlama geldiğini çok daha iyi anlatıyor.

Salgınların gerçekte kim olduğumuza dair insanlara ayna tutan bir hastalık türü olduğu söylenir. Salgınlar kendi gerçekliğimizi en çıplak haliyle ifşâ ederler. Biribirimize karşı nasıl davrandığımızı, zor zamanlarda nasıl bir tutum izlediğimizi gösterirler. Salgınlar insanın karanlık taraflarını aydınlatmakla kalmaz, en iyi yanlarını da ortaya çıkarırlar. Özetle söylemek gerekirse salgınlar kişi ve toplum olarak ahlâken ne durumda olduğumuzu yansıtırlar.

İnsan zincirinde herhangi bir halkadaki etkilenme zincirin diğer halkalarını da etkiliyor. Bu gerçekliği salgınlarda ve diğer toplumsal kriz anlarında daha çok fark ederiz. Salgınlarda “kendimizi savunmak başkasını savunmak, başkasını savunmak kendimizi savunmak” anlamına geliyor. Salgınlarda insanın “yalnızlık”, “sahipsizlik” veya “terkedilmişlik” hissi yaşaması bağışıklık sistemini zaafa uğratıyor. Yapılan araştırmalara göre “bağlanma”, “diğerine tutunma” veya “yaslanma” ihtiyacı ”yemek” kadar temel bir ihtiyaçtır.

“Sosyal mesafe”, “tecrit” ve “temizlik” kurallarına sıkı sıkıya riayet ederek hem toplumu hem de kendimizi koruduğumuzu bilelim. Ancak “duygudaşlığı” ve “diğerkâmlığı” da aynı titizlikle muhâfaza edelim. Sadece salgın durumlarında değil diğer durumlarda da erdemli olmanın toplum sağlığı için son derece önem arzettiğiniyse bir kez daha hatırlamamız gerekiyor.

#Salgın
#Koronavirüs
#Tecrit
4 yıl önce
Salgına karşı topyekûn mücadele..
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti