İlk zamanlarda yaşanan korku ile market ve bankamatiklerdeki yığılmayı ve stokçuluğu virüs öncesi yapılan son kötü hareket olarak kabul edelim.
Bugün dünya eve kapandı, ekranlardan gün gün virüsle gelen ölüm skorunu takip ediyor.
İtalya’da günde 800 insan ölürken üzülmeyen var mıdır?
Yoktur.
İngiltere’de 3 Müslüman doktor dün Covıd-19 salgınına karşı hastanelerde İngiliz hastaları kurtarmaya çalışırken kaptıkları virüsle dün hayata veda ettiler.
Bütün İngilizler arkasından ağladı.
Dünyadaki tüm sağlık çalışanlarının nasıl çabaladığını nasıl fedakârlık yaptıklarını görüyoruz.
Hepimizin insan olduğunu hatırlattı virüs.
Bizim yapmak isteyip yapamadığımız, eksik kalan, beceremediğimiz birlikteliği sağladı.
Din, ırk, millet ayrımını kaldırırken küresel işbirliği ruhunu canlandırdı.
Çok ağır ve sert bir mesaj bu.
**
Şirketler ilk kez kazanç anlayışını ikinci plana atarak toplum için üretmeye başladı.
Tekstil firmaları maske, beyaz eşya, elektronik ve otomobil fabrikaları sağlık cihazı üretiyor.
Herkes her şeyi devletten beklemiyor.
Gençler bir araya gelerek evden çıkamayan yaşlıların ihtiyaçlarını karşılıyor.
Elini taşın altına sokan birçok sivil toplum kuruluşu ne yapması gerekiyorsa onu yapmaya hazırlanıyor.
Devletin ve özel sektörün yardım kampanyalarına destek yağıyor.
Yani insana yakışan şeyler oluyor bu sıralar.
Kötülük düşünmenin, kötülük yapmanın zor olduğu günler bu günler.
Bu salgın yayılmadan önce yaptıklarımızın, düşündüklerimizin tam tersini yaptığımız günler.
Kar hırsıyla insan olduğumuzu unuttuğumuz, makam mevki, kariyer peşinde koşarken geride bıraktığımız ruhumuza tekrar bedenin geri döndüğü günleri yaşıyoruz.
Sağlık olmadan hiçbir şeyin anlamının olmadığını anladığımız zamanlar bunlar.
Belki de akciğere yapışarak soluğumuzu kesen bu virüs; ‘Kes, boş konuşmayı ve biraz kendini dinle’ diyor bize muhtemelen.
**
Yaşadığımız tarihi günlerde Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği İGİAD’ın çağrısına kulak verelim ve iç dış (Ruh- beden) temizliğine devam edelim;
Küresel salgın haline gelen Korona Virüsle mücadelede ülkemiz tam bir seferberlik halindedir.
Devlet-millet iş birliği ile bu zorlu sürecin üstesinden geleceğimize inancımız tamdır.
Bu zorlu süreci kesintiye uğratmadan atlatabilmemiz için ilgili kurumlarımızın belirlediği kurallara biz vatandaşlar olarak tam uymalı, alınması gereken tedbirleri tavizsiz bir şekilde uygulamalıyız.
Virüs sağlığımızı, sosyal hayatımızı ve ekonomimizi tehdit etmektedir.
Bu tehdide karşı koyabilmek elimizdedir.
Kendimizi sosyal hayattan, çalışma ortamından izole etmekle beraber hayat devam etmektedir.
83 Milyon vatandaşımızın hayatını idame ettirmesi, zaruri ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ekonominin çarklarının da dönmesi gerekiyor.
Biz iş dünyasına düşen ekonominin çarklarının dönmesi için her zamankinden daha fazla özveri göstermemiz gerekmektedir.
Bu zor zamanlarda işletmelerimizde çalışmamız gerekiyorsa, iş görenlerimiz için virüsün yayılmasını engelleyecek bütün tedbirlerin alınması, sağlıklı iş ortamının kazandırılması, esnek çalışma modeline geçilmesi, mesai saatlerinin kısaltılması, hafta tatilinin üç güne çıkarılması, emeklerinin karşılığının verilerek istihdamın korunması gerekmektedir.
Ekonomi bileşik kaplar gibidir, bu zor zamanlarda ekonomide nakit akışının durmaması için ödemelerde daha hassas davranılmalı birbirimize bu konuda yardımcı olmalı ve borçlulara karşı kolaylık göstermeliyiz.
Bu günlerde zorlukları bir diğerimizin üzerine yıkmamalı, benden sonrası tufan dememeli, külfeti birlikte paylaşmalı, fırtınalı denizlerde gemisini kurtaran kaptan gibi değil de aynı gemide olduğumuz düşüncesiyle gemiyi birlikte kurtarmaya çalışmalıyız.
Bu zor günler elbet geçecektir.
Geride bizden kaynaklanacak iş ahlakına aykırı davranışlar bırakmayalım. Bugün zorluk değil, birbirimize kolaylık gösterme vaktidir.
Yardımcı olmak, paylaşmak vaktidir.
Bugün servet değil iyilik biriktirme vaktidir.
Allah birbirine iyilik edenleri, paylaşanları, kolaylık gösterenleri sever ve onlara yardım eder.
