Birleşik Krallık'ta 23 Haziran'da gerçekleştirilen ve göçün ana tartışma noktalarından birisi olduğu referandumdan bu yana yaklaşık 6,200 nefret suçu rapor edildi.
Rapor edilen suçlar arasında en yaygını sözlü ve fiziksel saldırı olurken, Müslümanlar ve Doğu Avrupalılar özellikle hedef alındıklarını belirtti.
İçişleri Bakanı Amber Rudd, "Nefret gösterenler, başkalarına kimliği, etnik veya dini geçmişi yüzünden saldırmanın normal olduğu mesajını gönderiyorlar" diyerek, "Buna karşı sessiz kalmayacağız. Nefretin 21. yüzyıl Britanya'sında kesinlikle yeri yok" ifadelerini kullandı.
Referandumda ayrılığı destekleyen kampanyayı eleştirenler, göç üzerine yoğunlaşmanın yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı tetiklediğini belirtirken, kampanyanın liderleri bu suçlamaları reddediyor.
Referandum sonrasında Polonya büyükelçiliği yaptığı açıklamada, Polonya vatandaşlarına yönelik düşmanca tavırların takınıldığına dair haberlerin kendilerine ulaştığını ve bu konuda endişeli olduklarını belirtti.
Rudd'un ofisinden yapılan açıklamada, polisin nefret suçlarını nasıl anladığı ve bunlara nasıl cevap verdiğinin gözden geçirileceği belirtildi.
