Fırat Kalkanı Harekâtı’nı farklı yöntemlerle sabote etmek isteyen odaklar, Afrin’deki terör işgalini bitirme amaçlı başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı’nı da etkisiz kılma adına benzer taktikler denedi. Afrin sonrası Tel Rıfat yönünde yürüyüşünü sürdüren TSK-ÖSO birlikleri 20 Ocak-18 Mart tarihleri arasında devam eden mücadele sürecinde kritik dönemler yaşadı. Özellikle Raco, Şeyh Hadid ve Bülbül cephelerinde kalleş pusular ve hain sızma girişimleri başgösterdi. Harekât planını sabote etmeye dönük pusu ve terör sızmalarında ÖSO içerisine yerleştirilen az sayıdaki ‘köstebeklerin’ etkili olduğu belirtiliyor.
TOPLU GEÇİŞLER YAŞANDI
Zeytin Dalı öncesi Fırat Kalkanı bölgesinde farklı gruplara mensup 85 ÖSO savaşçısı Cerablus-Sacir hattından PKK bölgesine geçti. Benzer geçişler Gandura hattından da Esed bölgesine doğru gerçekleşti. ÖSO içerisinde bölge komutanlığı, saha sorumluluğu gibi görevlere kadar yükselen Ebul Hayr, Ebu Ali Haskavi ve Ebu Ali Reslan gibi isimler etrafında toplanan ‘ajanlar’, 2017 yılı mayıs-eylül dönemlerinde PKK ve Esed saflarına geçti. Münbiç’te sonradan PKK’ya katılan Ebul Hayr isimli köstebek, “Daha yüzlerce arkadaşımız ÖSO içerisinde PKK için istihbarat faaliyeti yürütüyor. Görevleri tamamlandığında onlar da benim gibi ait oldukları saflara dönecekler” demişti.
30 İSİM TESPİT EDİLDİ
Yeni Şafak’ın güvenlik kaynaklarından elde ettiği bilgilere göre, Zeytin Dalı Harekâtı süresince Afrin bölgesinde, ABD-PKK ve Esed rejimi hesabına istihbarat faaliyetleri yürüten 30’dan fazla isim tespit edildi. ÖSO içine sızarak bölgeye gelenlerin tamamı, ABD tarafından kurulan MOC Tugayları ve Pentagon için çalışan 3 Tümen içerisinde kamufle oldu. Karşı istihbarat yürüten şahısların harekâtın seyri, bölge, silah ve cephedeki konum bilgileriyle ulaşabildikleri taktik sırları ABD-PKK ya da Rejim tarafına sızdırdığı bildiriliyor. Türk güvenlik birimleri ve ÖSO komutanlarının bu çerçevede özel bir çalışma yaptığı, isimlerin tespiti ve sorgulama çalışmalarının sürdüğü gelen bilgiler arasında.
- İhanet mi?
- Raco cephesinde 11 Şubat günü 150 kişilik PKK’lı grup, Ömer Uşağı köyünde bir sızma eylemi gerçekleştirdi. Teröristlerin 12 Mehmetçiği şehit ettiği kalleş pusuda bölgeye gönderilen ajanların da katkısı olduğu sanılıyor. Yine Bülbül cephesinde 8 askerimizin şehit olduğu benzer saldırı ile birlikte Türk askeri konvoylarını hedef alan PKK füzeleri konusunda da içeriden bilgi gittiği yönünde değerlendirmeler var. Fırat Kalkanı’nda ise TSK’ya ait Dane Üssü’nün vurulması, 2 Türk askerinin kaçırılması ve Türk tank ve konvoylarının vurulması ile büyük benzerlik gösteren olayların aynı odaklar tarafından yönetildiği görüşü hakim.
AFRİN’DE AYNI TEZGAH
Cerablus, Savran, Bab, Çobanbey’de sivillerin taciz edilmesi, bazı ev ve işyerlerinin yağmalanması gibi Fırat Kalkanı’nı sabote amaçlı girişilen faaliyetlerin benzeri Afrin’de de sergilendi. ÖSO komutanlarının ısrarlı uyarı ve ‘cezai müeyyide uygulanacağı’ şeklinde ikazlarına rağmen sivillere ait ev ve işyerleri ile traktör, otomobil gibi araçları yağmalamaya çalışan kişiler tek tek tespit edilerek cezaevlerine konuldu. TSK ise olaylara el koyarak şehir giriş ve çıkışlarının kontrolü konusunda inisiyatif aldı. Önleme faaliyetleri kapsamında Afrin genelinde tüm şikayetlerin değerlendirildiği ortak kurul ve emniyet birimi teşkil edildi. Afrin ilçe merkezinin PKK’dan arındırılmasını takip eden 2 günlük süreçte yağma ve taciz olaylarına karışan kişilerin zaferle sona eren harekâtı provoke amacı taşıdığı bildiriliyor.
Ganimete değil adalete geldik
ÖSO komutanlarından Ebu Yahya Kalendel, Afrin’de görev verilen yağmacıların bölgeye özel gönderilen kişiler olduğunu ve hedeflerinin ABD ve Batı ülkelerinin itirazına zemin hazırlamak olduğunu kaydetti. Ebu Yahya, Afrin operasyonuna ganimet için değil, Afrinlilere, barış, adalet, huzur götürmek ve 6 yıllık esarete son vermek için katıldıklarını vurguladı. Ebu Yahya, “İzzet sahibi her Müslüman savaşçı için Afrinli sivillerin can, mal, nesil ve namusları emanettir” diye konuştu.
