|

Sürdürülebilir bir dünya için ESG

Uluslararası literatürde “Environmental, Social and Corporate Governance” olarak bilinen ve “Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim” hedefleri olarak dilimize çevrilen ESG kavramı günümüzün en gözde konularından birisi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. ..

00:00 - 29/11/2021 Pazartesi
Güncelleme: 06:32 - 29/11/2021 Pazartesi
Yeni Şafak
Düşünce Günlüğü
Düşünce Günlüğü
Dr. Başar Ataç - Akıllı Şehirler Uzmanı

Uluslararası literatürde “Environmental, Social and Corporate Governance” olarak bilinen ve “Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim” hedefleri olarak dilimize çevrilen ESG kavramı günümüzün en gözde konularından birisi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. ESG genel olarak, şirketlerin yatırım performanslarını etkileyen ve finansal olmayan çevresel, sosyal ve yönetişimsel risk ve fırsatların sürekli bir şekilde izlenerek yatırımcılar tarafından dikkate alınmasını sağlamak amacıyla belirlenmiştir. ESG’yi esas alan yatırımlar sadece finansal kâr amacı gütmez. Şirketler, bunlara ek olarak topluma pozitif sosyal etki sunulup sunulmadığı, personele davranış biçimi, müşteriye duyulan saygı, yapılan üretimin çevreye olan etkileri gibi çıktıları ön plânda tutarak sürdürülebilirliği sağlamak amacını güder.

Uzun yıllar boyunca dönem dönem kapitalizmin çevreye ve topluma olan olumsuz etkilerine karşı çıkmak amacıyla sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi çağrılarında bulunulmuş ancak cılız kalan bu çağrılar en nihayetinde 2004 yılında ESG adı altında kavramsallaştırılarak Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nde net bir şekilde yer almıştır. 2016 yılında Birleşmiş Milletler’e üye olan ülkeler tarafından imzalanan Paris İklim Anlaşması’yla birlikte ise bir çok uluslararası yatırım fonu şirketlere yatırım yapma şartları arasında ESG standartlarına uyma zorunluğunu koyarak çevreye ve topluma olan sorumluluklarını yerine getirmeye başlamışlardır. Önceleri ciddiye alınmayan bu hareket çok fazla destek bulamazken, günümüzde ise ivme kazanarak dünya çapında 30 trilyon USD değerinde bir yatırım miktarına ulaşmıştır.

ÖNCELİKLİ HEDEF: ÇEVRESEL SORUNLAR

  • Dünya üzerindeki iklim değişikliği ve küresel ısınma ile birlikte ortaya çıkan kitlesel yok olma tehlikesine karşı her geçen gün toplumsal bilinç düzeyi artmakta ve şirketler yatırımlarını yaparken karbon salınımı ve sera gazları gibi doğaya zarar veren unsurları olabildiğince az düzeyde tutmaya çalışmaktadırlar. Deepwater Horizon petrol sızıntısının British Petrol’e 20 milyar USD, Volkswagen’in dahil olduğu emisyon skandalının ise 7 milyar USD civarında bir maliyetin yanısıra belirli kademelerde çalışanların hapis cezalarıyla karşı karşıya kalmaları ise konunun sadece dünya için değil şirketler için de ne kadar riskli yerlere ulaşabileceğini gösteren ciddi örnekler arasında tarihteki yerlerini almışlardır. Çevresel yıkımın durdurulması amacıyla da günümüzde enerji üretiminin kömür, petrol gibi fosil yakıtlar yerine sürdürülebilirliği mümkün olan güneş, rüzgar, su gibi doğal kaynaklardan elde edilmeye başlandığı bir ortam ortaya çıkmaya ve bu yöntemlerin yüksek maliyetli olmalarına rağmen ESG standartlarına uyulması için uluslarası şirketlere hem hukuksal hem de toplumsal baskılar uygulanmaya başlanmıştır.

SOSYAL HASSASİYET

Bu hedef kapsamında şirketlerin çalışanlarına saygı göstermesi, insani çalışma koşulları ve ortamının yanı sıra çeşitliliği gözeterek din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı yapılmadan eşit koşullar sunulması, çalışan güvenliğinin sağlanması, çocuk işçi çalıştırılmaması, çalışanların gelişimine yatırımda bulunulması, tüketici hakları ön plânda tutularak müşterinin sadece bir getiri kaynağı olarak görülmemesi, hayvanların deneylerde test malzemesi olarak kullanılmaması gibi konu başlıklarında gerekli önlemlerin alınması ve uluslararası beklentilere uyulması beklenir.

KURUMSAL YÖNETİŞİM İTİBAR SAĞLIYOR

  • Şirket kurumsal yönetiminin şeffaf olması bu alandaki en önemli hedeflerden birisidir ve bu hedefler, hissedarların ve paydaşların yönetimde hak sahibi olmaları, çalışanlar ile iyi ilişkiler kurulması, adil anlayış ve eşit işe eşit ücret uygulanması, işyerinde cinsiyet farklılığının ortadan kaldırılması, kamuya açıklık ve bilgi paylaşımı, iş etiği kurallarına uyulması gibi yönetişim temelli hususlar üzerinden takip edilir. Diğer iki hedefin yanısıra özellikle kurumsal yönetişim alanında önde gelen firmalar itibarlı olarak nitelendirilmekte ve uluslararası fonlardan yatırım alma noktasında ön plâna çıkmaktadır.

Özellikle belirli fon yatırımlarının alınabilmesi hedefinden dolayı çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim ilkeleri sorumlu yatırımların temelini meydana getirir. Sürdürülebilir finans yatırımları ise yapacakları yatırımlar öncesinde şirketlerin ESG ile ilgili hususları dikkate alıp almadığını inceler ve yatırımlarını bu hedefleri dikkate alan şirketlere yönlendirir.

  • ESG temelli fonların günümüzde belirli bir büyüklükte olmasına rağmen, sürdürülebilirlik düşüncesinin hızla yaygınlaştığı ve artık sadece şirketler olarak değil, devletler olarak da sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için gerekli adımların atılması gerektiği anlaşılmaya başlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nde ise, Paris İklim Anlaşması 7 Ekim 2021 yılında TBMM tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlanmış ve böylelikle Birleşmiş Milletler tarafından 2030 yılına kadar uygulanması için tavsiye kararı alınan ESG kurallarının en azından çevresel hedefleri içeren kısmı uygulamaya girmiştir.

#ESG
#Türkiye
#Paris İklim Anlaşması
#TBMM
#Birleşmiş Milletler
2 yıl önce