Doğru sütün hastalık yapan mikropların olmadığı, antibiyotiğin yer almadığı, kontrolden geçmiş süt olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Gıda Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. F. Yeşim Ekinci, 1 Haziran Dünya Süt günü öncesi önemli açıklamalarda bulundu.
Hastalık yapan mikroorganizmaların kaynatma ya da pastörizasyon işlemiyle sütten uzaklaştırılacağını ifade eden Prof. Dr. Yeşim Ekinci, "Özellikle çiğ sütün içerisinde hastalık yapan mikroorganizmalar bulunduğundan tüketilmeden önce ısıl işlemden geçmesi gerekiyor. Endüstriyel şartlarda bunu pastörizasyon veya UHT adı verilen sterilizasyon işlemiyle gerçekleştirebiliriz. Ev şartlarında bunu kaynatma ile gerçekleştirme şansımız var" diye konuştu.
"ÇİĞ SÜT MİKROPLARIN DA BESİN KAYNAĞI"
"KAYNATMA ESNASINDA BESİN DEĞERİNİ GÖZ ARDI ETMEYİN"
Sokaktan alınan sütün kaynatma işleminin besin değeri açısından da önem taşıdığını anlatan Ekinci, "Sütte uzun süreli kaynatmayla besin değerinin daha fazla düşmesine neden olabiliyoruz. Evde yaptığımız kaynatma işleminde 100 dereceye çıkıyoruz. Hâlbuki endüstriyel pastörizasyon adı verilen işlem 63-65 derecede 30-32 dakika veya 71-74 derecede 15-30 saniye yapılıyor; endüstriyel pastörizasyon işlemleri daha hijyenik şartlarda kontrollü ve kısa süreli yapıldığı için beslenme değeri açısından daha zengin olabilir. Çiğ süt kaynağını bildiğimiz bir üreticiden elde edildiyse eve getirildikten sonra ısıl işlem sonrası gayet iyi bir şekilde tüketilebilir. Süt mikroorganizmalar için çok zengin bir kaynak olduğundan çok hızlı çoğalabilirler. O nedenle üretim şartlarından tüketicinin sofrasına gelene kadar o mikroorganizmalar çoğalabilir. Örneğin, Brusella bakterisinin yol açtığı Brusella hastalığı, çiğ sütün yeterince ısıl işlemden geçirilmemesi sonrası yaşanan bir hastalık. Ülkemizde özellikle Akdeniz bölgesinde yaygın görülüyor. Isıl işlem ise bunları tamamen öldürebilir. Tüketici olarak eğer bir belge sağlanabiliyorsa onu görmeliyiz. Süt kabul şartları var” değerlendirmesinde bulundu.