Türkiye ürettiği elektriği Avrupa’ya satabilir

Türkiye, enerjideki rolünü önemli ölçüde arttırıyor.

Türkiye’nin son yıllarda enerji alanında attığı adımlar, Yenilenebilir Tarife ya da Yeşil Tarife tanımlarına uygun olarak kısaltılan YETA uygulaması ile yeni bir boyuta taşınıyor.

Sadece yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriği kullanmak isteyen vatandaşlar için geliştirilen YETA tarifesini değerlendiren uzmanlar, sistemin enerji ihracatında da önemli roller üstlenebileceği değerlendirmesinde bulundu.

KOLAYLIKLA GEÇİLEBİLECEK

Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, sistemin Ağustos itibariyle kullanılabileceğini hatırlatarak, “

Tarifenin zorunlu olmaması, dileyen vatandaşın çok kolay bir şekilde bundan yararlanabilmesi, YETA kullanan iş yerleri ve evlere sertifika verilmesi gibi durumlar ilk bakışta öne çıkan bazı özellikler.

” bilgisini paylaştı.

ULUSLARARASI DAĞITIM HATTININ KAPASİTESİ ARTMALI

Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Türkiye’nin Avrupa’ya enterkonneksiyon kapasitesinin çok kısıtlı olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu terim; ülkelerin iletim ve dağıtım sistemlerinin toplamından oluşan ulusal elektrik sisteminin diğer bir ülkeye ait elektrik sistemine bağlanmasını ifade ediyor.

AB Konseyi, bütün AB ülkelerinin 2020 yılına kadar enterkonneksiyon kapasitelerini kurulu elektrik üretim kapasitelerinin en az yüzde 10’una tekabül edecek şekilde arttırmaları çağrısı yaptı ve

2030 için de yüzde 15 hedefini

belirledi.

Ülkemizin enterkonneksiyon kapasitesi çok sınırlı. Türkiye-Bulgaristan 234 MW ve Türkiye-Yunanistan 116 MW ihracat net transfer kapasitesi mevcut. Bu kapasitelerin geliştirilmesi durumunda yenilenebilir enerjide geniş potansiyeli, garanti belgeleri ve yeşil tarifeleri ile Türk elektrik piyasası Avrupa’da çok etkin bir rol oynayabilir.”