TÜRKİYE, milenyum'a toplama kamplarını andıran çadırkentlerle giriyor. İşte bunlardan biri olan Adapazarı Emirdağ Çadırkenti'nin yaşantısı, kanunları ve hayalleri...
ADAPAZARI- Hükümet depremden sonra âfetzedelere en kısa sürede kalıcı ya da prefabrik konut sözü vermişti. İki ay, üç ay denildi ama bir türlü sözü edilen kalıcı konutlar bir yana, prefabrikler dahi teslim edilemedi. Şaşalı törenlerde teslim edilen prefabrik konutlar törenlerin ardından geri alındı. 30 Kasım mucizesi de fiyasko çıkınca, depremzedeler ya yıkılan evlerinin yanında kendi imkanlarıyla kurdukları barakalara, ya da devletin çadırkentlerine yöneldi. Deprem kaçınılmaz bir şekilde Marmara'da çadır hayatı başlatırken, belli başlı sanayii kentlerini de birer çadırkente büründürdü.
Bu çadırkentlerden biri de Adapazarı'nda kurulan Emirdağ Çadırkenti. Bir kısmı hâlâ yazlık olmak üzere binin üzerinde çadırdan oluşan çadırkent Sakaryalıların yıllar önce balık avladığı gölet üzerine kurulmuş. Deprem bölgesinin en büyük çadırkenti olarak beliren kentte yaklaşık 5 bin depremzede barınıyor. Ancak depremzede sayısı artçı şoklarla sürekli değişiyor. Bun da 100 milyon liralık kira yardımı da önemli bir etken. Çünkü devlet burada kalanlara kira yardımı yapmıyor. Bu yüzden ayrılanlar ya da çadırkente gelmemekte direnenler var.
Çadırkent merkezden yönetimle idare edilen bir devletin çadıra girmiş halini andırıyor. Yönetimden Çadırkent Yönetim Koordinatörlüğü sorumlu. Yönetim Koordinatörlüğü'nün başında Pamukova Kaymakamı Ezelettin Küçük bulunuyor. Küçük, bütün çadırkent sakinleri arasında sempati kazanmış görünüyor. Yönetimin diğer bir kolunu jandarma oluşturuyor. Üçü rütbeli toplam 49 jandarma çadırkentin asayişini sağlıyor. Jandarma yönetimde de söz sahibi. Bir de Kızılay var. Bunlar yönetimin üst yapısını oluşturuyor. Yönetimle halk arasındaki iletişimi ise çadırkentte bulunan 11 muhtar sağlıyor. Çadırkentle ilgili alınan kararların altına Kaymakam, Jandarma Komutanı ve Kızılay'ın müdüründen oluşan Yönetim Koordinatörlüğü'nün üyeleri imza atıyor.
Emirdağ Çadırkenti'nde kaç depremzedenin yaşadığı tam olarak bilinmiyor. Resmî makamlar 5 bin rakamını verirken, yine aynı makamların verdiği brifinglerde bu sayı 3 bin 726 olarak açıklanıyor. Halk ve muhtarlara göre ise en az 7 bin kişi yaşıyor.
Diğer taraftan çadırların çoğunluğunun kışlık olması, hâlâ naylon barakalarda oturanlar düşünüldüğünde, âfetzedeler için büyük bir şans. Çadırkent yönetimi ısınma problemini şimdilik radyan (katalitik) sobalarla çözüyor. Bu amaçla her çadıra bir tüp ve soba verilmiş. Tüpler 10 günde bir ücretsiz olarak değiştiriliyor. Ama aşırı soğuklar ve çadır yaşantısı sobanın sürekli çalışıyor olmasını gerektiriyor. Vatandaşlar tüpü ancak bir hafta kullanabildiklerini geriye kalan üç günü sobasız geçirdiklerinden şikayet ediyorlar.
Çadırkentte üç alanda kurulu 54 kabin, 17 duş bulunuyor. Tuvalet sayısı ise 235. Kordinatörlük bu sayıların yeterli olduğunu düşünürken, halk memnun değil. Su ihtiyacı, Kaynarca yolu üzerindeki köy hizmetleri şantiyesinden karşılanıyor. Depremzedeler suyu hâlâ büyük bir sorun olarak görürken, yönetim ise yukarıya 'su sorunu çözüldü' notunu düşüyor. Çadırkentte kanalizasyon ihalesi yeni yapıldı. Çadır sıralarının arasına borular döşenmeye başladı.







